..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Sevgi sabýrlý ve yürektendir, sevgi kýskanç ve övüngen deðildir. -Ýncil
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Sevgi ve Arkadaþlýk > Kutlu Altay Kocaova




18 Þubat 2011
Tiyatro Bitti  
Kutlu Altay Kocaova
Tamâmen üç farklý karakterdeki kýzýn, kesiþme noktasý. Birbirlerinden ayrý karakter olmalarýna raðmen aralarýndaki çok güçlü baðýn öyküsü. Ýçlerinden birinin intihârýnýn ve bunun diðerlerinin üzerindeki etkisinin öyküsü ve âilelerin karakter oluþumundaki etkisinin öyküsü...


:BDEB:
Gökçen, sýnýfýndaki diðer kýzlardan farklýydý. Görünüþte onlardan pek farklý olmasa da, diðerleri gibi olmadýðýný biliyordu. Pek konuþmayý sevmezdi. Bu yüzden de sýnýfýnda konuþtuðu kimse yoktu. Diðer arkadaþlarý da, onun kendileri gibi olmadýðýný bilirlerdi. Sýnýftaki bütün öðrenciler, Gökçen ile kendileri arasýndaki görünmeyen setin farkýndaydý. Hatta öðretmenler bile bu setin farkýndaydý ve ona göre davranýyorlardý.

Gökçen, her gün yanýnda çeþitli kitaplar getirirdi. Sýk sýk deðiþtirdiði bu kitaplarýn konusu genelde Türk mitolojisi üzerine olurdu. Dersle ilgilendiði zamanlarýn dýþýnda okuldaki zamanýnýn tamamýný bu kitaplarý alýrdý.

Türk mitolojisi üzerine âdeta uzman olmuþtu. Türk dünyasýnýn her bölgesine ait masallar, efsâneler, destanlar, hikâyeleri bilirdi. Bir destanýn yapýsýna bakarak hangi Türk topluluðuna ait olduðunu bilirdi. Hatta bir keresinde Kastamonulu olan edebiyat öðretmenine, öðretmenin bilmediði, Kastamonu bölgesine ait bir halk hikâyesini anlattýðýnda öðretmeni epey þaþýrmýþtý. O, öðretmenine göre geleceðin önemli bir Türkiyatçýsý olacaktý.

Sýnýfýnda yeni gelen iki kýz öðrenci dikkatini çekmiþti. Selin ve Hatice isimli bu kýzlarý birkaç hafta dikkatle incelemiþti. Kendisi gibi sessiz olan bu kýzlarda, birtakým farklýlýklar hissetmiþti. Selin, aþýrý çekingen ve ezik bir görüntü sergilerken, Hatice tam tersi idi. Öfke yüklü bu kýzýn içindeki aþýrý saldýrgan ruh, kendini belli ediyordu. Her ne kadar sýnýftaki diðer öðrenciler bunu fark edemese de, içindeki dünyayý yakmak isteyen güç görülebiliyordu.

Hatice’nin annesi ve babasý ayrý idi. Bu yüzden ikisine de düþmandý. Bu düþmanlýk, kendisini terk ettikleri için deðil, bencilliklerinden dolayý idi. Hatice, anne ve babasýna duyduðu düþmanlýðý, onlar üzerinden bütün topluma yönlendiriyordu. Yüzünün dýþýnda her þeyi simsiyahtý. Saçý, makyajý, giyimi, týrnaklarý… Ýçindeki karanlýðý böyle dýþa vuruyordu.

Tarih dersiydi. Öðretmen elinden geldiðince ders iþlemeye çalýþýyor, ancak bunda pek baþarýlý olamýyordu. O sýrada, sýnýftaki erkek öðrencilerden biri, sýnýftaki bir kýz öðrenciye küfürle karýþýk laf attý. Ancak öðretmen, yapmasý gerekeni yapamadý ve sustu. Kýz aðlýyordu ve öðretmen susmaya devam ediyordu. Adâleti saðlamakla yükümlü olanlarýn, ayný zamanda cesur ve güçlü olmasý gerektiði bir daha ortaya çýkmýþtý.

