 • ÝzEdebiyat > Öykü > Ýyileþme |
1
|
|
|
|
Aniden sýçradý uzandýðý yerden. Gidecekti buralardan. Ýstanbul'a, dayýsýnýn yanýna gidecekti.
ERDEN ERKÝN |
|
2
|
|
|
|
Mutluluk, yaþantýsýndan keyif alan, hoþnutluk duyan, hayatýndan memnun olan, bir sýkýntýsý, acýsý, sancýsý, kederi olmayan anlamýna geliyordu deðiþe deðiþe.
ERDEN ERKÝN... |
|
3
|
|
|
|
Þaka þuka, þaka þuka, þiþi çevir, ilk ilmeði örmeden al....
Attýðým her ilmekle bir sýkýntýmý, bir bunalýmýmý arkaya, omuzlarýmdan geriye býrakýyordum. Ýnanamýyordum, nasýl bir terapi bu böyle...
|
|
4
|
|
|
|
Çocukluðundan beri yaþadýðý her þey bazý duyularýn kaybolmasýna sebep olmuþtu. Artýk duyularý hiç de iyi iþlemiyordu. Yani her bir þey dýþarýsýnda kalýyordu. Etrafýný sis bürümüþtü. Aniden, bir uç sivriliyor, batýyordu. Caný çok acýyordu. Öyle ki uyku için baþýný koyduðu yastýk bile çividen farksýz geliyordu. O, bu ucun açtýðý yaralarýný iyileþtirmeye çalýþýrken yeni bir uç daha sivriliyordu. Yuvarlaðý özlüyordu. Bu beklenmedik saldýrýlardan korunacak gücü kendinde bulamýyordu. Geri çekildikçe çekiliyordu. Þöyle “derince bir uykunun içinde yitip gidiversem…” diyordu.
|
|
5
|
|
|
|
Neydi suçu onun? Tanrý onu cezalandýrmýþ mýydý?...Kýþýn soðuðuyla donar,yazýn sýcaðýyla kavrulurdu. Onu soðuktan koruyacak, sýcakta serinletecek bir dikili aðacý yoktu üzerinde. Utanýyordu kendinden. Karþýdaki yeþil ormaný gördük |
|
6
|
|
7
|
|
|
|
Küçük iken bana nasýl sýmsýký sarýldýðýný hatýrlamaya çalýþtým. Bir türlü hatýrlayamamýþtým öyle bir aný, ama mutlaka olmuþtur diye fýsýldýyordum içimden. |
|
8
|
|
|
|
selma sayar, maden emekçilerinden, töre kültürünün esaretindeki kadýnlara, asi nehri kýyýsýnda lastik ayakkabýsýný arayan çocuktan, aþkýný hýrsa, hayallerini rüyalara kaptýran insana, insan hallerine mercek tutuyor öykülerinde. |
|
9
|
|
|
|
Ýçindeki ses ‘dünya yuvarlaktýr’ deyip hayallerini bozuncaya kadar arabasýný sürüyordu ama bu kadar araba sürdükten sonra dönüp dolaþýp ayný yere geleceðini düþünmek iþin büyüsünü kaçýrdý. |
|
10
|
|
|
|
Genç bir kadýn, bir kum tümseðinin üstüne oturmuþ, hýçkýra hýçkýra aðlýyordu. Gecenin ilerlemiþ saatinde bu ýssýz sahilde yapa yalnýz aðlayan kýzý merak etmiþti. Gidip önüne dikildi. Kýz önünde dikilip duran Selim’i fark etmemiþti bile. |
|
11
|
|
|
|
...her sýradanlýðýn ardýndan büyüleyici bir hikâye çýkabiliyor (hiç olmazsa benim için öyle) ve hayat insana ummadýðý neler neler gösteriyor!.. |
|
12
|
|
|
|
Ayla Dikmen'in "anlamazdýn anlamazdýn kadere de inanmazdýn" þarkýsý çalýyor olduðum yerde.
Anlamazdýlar kadere de inanmazdýlar belki de ondan ha bir de acý veren kalpsizlerden olamazdýlar.
Ama en çok onlar acýtýrdýlar. Ýþte öyle bir þey... Samimi dostluklarla gel yeniyýl ; müthiþ olmasa da güzel, her derde olmasa da çoðusuna; tam manasýyla þifa olmasa da yaralarýmýza... Ýyi gel... Sezen Aksu dinleyelim, kadehlerimize biraz daha üzüm þurubu ya da karadut suyu koyalým.
Þiir okuyalým...
Ýstanbul'u özleyelim.
Biri bize bir dansý lütfetsin. |
|
13
|
|
|
|
Anlamsýz mý gerçekten hayat? Yoksa onu anlamsýz hale getiren bizler miyiz? Bir deðirmen mi hatalarýmýz, bizi her an daha çok parçalara ayýran? Nasýl bir anlam katmalý hayata? Nereye bakmalý? Ne kadar bakmalý? Ne zaman bakmalý? Gördüðümüzü ve görmediðimizi, kendi okuduðumuzu ve iç sesimizin bize okuduðunu nasýl yorumlamalý? |
|
14
|
|
15
|
|
|
|
"bir su damlasý gün ýþýðýnda havaya karýþýp kaybolur, yaðmurla dönmek için... içimde açan bir gülümseme çiçeðinin goncalarý..." |
|
16
|
|
|
|
“Biz de bilirdik sevgiliye karanfil almasýný lakin aç idik yedik karanfil parasýný.” felsefesiyle hareket eden Bilal, sevdiceðine romantik bir an yaþatamadýðý için çok üzülüyordu. Bu eksikliði gidermek için de ona parkta kendi kaleminden süzülmüþ þiirler okur, bu yolla kýzcaðýzýn gönlünü fethetmeye çalýþýrdý. Baþarýrdý da. Güzel kýz o mendebur yayýn evi editörleri gibi kalpsiz deðildi Allah’tan. Þükür ki edebiyattan anlýyordu. |
|
17
|
|
|
|
Yaþanmýþ konulardan aldýðým, 'Gün Aþýmý' kitabým için yazdýðým öyküdür.
Kendi kendine hayal kurma, gelin, güvey, ön yargý. Saygýlar. |
|
18
|
|
|
|
Bu mor menekþecik bilemezdi neden burada olduðunu, bu gözlerin kendisinde neler gördüðünü. Neden kendisine baktýkça gülümsendiðini� Onun gördüðü bir çift umutlu ve bulutlu gözdü sadece. Derinlerinde saklý ýþýðý ile bakan, umut güneþi gibi parlayan bir çift göz� |
|
19
|
|
|
|
Yaþadýklarým üþüþüyor yine bilincime.Arkalara attýklarým, unutmaya çalýþtýklarým birer birer gün yüzüne çýkýyor.Mahþer kalabalýðý gibi…
|
|
20
|
|
|
|
Aþk olsun! ... Kalan eþyalar, kargoyla gidecekti. Karton kolilere sýðmayan; sabah kahvelerinin kokusu, sokaktaki çocuk sesleri, bulaþýk yýkarken çaldýðý ýslýk, geride kalacaktý.
|
|