Bağımlılık, başka bir şeyin istemine, gücüne veya yardımına bağlı oma durumu. Ya da şu, bu, o olmadan yaşayamam demek, diyebilmek.

Geçenlerde minibüste gidiyorum, en öndeki üçlü koltukta, kapıya en yakın yerde, zaten az sonra ineceğim. Minibüs durdu bir yolcu daha aldı, bu arada ben kafamı bile kaldırmadan kitabımı okumaya devam ediyorum. Kadın, bunu ancak sesinden anladım, başucumda durdu parasını uzattı, para üstünü aldı bana doğru bir hamle yaptı, yanımdaki boş koltuğa geçebilmesi içim bacaklarımı sadece hafif yana döndürdüm, “ileri kayabilir misiniz?” dedi, ancak o zaman döndüm yüzüne baktım.. İlk dikkatimi çeken kulaklarının kenarındaki ten rengi küçük bantlar oldu. Aman tanrım dedim, ne kadar çok bağımlıyız bir şeylere!!
Ya sınıftaki kızın sırtında gördüğüm nikotin bantları! Yine ten rengi!

Eğer yemeğe karşı bir düşkünlüğünüz varsa, her yolu denediniz bin bir türlü diyetler yaptınız ama hala vücudunuz televizyondaki mankenlerle yarışamıyorsa, yani şişman olduğunuz fikri içinizi kemiriyorsa, boş veriyorsunuz o günü kibrit kutusu peynir ve iki light bisküviyle geçirmenizi şart koşan diyetleri, koşuyorsunuz bir akupunktur merkezine kulağınıza takıyorlar birkaç tane küçücük mucizevi iğne.. İşlem tamam!!

Bir çözümün üretilmiş olması, ortada sorun olduğu kabullenilmiş bir sorunun var olduğunu söylüyor bize.. Ama garip olan tüm çözümlerin ten rengi olması, belki mümkün olsa şeffaf yapacaklar..
Sorununuz var, çözümü bizde.. takın bantları! Bir sorun mu vardı? Ha ne dediniz?

Ne eksik var acaba hayatlarımızda, neyin yerini doldurmaya çalışıyoruz? Eksiğin ne olduğunu bile farkına varmadan yerine başka bir şey koyuyoruz. Aslında koymaya çalışıyoruz herhalde, çünkü gün geliyor yama yerinde durmuyor, yara gibi kaşınmaya başlıyor, kurtulmaya çalışıyoruz olmuyor, kolay yollar deniyor, çabalıyor sonunda pes ediyoruz. Bazen bağımlılık demeye korkup alışkanlık deyip geçiveriyoruz.

Ya aşk.. Tek başına olamama durumu.. diğeri olmadan var olamama, bir artı bir eşittir koskoca bir bir yanılsaması! Yine bir bağımlılık yine bir alışkanlık!

Mutlaka ama mutlaka o bağımlılığın yerini bir başkası alıyor.. Sigara içmeyi bırakıp şişmanlayanlar, atıştırmamak için sigara içenler, tırnaklarını kemirmemek için sakız çiğneyenler, şıpsevdiler..

Doğada tüm canlıların bir düzeni var aslında birde o düzeni korumalarına yardım eden dürtüleri; acıktığınızda, susadığınızda, soluduğunuz oksijen yeterli olmadığında sinyal veriliyor, beden gerekeni yapmak için harekete geçiyor..

Düzen bir şekilde ya bozuluyor yada zinciri oluşturan halkalar bir yerlerde iletimi kaybediyor olmalı. Neden özümüzde olmaya bir şeyi yapmak için dürtüleniyoruz?

En son ne zaman yatağın üzerine uzanıp sadece tavana baktınız boş boş? Oturup şirketinizin önemli bir müşterisinin eften püften sorunlarını dinlemek için harcadığınız zamanın onda birini en son ne zaman sadece kendinize ayırdınız? Bir yere yetişmek, bir şeyleri yetiştirmek, daha iyisini yapmak, daha başarılı olmak, yarın yada on saniye sonra ne yapacağını düşünmekten başka bir şey geçti aklınızdan yada hiçbir şey yapmadan öylece rüzgarda salınan yapraklara baktınız amaçsızca? Size bir şey anlatmak isteyen bir ses var içinizde bir yerlerde, en son ne zaman kulak kabarttınız o sese, yan masada anlatılan dedikoduyu duymak için gösterdiğiniz çabayla?

Bağımlılıklarımızdan kurtulmamızın bir tek yolu var.. Sadece orada olduklarının ve orada olmalarının bir nedeni olduğunun farkına varmak, içinizde duymanız için sağır kulaklarınıza çığlıklar atan sese kulak vermek.. Sinyaller yeniden canlanacak ama bir bant takmak kadar kolay olmayacak.. Canınız yanacak belki biraz, içiniz acıyacak ama sonunda artık kaşındıran bir yaranız olmayacak..