Gökçe olanlarý büyük bir þaþkýnlýkla izliyordu. O sýrada Hatice, içindeki isyân bombasýnýn fitilini ateþleyerek ayaða kalktý ve öðretmene bir dolu sövdükten sonra “Bir zibidiye cevap veremedikten sonra niye yaþýyorsun ki? Git, intihar et” diyerek sýnýftan çýkýþý, sýnýfta olmayan düzenin tamamen yok olmasýný saðladý. Gökçen içinden Hatice’ye teþekkür ediyor, hakârete uðrayan kýz aðlamaya devam ediyor, otoritesi sýfýrlanan öðretmen ise Hatice’nin arkasýndan ona haykýrýyordu.

“O kara þeytan, bir daha bu sýnýfa gelmeyecek” diyerek kükrüyor. Ama sýnýfýndaki bir kýz öðrenciyi, açýkça tâciz eden öðrencisine sesini çýkaramýyordu.

Herkes Hâtice’nin geri geleceðini sanýyordu ama o ândan sonra Hatice bir daha gelmedi.

Selin ise olanlarý korkuyla izliyordu. Zaten ezik olan ruhu, bu olayla birlikte daha da sinmiþti. O da ailesi bakýmýndan Hatice’ye benziyordu. Annesinin bilinen târikatlardan birine girmesinden sonra anne ve babasý boþanmýþtý. Babasý bir ateistti. Hatta oldukça koyu bir ateist idi. Bu dönemde annesi de, babasý kadar olmasa da, dinî inancý olmayan biri idi. Evde din konusunun konuþulmadýðý an olmazdý. Babasý, her zaman, aklýnca, Tanrý’yý alaya alýr ya da kendi düþünce yapýsýna göre neden olmadýðýný anlatmaya çalýþýrdý. Bu durum ise Selin’i sýkardý. Her konu, mutlaka dine dayanýr, Selin, farklý bir þey söylediðinde babasý tarafýndan aþaðýlanýrdý. Bu ise onun git gide sinmesine neden olmaktaydý.

Selin ortaokula baþladýðý yýllarda annesi, aðýr bir depresyon geçirdi. Eþinin ilgisine en fazla ihtiyaç duyduðu bir dönemde eþinin kendisi ile ilgilenmemesi, onu farklý arayýþlara yönlendirdi. Bu yeni arayýþlarýnýn ürünü olarak, eþine duyduðu tepki, onu dine yöneltti. Ýlk zamanlar Ýslâmiyet’i araþtýrmakla baþladý. Bir süre sonra yeni arkadaþ gruplarý oluþmaya baþladý. Tabii bu durum, evinde büyük tartýþma ve hatta kavgalarý yaratýyordu. Bu kavgalarýn sonunda annesi ile babasý boþanmaya karar verdiler. Tabii bu en çok Selin’i etkiledi. Her geçen gün yýpranan ruhu, daha da yýpranmýþ ve ortaya silik, çekingen bir karakter çýkmýþtý.

Bir tarafta bütün deðerlerini yitirmiþ, bir serseri güruhundan farký kalmamýþ yozlaþmýþ gençler, onlarý yetiþtirdiðini sanan, karaktersiz, bazý öðretmenler, kendi düþünce yapýlarýný zorla çocuklarýna benimsetmeye çalýþan aileler… Gökçe bunlarý düþünürken, gözü yukarýdaki Atatürk resmine ve Gençliðe Hitâbe’ye takýldý ve kendine kendine þöyle sordu:

“Peki, ama nasýl?”

Okulun çýkýþ zili ile beraber herkes daðýlmýþtý. Gökçen yürürken kendini, Selin’i, Hatice’yi düþünüyordu. Aþaðýlanan kýzý düþünüyordu. Zayýf öðretmeni düþünüyordu. Tacizci genci düþünüyordu. Bu düþünceler arasýnda epeyce yürüdüðünü fark etti. Etrafýna bakýndý. Geldiði yeri tanýmýyordu. Kafasýndaki düþünceleri bir anda kenara itti ve o an gözü bir eve takýldý. Bu evin kimin olduðunu Hatice’yi pencerede gördükten sonra anladý. Hatice balkondaydý, Gökçen’e bakýyordu ve gülümsüyordu. Gökçen, onun ilk defa gülümsediðini gördü. Ama bu gülümseme onun son gülümsemesi olacaktý. Gözlerini Gökçen’in gözlerine diken Hatice bir anda kendini boþluða býraktý. Gökçen gözlerine inanamýyordu. Hemen Hatice’ye doðru koþtu. Çýðlýk çýðlýða baðýrýyordu. Yardým istiyordu ama artýk çok geçti. Hatice ölmüþtü. Cebinden Gökçen’e yazýlmýþ bir not çýkmýþtý. Þöyle diyordu Hatice:

