Çektiğim acılar selamın olacak
Şimdi sevginin ıssız ormanlarında yolunu arayan bir tutsağım. Elimi tuttuğum her dal seninle kırılıyor. Sana ulaşamamanın yankısını yaşıyorum. Dağlara ulaşabilirsem belki aşarım.
Şimdi sevginin ıssız ormanlarında yolunu arayan bir tutsağım. Elimi tuttuğum her dal seninle kırılıyor. Sana ulaşamamanın yankısını yaşıyorum. Dağlara ulaşabilirsem belki aşarım.
-ABLA; Anne, arada sırada kötüler kazansa heyecanlı olmaz mıydı?
Ekran bulanıklaşır ve bir sabun köpüğü oluşur.Bu, gelecek filmlerindeki, makyajla oluşturulmuş görsel çirkinliğin, makyajsız içsel versiyonu. O filmleri seyrederken, kendinizi, o sahneler içinde hayal ettiğinizde, kurtuluşunuz, sinemanın karanlık salonundan çıkmak olabilir ya gerçek hayatta ?
Yabancı bir memlekette, yabancı bir gökyüzü altında buldum kendimi. Baba ocağıyken tek dayanağım, annemin sıcaklığıyken mutluluğum, soğukta kaldım. Herkese ve her şeye düşmandım. Gözyaşlarım eşlik ederken yalnızlığıma, nefes almak her geçen gün zor gelirken varlığıma, o geldi.
Oysa eş ruhunu bulan kalp bitmesinden korkulan bir tangoya başlar dans arkadaşıyla...
Dudakların gerisindeki saklı kent gibidir sözcükler. Tek heceden tutun çok heceye kadar ne çok anlam yükler yapısına. Her biri dilde veya kâğıtta can bulmadıkça ölü gibidir. Yaşatmak, insanoğlunun dilinde veya kalem tutan elindedir.
“ Baba bende biliyorum ama belki bir kaç tanesi ölmemiştir. Hem bak suya koydum onları.”
Hayattaki en acı deneyimler elimizden göz göre göre, ellerimiz ıslakken sabunu tuttuğumuzda yaşadığımız gibi, kayıp giden fırsatların, başarıların, mutlulukların ya da sevgilerin üzerinden gelişiyor..
Hayal kırıklıkları ölüm saçıyor adeta ve uykularınızın kahramanı karabasan oluyor. Her daim sonuçta uyanıyor aynı zamanda uyandırılıyorsunuz.....
Dün akşam Özlem buradaydı… Hakan… Hülya… Üçüne de sordum ayrı ayrı, kullanayım mı diye gerçek adlarınızı… Üçü de evetledi ayrı ayrı… Amannn, benim dostlarıma da budur işte yakışanı!...
İşin zordur. Huzuru küçük koylarda aramaya başlarsın,biliyorum.Tüm sığlıklara aldırmadan yaşama devam edecek mutlak hakimiyetin elindedir ve çocuk gözlü ihtiyar çığlıkların seni gündemin merkezine oturtur, tüm gözler sana odaklanır, döngülerden, hayrete b
Zaman avuçlarımda dağılıyor, nereden başlayacağım, neden sırılsıklamım gökyüzünde tek damla yağmur yok…
Meğer ne çok adam edermişsin sen, adam olmadığını anlamadan öncesine kadar... şimdi bakıyorum geçmişe, o da en az senin kadar yalan-dolan...
Kadınlar özellikle seviştikten sonra sorgulamaya başlarlar hayatı. Konu yırtık çoraptan başlar ve yataktaki adamın kaşının altında gözü olmasıyla sona erer.
Sigarayı bıraktığın için biraz sinirlisin. Anlıyorum. Ama bu seferde iyice sakız tiryakisi olup çıktın. Ne o öyle. Kutular dolusu sakız almışsın. Banyoda, aynanın önünde bile açılmamış sakız paketleri duruyor. Sence de biraz abartmadın mı?