Dünyayı isteyen bilime sarılsın, ahireti isteyen bilime sarılsın; hem dünyayı hem ahireti isteyen yine bilime sarılsın" -Hz. Muhammed |
|
||||||||||
|
Trabzon deyince öncelikle akla kültür, sanat, edebiyat ve futbol gelir. Trabzon deyince deniz, bir tabloyu andıran doğa ve emsalsiz yaylalar gözümüzün önünde canlanır. Oysa Trabzon’un sadece doğası değil, dinî ilimleri gelecek nesillere aktaran hocaları da meşhurdur. Zira bu şehrin birbirinden değerli ilmî şahsiyetleri de zihinlere kazınmıştır. Özellikle Of deyince akla medreseler ve o eğitim yuvalarında karşılıksız hizmet veren birbirinden kıymetli hocalar gelmektedir. Bu yörenin donanımlı hocaları büyük gayretler göstererek dine ve ilme hizmet etmişlerdir. Onun içindir ki Of deyince derin hocaların hatıra gelmesi boşuna değildir. Bu bereketli vadiden yayılan dinî ilimler, ülkemizin değişik yörelerinde yankı bulmuştur. Geçmişte Of, Çaykara ve Köprübaşı’nda derin âlimler yetişti. Bugüne kadar Of’un derin hocaları hep kulaktan kulağa konuşuldu; zor şartlarda fedakârca gerçekleştirdikleri hizmetler anlatıldı. Cumhuriyet döneminde medreseler kapatıldıktan sonra bile medrese eğitimi bir şekilde el altından devam ettirildi. Hocalar, evlerinin bir bölümünü öğrencilerini yetiştirmek için medrese olarak kullandı. Buradan yetişen talebeler, birikimlerini ilahiyat fakültelerine taşıyarak paylaştılar. Fakat bunlar bugüne kadar bir belgesel film bütünlüğünde anlatılamadı. Oysa bu gelenek günümüzde devam ettirilemediği için kaybolma tehlikesiyle karşı karşıyaydı. Bölgesinin değerlerini yaşatmak isteyen Muhammet Çakıral bu işe de el attı. Trabzonlu Yapımcı-Yönetmen Muhammet Çakıral, bugüne kadar gerçekleştirdiği birçok güzel çalışmaya “Eski Of Medreseleri” adlı belgesel filmi de ekledi. 23 Mart 2012 Cuma günü Trabzon Hamamizade İhsan Bey Kültür Merkezi’nde “Eski Of Medreseleri” adlı belgeselin gösterimi vardı. Gösterim öncesi belgeseli seyretmeye gelenlere bir kokteyl verildi. Belgesel filminin gösteriminden evvel filmin yönetmeni Muhammet Çakıral şunları söyledi: “2009 yılında Karadeniz’deki göçlerle ilgili ‘Yılkı Atları’ adında bir belgesel çektim. Çaykara’nın Köknar Köyü’nde gerçekleştirdiğimiz çekimler sırasında birçok eve misafir olduk. Ve evlerde çok fazla kitap olduğunu, insanların kitap okuduğunu fark ettik. Kitapların eski ve çok değerli el yazması olduğunu gördük. Orada birçok evin Osmanlı döneminde medrese olduğunu öğrendik. Daha sonra ‘Yılkı Atları’ belgesel filminin kurgusunu yaparken aklıma medreseleri belgesel yapma fikri geldi. Araştırmaya ve medreselerin izini sürmeye başladım. İstanbul’daki arşivleri inceledim. Karşıma Türkçeye çevrilmiş Trabzon Salnameleri çıktı. O salnamelerde 1869 yılında Of’ta 350 medresenin olduğu yazıyordu.” Çaykaralı Muhammet Çakıral’ın yönetmenliğini yaptığı “Eski Of Medreseleri” adlı belgesel geçmişe ayna tutuyor. Bu belgesel bize pek çok şey öğretiyor. Bilindiği gibi Of ve Çaykara’yı içine alan Solaklı Vadisi, Osmanlı döneminde adeta üniversiteler diyarıydı. O zamanlar her köyde bir değil, birkaç medrese mevcuttu. 1869 tarihli resmi belgelere göre, sadece Of’ta (1940’lı yıllara kadar Çaykara, 1980’lere kadar Dernekpazarı ilçeleri de Of’a bağlıydı) 350 medrese, 2.364 öğrenci bulunmaktaydı. Oflu müderris Hacı Hasan Efendi’nin son nefesine kadar dinî eğitim vermeye devam ettiğini ve daha birçok bilgiyi bu belgeselden öğreniyoruz. Geçmişinden habersiz kalmamaları için bu belgeseli özellikle gençlerin seyretmesini isterim. Zira gençlerin o büyük insanlardan alacakları pek çok ders vardır. “Eski Of Medreseleri” belgeselini Muhammet Çakıral yönetti. Danışmanlığını Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Nasrullah Hacımüftüoğlu yaptı. Görüntü yönetmenliğini Oğuz Çiçek’in yaptığı belgeselde Erdal Eksert de yardımcı yönetmen olarak görev aldı. Bu belgeselde sadece Of’la yetinilmemesini, kapsamın geniş tutulmasını isterdik. Zira o zamanlar bu coğrafyaya dâhil olan Köprübaşı ve Beşköy medreselerinden hiç bahsedilmiyor. Oysa orada da çok önemli dinî eğitim kurumları vardı. Eksikleri olmasına rağmen bu belgeselin büyük bir boşluğu doldurduğunu söyleyebiliriz. Belgeselin hazırlanmasında emeği geçenleri yürekten kutluyor, benzer çalışmaların devamını diliyorum. Gün yüzüne çıkarılmamış nice değerlerimiz ve değerlilerimiz, vefalı insanları bekliyor.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © M.NİHAT MALKOÇ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |