Fotoğraf makinalarının flaşları ve kameraların ışıkları geceyi aydınlattığında polis minibüsünden hızla indirilen dört şüpheli telaşla yüzlerini kapatmaya çalışıyordu. Adliye binasının karşısında büfenin önünde herkesin tanıdığı Güzin ablası, her zamanki anaç tavırlarıyla ''Vah vah tüh tüh nasıl kıymışlar gencecik kız daha'' diye söyleniyordu. Gazeteciler alışık oldukları bu görüntüyle pek ilgilenmediler çünkü bütün dikkatleri adliyenin giriş kapısındaki şüphelilerin üzerindeydi. En can alıcı kareyi yakalamak ve çekmek için birbirleriyle yarışıyorlardı.
Son dakika haberleri gazetelerin internet sayfalarında ve tv lerde flaş flaş notuyla geniş yankı bulmuştu. Poyraz müdür de telefonundan son dakika haberlerine ve okunma sayılarına bakıyordu;

- Okunma sayıları 50 bini geçmiş bir saatte hayret! vay canına işe bak, cenaze, düğün var denilse bu kadar insanı aynı yerde toplanmaz, sosyal medya işte'' diye sesli düşündü.

     Medyanın klasik halinin yerini almaya başlayan sosyal medya, insanları bulundukları her ortamda ele avuca sığacak kadar markaja almış, dikkatleri üzerinde uzun süre tutmayı başarmıştı. Hemen her ortamda ulaşılabilir olmak etki gücünü de genişletmişti. İnsanları efsunlu bir etkiyle esir alan modern bir mucizeye dönüşmüştü. Herkesin dikkatini bir anda çeken bu cinayet vakası da bu modern sihirden nasibini almış ve haberler elden ele saniyeler içinde çığa dönüşen bir kartopu gibi etki yapmıştı.
Bir cinayet romanının içindeymiş gibi sürekli bir çemberin etrafında dolanıp sonuca ulaşamamak can sıkıcı bir durumdu. Ancak bu toplantı sonucunda eksiklerin neler olduğu hangi delillerin üzerine gidilmesi gerektiği ve atılacak adımlar daha net biçimde ortaya çıkmıştı. Motivasyon ve hedefe kilitlenme sağlanmış gibiydi, Poyraz müdür son sözü aldı;

- Bakın arkadaşlar, bugünün faydasını ilerde hem bu vakada hem de meslek hayatınızda daha iyi anlayacaksınız. Moralinizi asla bozmayın, neler yapacağınıza odaklanın ve şunu unutmayın bunu inanarak yürekten söylüyorum biz bu cinayeti Leyla’nın kırkı çıkmadan aydınlatacağız. Katili de bu odadakiler bulacak inanın, belki ilerde bize de bu yaşananların hikayesini yazmak ve tarihe not düşmek kısmet olacak. Her başarı anılmayı hak eder. Böyle iğneyle kuyu kazar gibi zor görülen karmaşık bir cinayet olayında başarmak önemlidir. Bu hem bizim mesleğimize, birbirimize hem de bize güvenen canını malını teslim eden halkımıza borcumuzdur.

Gündelik olaylarda ilerisi hakkında mantık yürütmek daha kullanışlı diye diğer yol unutulur. Pek çok insana bir olaylar zincirini anlatın, size sonuçla ilgili olaylara bakarak bir şeylerin olup biteceğimi söylerler. Fakat bir sonucu söylediğinizde, kendi bilinçaltı akımlarından yola çıkarak, o sonuca ulaşmalarını sağlayan adımların neler olduğunu söyleyebilecek insan sayısı azdır.'' şeklinde açıklamıştı. Önemli olan olayların ardındaki mantığı doğru anlamak ve bulmacanın eksik parçalarını bulabilecek öngörüyü göstermekti.

Cinayetin üzerinden günler geçmişti ve dedektifler dört koldan bu dosyanın her yönünü didiklemeye devam ediliyordu. İçindeyken fark edilmese de yaşanan her dakika onları bulmacanın çözümüne biraz daha yaklaştırması umuduyla kamçılıyordu artık. Soluksuzca devam eden bu serüvenin her anında yeni bir bilgi ile sürprizler çıkıyordu. Kafalar, bedenler yorgun ve yoğundu, her gelişme yeni bir ipucuna gebeydi. Bambaşka detayların sancılarıyla gerçek katilin ya da katillerin hata yapmasını sabırla beklemek ve titizlikle çalışmak gerekiyordu. Yeni tanıklar demek yeni deliller demekti. Gerçeği bulmak için daha çok çalışılması düşüncesi o gecelerde yastığa başını koyan bütün ekibin zihnine kazınmıştı.