İnsanların arasında yaşadığımız sürece, onları sevelim. -Andre Gide |
|
||||||||||
|
Kırgınım! Bir vazo yere düşer, ya da bir bardak,cep telefonu,oyuncak bebeğiniz,mutlak en çok sevdiğiniz şey,bir uçurumdan aşağı düşer gibi çok yüksekten düşer ve paramparça olur, paramparça; öyle küçük parçalara ayrılır ki, öyle küçük parçalara....Bu; işte böyle bir şey...! Kalbim mi,yüreğim mi ,beyni mi düşen ve parçalara ayrılan ve hangisi daha çok hissediyorsa bilmem... Beynimde dönen sözler,bu son mesajım diye başlamadan önce hiç düşünmezler mi insanlar, kaçırdıklarını; bir daha geri gelmeyecek dünleri ve yarınları. Bunlar nasıl sözlerdir ki saplandıkça oklar yüreğe daha derin izler bırakır? Bu nasıl sözlerdir ki,varı yoğu siler, götürür? Bu nasıl bir şeydir ki bazı insanların sözlerine gülerken bazılarının ki canınızı acıtır? Bu; öyle işte, öyle bir şey...! Zaman ilaç mıdır yaralara. Oysa bazı yaralar vardır hiç kapanmaz, ne kadar kötü olursa olsun adına sevilen denilenin ,verdiği tüm zararları yüklenip, gülümsersiniz. Zaman her yaraya değildir ilaç. Sadece yüreği dağlayan ateş azalır ya da alışılır yürek ağrısıyla yaşanmaya ama bir gün bir yerde ansızın ateş geri döner veya yürek ağrısı ansızın şiddetlenir; bir anıyla, bir şarkıyla bir şiirle, bir kokuyla... Hayat böyledir ; garip ayrıntılarla dolu, hiç beklemediğimiz bir zamanda yüzümüze değer tokadı. O saatten sonra, eğer varsa hataların; pişman olsan ne yazar, üzülsen ne! Önemli olan yaşarken pişman olmamak, çokça yüreğin sesini dinlemektir...Yüreğin bir sesi vardır başka,en güzel dostudur mantık katı kuralları fazla hatırlanmadan tutabilirse, yüreğin eli; elini... Zaman ilaç olmuyor bana,hiç olmadı da zaten.Yara izleri okların saplandığı gibi duruyor,çizildiği gibi duruyor.Bu böyle bir şey, işte tam böyle... Bazen keyifli yüzlerce büyük şey olsa bile, yüreğinizde yağmur varsa ve ya yağmur bile olmayacak gibi bir buz kütlesi duruyorsa; donmuş, güneşe dönmeli yüzü...Sizin güneşiniz her neyse, bir dost,bir kitap, bir müzik,bir fotoğraf,bir yüzük, neyse, her neyse... Kırgın mıyım?Kırgınım, hem de çokça. Büyük harflerle yazmalı, altı çizilmeli ve en kısa zamanda güneşimi bulmaya gitmeli... 7.03.2003 İstanbul
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © A.Yeliz Gül, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |