..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
İnsandaki gerçek güzelliği ancak yaşlandıkça görebilirsiniz. -Anouk Aimee
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Bireysel > Özge Özdil




3 Ağustos 2010
Evini Özleyen Cenin  
Özge Özdil
Ana rahmine dönme isteği ...


:AHJA:
Zeynep aceleyle çıktı evden söylenerek. Her zamanki gibi çok işi vardı gene. Bankada bekleyeceği kuyruğu düşününce şimdiden içi daraldı. Anne ne var sanki bir gün de sen yatırıversen şunları diye geçirdi içinden. Yine de acele ve sert adımlarla bankaya doğru koştururcasına dövdü kaldrımları. Vardığında öğle tatiline çok az bir zaman kaldığını biliyordu. Gene de rica etsem yardımcı olurlar belki diye düşündü. Ama içeri girmek istediğinde, ''Üzgünüm hanımefendi, öğle tatilinden sonra gelin ! '' diyerek çatt ! diye kapatıverdi görevli suratına ağır cam kapıyı. Offf... dedi içinden, daha bir saat var, nerede vakit geçiricem ki ben şimdi. Karşıdaki çay bahçesine ilişti gözü. Burası Eskişehirin en işlek yerinde, çarşının tam ortasında olan, küçük, şirin, mütevazi bir yerdi. Eskiden ise sağlık ocağı olduğunu biliyordu, daha sonra kapanmış ve çay bahçesine çevirilmişti. Bizzat kendisi de burada doğmuştu Zeynebin. Gülümsedi, annesi buranın önünden her geçtiklerinde ona doğduğu odanın penceresini gösterirdi. Çok sıcaktı hava, bunaltıcı ,yapış yapış ve insanın tepesini kaynatan bir temmuz sıcağı vardı. Hayatı boyunca hep hayret etmişti, bu sıcakta o sıcacık çayı nasıl içiyorlar diye. Arapların bunu çölde bile içtiklerini biliyordu, demekki onların da bir bildikleri vardı. Yorgun bacaklarını öylesine bir sandalyeye bıraktı, çöküverdi oraya ve bir paşaçayı söyledi kendisine. Çocukluğundan beri hep öyle içerdi çayı,ılık.Ağır ağır kaldırdı yorgun yüzünü ve tekrar baktı pencereye. Bundan tam otuz yıl önce o odada doğduğunu biliyordu ve annesinin rahminden onu bir vakum aletiyle çekip çıkardıklarını. Üstüne üstlük bir de postmatüre doğmuştu. Dokuz ay on günü bir hafta kadar geçmişti doğum süresi .. dünyaya gelmeye razı olmadığını açıkça belli eden iki işaret ..
Ilık bir yudum geçirdi boğazından ve güldü kendi kendine. Arapların çölde çay içmelerinin hikmeti açıktı elbette, oysaki yukarıdaki o varlığın,Yaratıcının o kadar yumurta ve sperm arasından kendisini seçmesinin hikmetini çözememişti ömrünce. Sonradan hiçbir halta yaramadığını anlasa da uslu bir çocuk ve iyi bir öğrenci olmuştu tüm hayatı boyunca. İyi bir üniversite bitirmiş,hemen ardından da kötü sayılmıyacak vasat bir iş de bulmuştu kendine. Vasat, sıkıcı ama onu aç bırakmayacak kadar iyi. Öğretmendi Zeynep. Daha çalışmaya başladığının ilk yılında bu işin hiç ona göre olmadığını farketmiş, fakat artık ömrü boyunca bu işi yapmak zorunda olduğunu anlamıştı. İşsizliğin sokaklarda buram buram cirit attığı bu memleket ve bu zamanda bir nimet bile sayılabilirdi bulduğu bu iş.. ve elbette annesi ..onu ortada bırakamazdı, istifa edip başka iş aramaya kalksa o süreçte parasız kalıcaklarını biliyordu. Artık bunu göze alamayacak kadar geçti onun için. Çocukken dedesinin mırıldandığı o türküyü hatıladı,tekrar gülümsedii artık o da anlıyordu dedesini.. '' Uzun ince bir yoldayım, gidiyorum gündüz gece ..''
O gece kendisiyle beraber kaç çocuk daha doğmuştu o pencerenin olduğu koridorda ve şimdi ne yapıyorlardı, nasıl bir hayatları vardı acaba ... Belki onun gibi öğretmen olanlar, doktor, mühendis falan olanları vardı, belkide kadın satıyorlardır dedi ve sırıttı . Hayattaki ilk,tek ve en kocaman çığlığını o zaman atmış olabilirmiydi acaba, ona sormadan ciğerlerine edepsizce dalıveren o havayla beraber ..ve çocukken koparıverilen o hesapsızca, arsızca bağırmalar .. sonrası hep susmakihep hesaplı susmalar .. onun dışında yetişkinliğin o kurşun gibi ağır, gri elbisesinin içinde kolaysa gel de kopar bakalım aynı hayasız gürültüyü.. Zorlama nezaketler içinde yaptığımız ince, minik hesaplar, ahh elalem ne der sonralar, ah hiç olurmular ..ya da içte kalanlar, hiç itiraf edilemeyip, hiç paylaşılamayan, içinde doğup,içinde büyüyüp ve de içinde çürüyüp kalan .. nice şeyler ...
- Hey Allahım, dedi Zeynep, insanlara asla böyle şeffaf değilim biliyorsun, sana olduğum ve olacağım kadar. Küçükken cennete telefon açıp seninle konuşabileceğimi bile düşünürdüm, ( sırıttı gene ) ,sana yine hesapsız bir itiraf ve bir sitem .. beni buraya neden gönderdiğini bilmiyorum, tam otuz yıldır buradayım ama hiç sevmedim, mümkünse beni o çıktığım yere geri gönderebilirmisin ? .. Ahah, bana güleceğini biliyorum ama sen yinede bunu bir düşün ve şimdilik hoşçakal ...
Çayının son yudumunu aldı, saatine baktı, öğle tatili bitmişti, acele etmeliyim dedi ve fırladı topukları yeniden kaldırımları dövmek için ...

- Son -

.Eleştiriler & Yorumlar

:: ...
Gönderen: Ömer Faruk Hüsmüllü / , Türkiye
4 Ağustos 2010
Güzeldi. Ellerinize sağlık. Teşekkürler. Saygılarımla.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Kadife Kabus
Bedenin En Sevdiğim Uyuşturucu


Özge Özdil kimdir?

Beynimin kıvrımlarındaki yaldızları başkalarınınkine serpmek için buradayım . .

Etkilendiği Yazarlar:
Nazım Hikmet,Louis Aragon,Simone De Beuvaire,Anton Çehov,Shakespeare


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Özge Özdil, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.