Bildiðim bir þey varsa, o da; fazlasýyla verici olduðumuz iliþkilerden fazlasýyla eksilmiþ olarak çýkýyor yine de ders almýyoruz yaþadýklarýmýzdan yine yeniden üstelik ayný iliþkilerde veriyoruz ha bire hem de kendimizden...
Sonra vaaz dinliyoruz iliþki uzmanlarýndan; sadakate övgüler yaðdýrýyorlar hem de yargýlamayalým kimseleri diyorlar. Bloggerlardan yaþama dair püf noktalarý dinliyoruz; sahte bir tevazuuyla yapmacýk bir dostane ilgi gösteriyorlar... Cenneti cehennemi anlatýyor camideki imam; günahlarýmýzýn acýsýna deðinmeden. Bir kaç yaþ farký ile bile öncelik bekliyorlarlar bayram tebriklerinde akrabalar ve hocalar, kýrýp döktüklerine ve yaþ farký olmaksýzýn borçlu olduklarý selamlara, geçmiþ olsunlar, taziyelere bakmadan.
Ayla Dikmen'in "anlamazdýn anlamazdýn kadere de inanmazdýn" þarkýsý çalýyor olduðum yerde.
Anlamazdýlar kadere de inanmazdýlar belki de ondan ha bir de acý veren kalpsizlerden olamazdýlar.
Ama en çok onlar acýtýrdýlar. Ýþte öyle bir þey... Samimi dostluklarla gel yeniyýl ; müthiþ olmasa da güzel, her derde olmasa da çoðusuna; tam manasýyla þifa olmasa da yaralarýmýza... Ýyi gel... Sezen Aksu dinleyelim, kadehlerimize biraz daha üzüm þurubu ya da karadut suyu koyalým.
Þiir okuyalým...
Ýstanbul'u özleyelim.
Biri bize bir dansý lütfetsin.
Korkmayalým denemekten.
Yine yeni yeni baþtan baþlamaksa istediðimiz bir þey varsa haydi hemen þimdi öyle yapalým !