..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Herkesin derdi başka. -Orhan Veli
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Türkiye > Kemal Yavuz Paracıkoğlu




16 Ağustos 2012
Ondan Sonra - 3  
“Atatürkçülük” ve "Kemalizm"

Kemal Yavuz Paracıkoğlu


KEMALİZM diye de bir şey yoktur.


:AFHH:
Ondan Sonra (Denemeler)

Türkçe dilbilgisi kurallarındaki, isimlerden isim (ve sıfat, zarf) üretmekte kullanılan yapım eklerine kısaca bir göz atalım.
-ci,cü ekleri: İsim, sıfat, zarf türetir: sanatçı, kiracı, inşaatçı, yolcu, çaycı, şakacı, duacı, milliyetçi, Türkçü, halkçı, sözcü, tiyatrocu, kemancı…
gazeteci çocuk, şakacı insan…
akılcı (davranmak), Atatürkçü (geçinmek)
-lİk,lük ekleri:
Topluluk isimleri yapar: gençlik, insanlık, Türklük… gibi.
Soyut isimler yapar: gençlik, insanlık, Türklük, çocukluk, hanımlık, kardeşlik, Müslümanlık, kulluk, erkeklik, bilgelik… gibi.
Aynı eklerin özel isimlerle kullanılmalarına da bir bakacak olursak;
Örneğin, Atatürk özel isim olup, ondan, -çü ekiyle yeni bir isim olan ‘Atatürkçü’ üretilebilir. Bu, Atatürk yandaşlığını ifade eden bir isimdir.
Atatürkçü isminden de –lük ekiyle ‘Atatürkçülük’ ismi üretilebilir. Doğrudur, ama sevimsizdir. Ne o öyle overlokçuluk, simitçilik der gibi Atatürkçülük…Ne iş yapıyorsun? Simitçilik yapıyorum. Siz? Ben de Atatürkçülük yapıyorum. Yani diyeceğim o ki -lük eklerinin özel isimlerde kullanılması bu tip çağrışımlar yaptığı için özel isimlerden soyut isim üretmenin yerine, kastedileni doğrudan ifade etmek daha caziptir. Bir başka deyişle "Atatürkçülük" demek yerine ‘Atatürkçü Düşünce’, "’Atatürkçü İdeoloji’ demek daha caziptir.…Bu, naçizane benim fikrim. Herhangi bir şekilde tartışma yaratmak için, ya da demagoji yaratmak için yazmadım fikrimi. Biline...


Ondan Sonra;

KEMALİZM tanımlamasını kullanmayı Atatürk’ün kendisi bizzat reddeder. Buna rağmen ısrarla “Kemalizm” diyenlere ne demeli bilmem ki…
Bu konuda ben bir şey katmayayım da doğrudan Atatürk’ün kendisine kulak verelim:
“Ne benim düşüncelerimi benimseyenler ‘Kemalist’, ne başardığımız devrimler ‘Kemalist Devrim’, ne de benim düşüncelerim ‘Kemalizm’ veya ‘Kemalist İdeoloji’ adı altında doktrinleştirilebilir.”
“Biz bir savaş kazandık, savaş alanlarında kazandığımız zaferi yaptığımız devrimlerle taçlandırdık. Daha da yapacağımız çok şey var. Ancak kazandıklarımızın ve yaptıklarımızın tümü Türk Ulus’una aittir. Her şeyi onun zeka ve maharetine ve çalışkanlığına güvenerek yaptık, doğrusu budur.”
“Ben arkamda dondurulmuş, kalıplaşmış, değişmez doktrinler bırakmıyorum. Aksine yaptığımız ve yapacağımız doktrinlerin tümü gelişmeye ve yenileşmeye açıktır. Şayet yaptıklarımız için ‘Kemalist Devrim’ sizlere de ‘Kemalist’ denirse, benim, ulusumuzun yücelmesi ve yükselmesi için savunduğum düşüncelerim ‘Kemalizm’ adı altında doktrin olarak sunulursa, ulus bundan çok zarar görür.”
“Benim düşüncelerim hiç bir zaman kalıplaştırılamaz. Çünkü ben ulusuma medeniyeti ve onu yakalayabilmesinin yollarını gösteriyorum. Medeniyet de düne bakmakla veya günü yakalamakla elde edilemez. Medeniyet bilimin yolundan geçer. Öyleyse medeni ulusların ne doktrinlere ne de kalıplaşmış yaptırımlara ihtiyacı vardır. Benim söylediklerim ve bizim yaptıklarımız ulusumuzun medeni uluslar arasındaki yerini alması içindir. Gerçekçi, akıllı, mantıklı düşünmeyen ulusların medeni alem içinde hem yerleri hem de şansları yoktur. Medeni toplum olma şansları ise hiç yoktur.”



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın türkiye kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ondan Sonra - 5.
Ondan Sonra - 4

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ondan Sonra - 1
Ondan Sonra - 6
Ondan Sonra - 7
Ondan Sonra - 9
Ondan Sonra - 8

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bir "Hiçbir Şey" Olmak [Şiir]
Deliler Bayramı [Şiir]
Nazlı Nazlı Karılar... [Şiir]
Gülbahar'ım; Can Çiçeğim! [Şiir]
İkimiz İçin [Şiir]
Hayatım [Şiir]
Halepçe [Şiir]
Senden Önce, Sensiz [Şiir]
Çapkın Kız... [Şiir]
Gül - 1 [Şiir]


Kemal Yavuz Paracıkoğlu kimdir?

Okur yazar, okuduğunu anlar, yazdığı okunur, emekli büro memurluğundan devşirerek, kendi kendine oldu yazar. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Hiç kimseden etkilenmemiştir, kendine özgü bir yazı dili kullanır...


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2025 | © Kemal Yavuz Paracıkoğlu, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.