Olgunluğa erişmemiş şairler ödünç alır, olgunluğa erişenler çalar. -George Eliot |
|
||||||||||
|
Bu iki kelimenin sınırları dâhilinde kurgulandı modern zamanlar. Kurguyu yapanların; insanlığın her gün daha ileri gideceğine ve doğal olarak daha mutlu olacağına olan inancı tamdı. Üretmek ve tüketmek şeklinde formüle edilen bu yeni yaşam biçimi birbirini tetikleyecek şekilde sürekli daha fazlasını arzu etti. Bu sarmal içinde “insan”ın zamanla bir makineye dönüştüğü ve kendine yabancılaştığı gerçeği sürekli gizli tutuldu. Temel kurgu güçlü olanın sürekli kazandığı, güçsüz olanın ise sürekli kaybettiği bir kısırdöngüye mahkûm etti insanlığı. Bu acımasız sürece karşı duranlar da zamanla farkına bile varmadan belki bu sürecin içine dâhil oldu. İnsan ne ürettiğinin ne de tükettiğinin farkında olmaksızın hepsinden önemlisi ise kendi varoluş gerçeğinden habersiz yaşamaya başladı. Devasa reklâm panolarını süsleyen ve insanlığa sunulan yeni ülkü: İsraf… Çalış, üret ve tüket. Öyle hızlı bir çalışma temposu var ki bu tempo içerisinde insanın kendine dönmesi, insanlığını hatırlaması mümkün değil. Afrika… Masum çocuğu Dünyanın… Çağdaş medeniyetimizin bu hızlı çalışma temposunda unuttuğu insanlığının mirasçısı. Karaya vuran balinalar için uluslar arası kampanyalar düzenleyen batı vicdanının karaya vuran ahlakı… İnsanoğlunun davranışlarını meşrulaştırma konusundaki kabiliyeti kaybettiğimiz değerleri farkına varmamızın önündeki en büyük engeldir. Yaşadığımız bütün değişimlere rağmen meşrulaştırma yeteneğimiz sayesinde yeni duruma kolayca adapte olabiliyor ve doğal olarak hala insan kalabildiğimiz zannına kapılabiliyoruz. Bu sebeple olsa gerek dün şiddetle karşı çıktığımız değerlerin bugün hayata bakışımızı belirleyen en önemli ölçütler haline geldiğini fark edemiyoruz bile. İşte böyle zamanlar kimliğimizdeki bu dönüşümü fark etmemiz için birer rahmet aracı olarak yetişiyor imdadımıza. İnsanlığımızı hatırlamanın tam zamanı. Kendi medeniyetine sahip çıkamamanın ezikliğiyle bize ihraç edilen yeni değerleri sorgulamadan kabullenen bizler için sorgulama ve mümkünse kendimize dönme zamanı. Zihnimizi iğdiş eden bütün ezberletilmiş metinleri geri dönüşümü olmayacak şekilde unutmak ve medeniyetimizin temel harcını oluşturan inanç değerlerimizle zihinlerimizi yeniden inşa etmek için Ramazan ayının merhametli ve bereketli iklimi büyük bir fırsat. Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir buyuran bir peygamberin ümmetine yakışan neyse odur yapılması gereken. İnsanlar açlıktan ölürken zengin menülerle donatılmış iftar sofralarında oruç açmak yerine paylaşmayı ilke edinerek yardım elinizi korkmadan uzatın. Be el aynı zamanda kendi insanlığınıza da uzatılmış bir eldir. Sadece onlara iyilik yapmak için değil, kendi insanlığınızı kurtarmak için yani kendinize iyilik yapmak için uzatın ellerinizi. Önce “Ben kimim?” sorusunu sorun kendinize. Daha sonra hep birlikte “Biz kimiz?” sorusunu soralım birbirimize. Bu sorulara vereceğimiz cevaplar neleri kaybettiğimizi hatırlatacak bize. Kaybettiklerimizden aldığımız ilhamla kuracağız yeni medeniyetimizi. Ve o zaman Afrika kurtulmakla kalmayacak, yeni Afrika’ların ortaya çıkmasını da engellemiş olacağız. Afrika’nın kurtulması insanlığımızın kurtulması demek. Çünkü Afrika’nın bugün yaşadıkları kaybettiğimiz insanlığımızın bir sonucu. Yani benim, yani sizlerin, yani hepimizin suçu. Afrika’nın kurtulması demek benim, senin, sizlerin, bizlerin ve dahi topyekun insanlığın kurtulması demek. Son söz: Afrika kurtulursa biz de kurtuluruz.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © FATİH YALÇIN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |