İyi bir aşk mektubu yazmak için, neler yazacağını bilmeden oturman, kalktığında da ne yazdığını bilmemen gerekir. -Rouesseua |
|
||||||||||
|
Kur'an, yalnızca 1400 yıl önceki Arap toplumuna hitap eden bir metin değil, zamanın değişimiyle oluşacak yeni durumlara da cevap veren ilahi bir rehberdir. Allah, Kur'an'da şöyle buyurur: > “Bugün sizin için dininizi tamamladım ve size ni'metimi tamamladım. Sizin için din olarak İslamiyet'e razı oldum.”(Maide Suresi, 5:3) Bu ayet, İslam'ın reforma ihtiyaç duymadığını, ancak insan eliyle yapılan eklemelerin dine zarar verdiğini açıkça ortaya koymaktadır. Kur'an'ın mucizevi yapısı, zamanın her döneminde geçerliliğini korumasını sağlar. Dine en büyük zarar, din düşmanları ve dini istismar eden gruplardan gelir. Din düşmanları, dine saldırmak için hurafeleri ve mezhepsel çelişkileri kullanırken; din istismarcıları, kendi görüşlerini din adı altında dayatarak Kur'an'ın saf mesajını gölgeler. Bu iki grubun temel sermayesi aynıdır: Dinin özünden uzaklaşmış yapılar. Allah, bu tür davranışları şöyle eleştirir: > "Hevasını tanrı edineni gördün mü? Tanrı'nın bir bilgiye üzerine saptırdığı ve kulağının ve kalbinin üzerini mühürlediği ve gözünün üstüne perde çektiği şimdi Tanrı'dan sonra kim ona doğru yolu gösterecek. Düşünmüyor musunuz? " (Casiye, 45:23) Din adına yapılan uydurmalar, insanları Kur'an'dan uzaklaştırır ve dinin gerçek mesajını anlamalarını engeller. Mezhepler, İslam'ın birliği yerine ayrışmasına sebep olmuştur. Kur'an, dini bölünmelere karşı açık bir uyarıda bulunur: > "Gerçekten dinlerini parça parça eden ve grup grup olanlar senin onlarla hiçbir işin yoktur. Onların işi Tanrı'yadır. Sonra yapmış oldukları şeyleri onlara haber verecektir. " (En’am, 6:159) Bugün mezhepsel taassup, toplumları birbirine düşman etmekte, hatta farklı mezhepler arasında evlilikler bile yasaklanmaktadır. Mezhepler üstü bir anlayışla, sadece Kur'an'ı temel alan bir din anlayışına dönmek zorunludur. Din adına ortaya atılan hurafeler ve sahte kutsallık iddiaları, dinin ruhuna aykırıdır. Saadeti Ebediye kitabının Kur'an'dan üstün tutulması, satın alınması durumunda hem cennetin tapusunun satın alınacağı hem de evliyalığın satın alınacağı iddiası bu tür yozlaşmaların çarpıcı bir örneğidir. Allah, din adına yalan uyduranları şöyle kınar: > "Tanrı'ya karşı yalan uyduran ya da kendisine bir şey vahyedilmemişken bana vahyolundu diyenden ve Tanrı'nın indirdiği gibi ben de indireceğim diyenden daha zalim kim olabilir?" (En’am, 6:93) Hurafeler, dini bireysel çıkarların aracı haline getirir ve toplumda ayrışmalara neden olur. Türbelerden medet ummak, uydurma keramet hikâyeleri ve şeyhlere bağlılık gibi uygulamalar, İslam'ın özüne tamamen aykırıdır. Türkiye’de Diyanet İşleri Başkanlığı ve imam hatip liseleri, genellikle Sünni-Hanefi mezhebinin etkisi altındadır. Bu durum, dinin mezhepsel bir çerçevede sunulmasına neden olur ve Kur'an'ın evrensel mesajına perde çeker. Allah, dinin sadece kendisine ait olduğunu vurgular: > "Dikkat edin! Halis din yalnız Tanrı'nındır." (Zümer, 39:3) Diyanet’in ve ilahiyat fakültelerinin mezhepsel yaklaşımları terk ederek sadece Kur'an’ı temel alması, dini yozlaşmadan kurtarmak için atılacak önemli bir adımdır. İslam'a hadisler ve mezheplerle sokulan reformların yerine, Kur'an'a dönüş temel hedef olmalıdır. Kur'an'a dönüş hadisleri, sahte kutsalları ve hurafeleri reddederek dine yeniden hayat vermek anlamına gelir. Kur'an, bu konuda şu ilkeyi sunar: > "Tanrı'nın ipine topluca yapışın ayrılmayın." (Ali İmran, 3:103) Kur'an’ı merkeze alan bir din anlayışı, insanları birleştirir ve mezhepçilik gibi ayrıştırıcı unsurları ortadan kaldırır. Kur'an, insanlık için evrensel ve değişmez bir rehberdir. Ancak zamanla din adına yapılan uydurmalar ve mezhepsel yaklaşımlar, İslam’ın saf mesajını gölgede bırakmıştır. Bugün yapılması gereken, dinde yapılan reformlardan yani hadislerden ve mezheplerden uzak durup Kur'an’a uygunluğu sağlamak ve hurafeleri reddetmektir. Sadece Kur'an'ı temel alan bir anlayışla, İslam insanla yeniden barışacak ve evrensel mesajını tüm insanlığa sunacaktır. > "Biz Kitap’ta hiçbir şeyi eksik bırakmadık." (En’am, 6:38)
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2025 | © Muhammed Rıdvan Kaya , 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |