Bütün sanatlarda insaný þaþýrtan bir yan vardýr. -Alain |
|
||||||||||
|
„- Kim o?“, diye seslendi. Sesi titrekti. Günlerdir süren bir gerginliðin ardýndan ilk kez kapýsý çalýnýyordu. Gözetleme deliðinden dýþarýsý iyi fark edilmiyordu. Yanýt gelmeyince soruyu endiþeyle yineledi. Tedirginliði giderek artýyordu. Hay aksi þeytan!, diye geçirdi içinden. Kim olabilirdi? Aslýnda bir beklediði yoktu. Bu kente henüz yeni taþýnmýþtý. Onu tanýyacak birinin çýkmasýný beklemiyordu. Kapýyý açmaya çalýþtýðý an, karaltý bir anda yok oldu. Bir halüsünasyon olabilirdi. Uzun yýllar yaþadýðý kenti düþündü. Þimdi çok geride kalsa da, orada yaþadýklarýnýn etkisi uzun süreceðe benziyordu. O güne deðin hep bir þey peþinde koþtuðunu biliyor fakat adýný bir türlü koyamýyordu. Belki yeni yaþamý ona bu gerçeði gösterebilirdi. O gün, sonbaharda az rastlanan güzellikte aydýnlýk bir gündü. Geldiðinden beri süren bulut altý onu bunaltmýþtý. Bu güneþ, büyük bir deðiþimin ilk habercisi gibiydi. Halbuki kendi ülkesinin güneþi ne kadar da yakýcýydý, insanlarý gibi. Orada her þey aþýrýydý. Aþklar, kavgalar, trafik, politika hep ölümcüldü. Aþýklar birbirini, politikacýlar birbirini, trafikte insanlar birbirini yok etmenin peþindeydi. Ýnsanlar hýrs çukurunda sürekli itiþip duruyorlardý. Ruhunda yýllarýn oluþturduðu duygularla ve kozasýný ören bir ipek böceði kararlýlýðýnda, yaþamýný yeniden düzenlemek zorundaydý. On yaþýndaydý. Okul çýkýþýnda bakkal dükkanýna uðramýþ, aðabeyinin olmadýðýný fark edince kasadan bir lira almýþtý. O gün aklýna koyduðu fikri gerçekleþtirmek istiyordu. Komþu kentte oturan yeðenini çoktandýr görmemiþti. Doðru araba duraðýna gitti. Sýradaki arabaya binerken birisinin ters bir sorusuyla karþýlaþmamaya çalýþtý. Aksi durumda tüm planýnýn altüst olabileceðini düþünüyordu. Bu, onun ilk kaçýþýydý. Gidiþini neden annesine söylemediðini bugün de bilmiyordu. Acaba „kaçýþ“ýn genlerle bir iliþkisi olabilir mi? diye sorsa da, bilimsel bir yanýt bulamamýþtý. O gün aðabeyinin neden ve niçin geldiðine dair sorduðu sorularýna kaçamak yanýtlar vermiþti. Ayný yaþtaki yeðeninin teþvikiyle gece yengesine bildirmeden sinemaya gitmiþlerdi. Sinema dönüþünde onlarý bekleyen sürpriz dayaðýn ardýndan, tedirgin bir gece geçirmiþti. Olayýn öteki cephesindeyse, ayrý bir dram yaþanmaktaydý. Tüm aile seferber olmuþ, yaramaz ufaklýk her yerde araþtýrýlmýþ, ancak çabalar boþa çýkmýþtý. Son umut olarak, aðabeyine gidebileceði düþünülmüþtü. Telefon yokluðuysa aramayý daha da zorlaþtýrmýþtý. Ertesi gün babasýnýn gür sesini kapýda duyunca, büyük bir korku içine düþmüþtü. Titreyerek cipin arkasýna bindi. Tüm dikkatini babasýnýn üzerinde yoðunlaþtýrmýþtý. Eve önde o, arkada da babasý girmiþlerdi. Mahallenin meraklý komþularý evde toplanmýþ, dikkatli gözlerle babaya bakýyorlardý. „Getirin onu, bacaklarýndan aðaca asacaðým!“ diye baðýrýyordu, babasý. Bu sesle ürken komþu kadýnlar ýsrarla yalvarmaya baþlamýþlar ve sonunda babayý bu düþüncesinden vazgeçirmiþlerdi. Böylece ufaklýðýn ilk kaçýþý kazasýz belasýz, mutlu sonla bitmiþti. Yaþamýn kendisi aslýnda bir kaçýþ deðil miydi? Herkes, bir ölçüde kaçmýyor muydu? Mecnun Leyla’dan, Ferhat da Þirin’den kaçmamýþ mýydý? Büyük aþklar ancak bu kaçýþ sayesinde olmuyor muydu? Acýlar, fýrtýnalar ve büyük deðiþimlerle geçen yaþamýný irdeliyordu. Kendi ipini çekmeye çalýþan idam mahkumunun ruhunda patlayan duygu seli karþýsýndaki çaresizliðini kendi içinde duyumsuyordu. Yaþadýðý derin yalnýzlýðýn günün birinde bir þekilde patlak vereceðini biliyordu. O ýlýk sonbahar günü nöbet tuttuðu bayan meslektaþýyla her zaman kontrol ettikleri güzergâhlara uðrayýp geçiyorlardý. Bisiklet park yerinde her zaman olduðu gibi kimse yoktu. Ancak pencere kenarýndan geçerken uçma becerisini kaybetmiþ bir kelebeði fark ettiler. Arkadaþý merakla kelebeðe bakarken, o, uyuþuk kelebeði eline almýþ ve iki parmaðýnýn arasýnda ezivermiþti; ülkesinin yollarýnda, yatak odalarýnda ve sokaklarýnda masumane, nedensiz öldürülen insanlar gibi! Nöbet arkadaþý bir kelebeðin hiçbir neden olmaksýzýn yok ediliþi karþýsýnda büyük bir panikle öyle bir bakýþ fýrlatmýþtý ki, o an, kendisini on kiþiyi katletmiþ biri gibi hissetmiþ ve utancýndan yüzü kýzarmýþtý. Yýllar süren bir kaçýþýn ardýndan sonunda yakayý ele vermiþti. Artýk bir kelebek katili olarak yaþamak zorundaydý! Ve yüreði, o kelebeðe mezar olmuþtu.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © ömer akþahan, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |