Sarı saçlar salkım söğüt dalları gibi,
yayılır omuzlarının aklığına,
güneş sırtından öper,
gölge omuzlarından,
bulutlanır gökyüzü,
uzanırım gözlerinden öpmeye,
bakışlarınla yanar dudaklarım,
ahh, kaderim kötü,
yanmak adına...

Kollarını açsan,
Sıra dağlar düşer,
sol elinden sağ eline dek,
ve göğsünün üstünde durur,
kıpır kıpır ferhatın deldiği dağlar,
gürzü yüreğime vurulur olur,
sevda içindedir o yüreğin bilirim,
geçemem karanlık basar ardından,
o dağlarda kaybolurum,
yokluğunun kurduna-kuşuna yem olur,
garip yürek neylim,
kendi acılarına gömülmüş gitmiş...

gölgeliklerin serinliği senin yüzündendir ,
ovalarda her çeşit çiçeğin rengisin,
tütünün teskin ediciliği,
kengerin eğlendirici yanısın,
bulutlar nefesinle uçar,
yüzünü çevirmenle kararır,
ormanlara nedensiz düşmez yangınlar,
gülüşünün yangınıdır sebebi,
neyse ki dudaklarının ıslaklığı var,
yağmurlara eş öpüşlerinle,
içim sönünce,
dünyada bütün yangınlar sönerler,
aynı anda,
bir sır bulutu düşürürsün üstüne,
ateşin bile nefesi kesilir söner...

Saksıda fesleğenlerim durur,
saçlarını okşarım sanır,
artırırlar kokularını,
munzur kıyılarında yarpuzlar,
ve keklik otları renk akıtırlar suya,
gözlerin akar ırmaktan,
şaşırır köpükleri,
bal rengi gözlerinin rengini,
ne zaman düşürdün diye,
sarı saçlı kız,
kalk bir pencereyi aç,
munzur türküsü ödül veriyor,
kıyılarına,
söğütler yaprak yaprak sen süzülür,
kuşlar adını cıvıldaşırlar,
kirpiklerin çiğe düşmüşler diye,
eğil hele, öpeyim gözlerinden,
türkü türkü öpeyim,
düşeyim içinde akan bir damlaya,
yağmur yağmur ağlayayım yolunda,
sel sel akayım,
gönül ummanına kavuşmak,
zorun da zoru,
boğularak ölüm feda olsun sevdaya,
daha kaç yürek var içimde hepsinde sen,
daha kaç yıl ömrüm varsa eğer,
adını koymuşum sen...

ayaklarım almış izinsiz benden,
giderler düşümden gerçeğimden de önce,
sen olmuş beden,
ruhum şaşkın şaşkın arkalarından bakar,
dedim ya sana sarı saçlım,
saçların omuzlarına düştümü
aklım nasıl kalmaz ki gölgede...

kim kırabilir ki kim,
şu gönülün kanatlarını,
bütün kuşların kanatlarını,
ödünç almış bu yürek,
beni bu sevda uçurur olmuş,
hayalimden gerçeğime...

27.06.2007 Kartal
Bayram Tunca 1956, Elazığ