..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Zamanı gelen bir düşüncenin gücüne hiçbir ordu karşı koyamaz. -Victor Hugo
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Anı > Ülkü Ahıska




9 Ağustos 2010
Sevinç Gözyaşları  
Ülkü Ahıska
Öğretmenliğimin ilk yıllarına ait, unutamadığım bir anımı sizlerle paylaşmak istiyorum.


:BADF:

Öğretmenliğimin ilk yıllarına ait, unutamadığım bir anımı sizlerle paylaşmak istiyorum.
SEVİNÇ GÖZYAŞLARI
Üniversiteyi bitirdikten sonra Hatay’ın Dörtyol ilcesine Türkçe öğretmeni olarak atanmıştım.Mesleğimi ve memleketimi çok seviyordum.Aksi halde hiçbir kuvvet beni ailemden koparıp,Anadolu’nun küçücük bir kazasında tek başıma yaşamaya mecbur edemezdi.

Annem babam üzerime titrerdi.İtina ile onların ilgisi sevgisi,şefkatiyle yetiştim.Artık memleketime çalışma zamanı gelmişti.Enerji dolu,duygulu,hassas bir genç kızdım.Pembe hayallerle dopdoluydum.Atandığım yere biran önce gitmek için sabırsızlanıyordum.

Ailem beni ,yaşlı bir teyzenin yanına, pansiyoner olarak yerleştirip gitti.Burası tahtadan panjurları olan,her türlü konfordan uzak,basit bir odacıktı.Mutfağı yoktu,tuvaleti yolun öbür ucundaydı.Biraz hüzünlendim.Ağlayarak ailemden ayrıldım.Artık,kaderimle baş başa kalmıştım.Ne kalacağım yer,ne yiyeceğim yemek; Hiçbirisi sorun değildi.İdeallerim önemliydi…

Okulun ilk açıldığı günü hiç unutamam.Çocuklar gibi heyecanlıydım.Yüzlerce öğrenci, gözlerimin içine bakıyordu.Kalbim kuş gibi çarpıyordu. Umutla bakan gözlerinden benden ne beklediklerini biliyordum.Günler birbirini kovalıyordu.Okuluma ve öğrencilerime çok alışmıştım. Bunun dışında hiçbir şey beni ilgilendirmiyordu.Gençliğimin bütün heyecanıyla,ideallerimi gerçekleştirmek için çırpınıyordum.
Ak deniz in gök gürültüsü ve fırtınası meşhurdur.Gündüzleri öğrencilerime ders vermekle vakit geçiriyor;Geceler ise bir kabus oluyordu: Tahta panjurların, kapakları rüzgarın uğultusu ve köpek havlamalarıyla birlikte duvara çarptıkça,korkudan yüreğim ağzıma geliyor, yastığın altına kafamı sokup gün ışımasını bekliyordum.

Okula ilk başladığım günden beri öğrencilerin fakirliği dikkatimi çekmişti.Çoğu yakın köylerden geliyordu.İçim acıyordu.Okulda resim öğretmeni henüz yoktu.Gönüllü resim derslerini kabul ettim.Girmem gereken ders saatlerinden fazlasıyla çalışıyordum.Son sınıflara yağlı boya sulu boya tablolar,bez üzerine çalışmalarla, resim yapmayı sevdiriyordum.Nihayet yıl sonunda,o zamana kadar,orada alışılmamış bir yenilik yaptım.Resim sergisi açtım. Beni orada herkes resim öğretmeni olarak tanıyordu. Askeri garnizon,salonunu bize tahsis etmişti.Bir yıl boyunca çocukların ve benim el emeği göz nuru yaptığımız tablolar teşhir edilecek ve açık arttırmayla satışa sunulacaktı.

Nihayet beklenen gün geldi.Salon ,oldukça kalabalıktı.Fakat böyle bir şeye alışık olmadıkları için hiçbiri,tabloları satın almaya yanaşmıyor,izleyip geçiyordu.Heyecanlı yüreğim tir tir titriyordu.Bunca emekler ve umutlar boşa mı gidecekti?.Gözlerimden akan damla damla yaşları kimse görmesin diye saklıyordum.Masum ve muhtaç öğrencilerimi düşünerek,mikrofona sarılıp ağlayarak etkili bir konuşma yaptım. Biraz sonra tablolar hızla satılmaya başladı.Gözlerime inanamıyordum..Masanın üzeri paralarla doluyordu.Bu sefer sevinçten ağlamaya başlamıştım.

Toplanan paralarla, sınflardan seçtiğim 140 öğrencinin ihtiyaçları giderilmişti.Çok sevinçliydim.Artık okula gelirken üşümeyecek ve ıslanmayacaklardı.Onlara faydalı olmanın mutluluğunu duyuyordum.

Aradan yıllar geçti.Birkaç yıl önce;Rahatsızlığım nedeniyle,Ankara Hacettepe Hastanesindeydim.Arkamdan beyaz önlüklü bir genç bana doğru koşuyordu. Öğretmenim diye elime sarıldı.Tanımıştım.O öğrencilerimden biriydi.

-Öğretmenim,ne güzel duygular aşılamış,ne güzel yetiştirmişsiniz bizleri…Çok etkilenmişim.Sizi hiç unutamadım.Ben de fakir hastalarımla çok ilgileniyor onlara ücretsiz bakıyorum . Dedi.
O anda hastalığımı unutmuş,her yanımı manevi bir haz sarmıştı.Artık hiçbir yerim ağrımıyordu.Gözlerimden iki damla sevinç gözyaşı damladı.

Diyebilirim ki…Hayatımın hiçbir döneminde,o günkü kadar mutlu olmadım.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Gönlümün Mihrabı [Şiir]


Ülkü Ahıska kimdir?

Duygusal sevecen edebiyat ve şiire gönül verene biriyim.

Etkilendiği Yazarlar:
Yahya kemal beyatlı,Attila İlhan,Cahit Külebi


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ülkü Ahıska, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.