Gözlerim gözyaşlarıyla dolu, o beyaz ellerin mendilim olur mu? Dudaklarım gülüşe kapalı, neşem olur musun? Baştan aşağı kibrit çöpüyüm, ateşim olur musun? İnsanlar, mont, kaban, kürk sen benim güneşim olur musun? Nice sahibinden satılık arabalar gördüm, nice kiralık evler gördüm. Sen benim en değerli varlığım olur musun? Bir can ne kadar dayanırsa Azrail'e, bu yürek o kadar dayanabilir sensizliğe. Özlemim hançerdir içimde, tüm bedenimi kılıf yapıp saklarım seni yüreğimde. Belki kavuşmak yok seninle dünyada. Nasıl yanarsa güneş altında çöl, bir rahmet damlar mı bilmem bu sana kavrulan cana. Kavuşur mu bu garip sana ve o rahmet yağmuruna? Beni sevmeni çok isterim. Nasıl insan sevdikçe kendine gelir. Sen de gel bana, kavuşurum o zaman kendime. bu şehir benim değil. hiç sesimi işitemezsin sokaklarda. Sokaklar ayrılığımızın mezar taşlarıyla döşenmiştir. Benden gidişlerin her adım atışta beni acıya gömmüştür. Sana kavuşmanın yolunu bana göstermemişsindir. Bana çıkmaz sokaklar, yokuşlar, barikatlı yollar bırakmışsındır. bana bir yol göster. Geleyim sana, koşayım yanına. Özlemim elimde taşıdığım ateş parçasıdır. Sensizlik avuçlarıma ateş doldurmuştur. Saçının bir teline dokunsam, içi yanık ney gibi göl hasreti fışkıracaktır sesimden. Saçına dokunmak içime su serpecektir. Her aşk hediye ister. Bana hediyen özlemin olmuştur. Kuzular analarının yanında mutluyken, yine onların yanında kurda yem olurlar. Ben senin yanında mutluyken, senin yanında ayrılık gibi, bencillik gibi kurtların olacağını ve beni onlara kaptıracağını bilememişimdir. Şimdi yan yana iki ülke gibiyiz. Benden sana nehirler akarken, sen tüm topraklarını başkalarına testi yapmaktasın. Bana bir tas kadar bile sevgi vermemektesin. Olsun gülüm olsun. Bir güle ne kadar yağmur yağarsa sağsın, o gül suyu köklerinden alır. Sen içinden beni geçirmektesin öz su gibi, başkalarını da sadece yağmak düşmektedir. Seni özlerken, kokun burnuma gelirken, ben senin damarlarında kan gibi dolaşmaktayım. Olsun gülüm olsun. Sen rengini bile benden alırken, bir kızıl güle dönüşürken sen, ben kor kırmızı ateşe dönüşmüşüm çok mu?