“Gökçen, geldiðim günden beri Selinle beni izliyorsun. Selin farkýnda mý bilmiyorum ama ben farkýndayým. Ama biliyor musun, bundan hiç de rahatsýz deðilim. Hatta memnunum. Bana öyle geliyor ki, üçümüz arasýnda kuralsýz, sözsüz bir arkadaþlýk var. Sadece bakýþlarla anlaþýlan bir arkadaþlýk ve biliyor musun ben bundan çok memnunum.

Bugün bu dünyada son günüm. Henüz intihâr etmeye karar etmeye karar vermedim ama deneyeceðim. Ölmesem bile bu dünyada son günüm olduðunu biliyorum. Okula bir daha gelmeyeceðim, annemle babamda beni bir daha görmeyecek. Gerçi beni merak edeceklerini sanmýyorum. Ama sen merak etme. Selin’de etmesin. Dedim ya, aramýzda kuralý olmayan, sözsüz bir arkadaþlýk var.

Bu yazdýklarým eline geçer mi bilmiyorum. Ama içimden bir ses, bu yazdýklarýmý ilk senin okuyacaðýný söylüyor. Ama hislere inanmam. Bu inancýmý yitireli yýllar oldu. Bugün öðretmen, o zibidiye haddini bildirse idi, bunlarý yazmayacaktým biliyor musun? O bendeki son yaþam kýrýntýlarýný da yok etti. Birazdan ölmeyi deneyeceðim. Bu tamamen bana baðlý deðil biliyorum ama yine de deneyeceðim.

Uzatmanýn gereði yok. Bir kitapta görmüþtüm. Þöyle diyordu. Tiyatro bitti, beklemeye lüzum görmüyorum*.

Arkadaþýn Hatice”

Mektubu okuduðunda Gökçen, Hatice’nin öldüðü yerde kala kalmýþtý. Yanýndan çok sayýda kiþi gelip geçmekte idi. Ama Gökçen, hiçbirinin farkýnda deðildi. O sýrada Gökçen, omzunda bir el hissetti. Bu Selin’in eliydi. Ýkisi de aðlýyordu. Gökçen, Hatice’nin yazdýðý mektubu Selin’e verdi. Selin mektubu okuduktan sonra, mektubun son cümlesinin ilk bölümünü tekrarladý.

“Tiyatro bitti.*”

22 Aðustos 2008

Kutlu Altay Kocaova

(* Atsýz, Hüseyin Nihâl, Ruh Adam)

.Eleþtiriler & Yorumlar

:: Teþekkürler...
Gönderen: Kutlu Altay Kocaova / , Türkiye
24 Þubat 2011
Aysel haným, teþekkür ederim...

:: hüzünlü son
Gönderen: Aysel AKSÜMER / , Türkiye
19 Þubat 2011
Aileler ve çocuklarý. Ne kadar hassas bir konu. Sona giden sessiz yol. Ama finaldeki vurucu söz "Tiyatro Bitti". Tebrik ederim. Güzeldi. Saygýlar.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.


 


ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.


Yazarýn öykü ana kümesinde bulunan diðer yazýlarý...
Semerkand'da Bâbûr
Hocalý'da Öldüm, Duymadýnýz

Yazarýn diðer ana kümelerde yazmýþ olduðu yazýlar...
Ey, Kutsal Bayrak! [Þiir]


Kutlu Altay Kocaova kimdir?

Yazmak. . . Bana hayâtý durdurma konusunda, fotoðraf çekme ile berâber yardým eden tek unsur. Hayâtýmda durdurmak istediðim anlar var, kareler var, kesitler var. O anlar için yazýyorum.

Etkilendiði Yazarlar:
Hüseyin Nihâl Atsýz, Yavuz Sultan Selim, Fuzûlî


yazardan son gelenler

yazarýn kütüphaneleri



 

 

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Kutlu Altay Kocaova, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.