Paranız varsa toprak alın. Artık üretmiyorlar. -Mark Twain |
|
||||||||||
|
Nebimiz Muhammed’in hadis yazımına izin vermediği birçok kaynakta aktarılmıştır. Örneğin: “Benden Kuran dışında hiçbir şey yazmayın. Kim benden Kuran dışında bir şey yazmışsa imha etsin.” (Müslim, Sahihi Müslim, Kitab-ı Zühd; İbni Hanbel, Müsned, 3/12, 21, 33) “Sahabe Allah’ın elçisinden sözlerini yazmak için izin istediler. Ancak onlara izin verilmedi.” (Darimi, es-Sünen) “Allah’ın kitabından başka kitap mı istiyorsunuz? Sizden evvelki milletler Allah’ın kitabı yanında başka kitaplar yazdıkları için yoldan çıktılar.” (El Hatib, Takyid) Bu yasaklama, hadislerin Kuran’la karışmaması ve Kuran’ın yegâne kaynak olarak korunması amacıyla uygulanmıştır. Kuran’da yazıya verilen önem de bu tutumu destekler niteliktedir: “Nun. Kaleme ve yazdıklarına andolsun.” (Kalem Suresi, 68:1) “Birbirinize belirli bir süreye kadar borç verdiğiniz zaman onu yazın.” (Bakara Suresi, 2:282) Kuran, yazının düzeni ve güvenilirliği sağlamada bir araç olduğunu vurgularken, hadis yazımının yasaklanması dinin başka kaynaklarla karmaşıklaşmaması için alınmış bir önlemdir. Ahmed Emin’in tespiti, hadislerin nicelik açısından bir “piramit” yapısında olduğunu göstermektedir. Nebimiz Muhammed döneminden uzaklaştıkça hadislerin sayısı artmıştır. Günümüzde dahi hâlen artmaya devam etmektedir. Fakat günümüzde yazılanlar hadis kitaplarında yer almadıkları için kabul edilmemektedir. Bu durum dahi hadislerin dinde geçerli olamayacağını ortaya koymaktadır. Emeviler döneminde hadis sayısı artmış, Buhari ve Müslim’in derlediği hadisler, yüzbinlerce rivayetin arasından seçilmiştir. Örneğin, Buhari 600 bin hadis arasından yaklaşık 7 bin hadis seçmiştir (%1). Toplamda iki milyon hadis olduğu iddia edilmektedir. Nebimiz Muhammed’in 23 yıllık nebilik dönemi dikkate alındığında, her gün başına 200’den fazla hadis düşmektedir. Bu iddia, makul ve gerçekçi olmaktan uzaktır. Bu durum, hadislerin içerisine birçok uydurma rivayetin karıştığını göstermektedir. Zaten Buhari ve Müslim gibi hadis yazarları, birçok rivayeti güvenilir bulmayarak eserlerine almamışlardır. Eğer hadisler dinin ikinci kaynağı olsaydı, bu uydurmalar İslam’ın temelini ciddi şekilde tehlikeye atmış olurdu. Kimse de çıkıp Buhari vahiy mi aldı neyle eleme yaptı. Niçin Kur'an'ın değiştirildiğini bir keçinin ayeti yediğini iddia etti ve niçin Buhârî'nin kabul ettiği hadisleri Müslim reddediyor diye sormadı. Çünkü insanlara aklınızı kullanmayın aksi takdirde dinden çıkarsınız dediler. Hatta hadisleri reddeden kişiler sırf Allah'ın sözü Kur'an bize yeter dedikleri için öldürüldüler günümüzde dahi dünya ülkelerinin büyük kısmında öldürülmekteler bu ülkelerden iki tanesi Suudi Arabistan ve Pakistan'dır. Bir kısmında da hapis cezası verilmektedir. Kızların okuması yasak ve 6 yaşındaki çocukla evlenilebilir diye fetva verilir. Ancak Kur'an yeterlidir demek suçtur. Bu sebeple tarih boyunca her dönemde Kur'an yeterlidir diyen kişiler ya öldürüldü ya da susturuldu. Günümüzde menfaatleri için İslam dinini savunuyor gözüküp Kur'an mealinin okunmasına karşı çıkıp kendi cemaat liderlerinin kitaplarının okunmasını isteyen cemaat sayısı az değildir. Kur'an yeterlidir diyenlere karşı çıkıp Kur'an'ın mealinin de okunmasını istemeyip cemaat liderlerinin kitaplarının okunmasını isteyip maddi menfaat elde etmektedirler. Kur'an meali okuyun diyen cemaatlere denk gelmeniz zordur. Sizinle ilk karşılaşmada hangi cemaat olursa olsun sizlere kendi cemaat liderinden bahsedip onun kitabını tavsiye eder. Kur'an meali okumayı ancak Kur'an yeterlidir diyen birisi tavsiye eder. Nebimiz Muhammed’in hadis yazımını yasaklama tavrı, dört halife tarafından da devam ettirilmiştir. Örneğin: Ebu Bekir, hadisleri yazdırmamış, bu sözlerin yaygınlaşmasını engellemiştir. Ömer, hadis yazımı konusunda sert tedbirler almış, sahabelerin hadisleri rivayet etmelerine sert tepki göstermiştir. Bu durum, hadislerin yazılmasının ileride İslam toplumlarında bölünmelere, yanlış anlamalara ve ilavelerle dinin özünün kaybolmasına neden olabileceği öngörüsünü destekler. Kuran’da, dinin tek kaynağı olarak Kuran’a vurgu yapılmaktadır: “De ki: Şahidlik bakımından hangi şey daha büyüktür. De ki: Benimle sizin aranızda Tanrı şahidtir. Bu Kur'an bana onunla sizi ve ulaştığı herkesi uyarayım diye vahyolundu. Siz gerçekten Tanrı ile beraber başka tanrılar olduğuna şahidlik ediyor musunuz? De ki: Ben şahidlik etmem. De ki: O ancak tek Tanrı'dır. Şüphesiz ben sizin ortak koştuğunuz şeylerden uzağım.” (Enam Suresi, 6:19) “Bugün inkâr edenler sizin dininizden umudu kesmişlerdir. Onlardan korkmayın. Benden korkun bugün sizin için dininizi olgunlaştırdım. Ve size nimetimi tamamladım ve sizin için İslam'a razı oldum.” (Maide Suresi, 5:3) Bu ayetler, İslam dininin eksiksiz bir şekilde Kuran’da tamamlandığını açıkça ortaya koymaktadır. Eğer hadisler dinin ayrılmaz bir parçası olsaydı, Kuran’da onlara da atıfta bulunulması beklenirdi. Oysa, hadisler Kuran’ın önüne geçmeye başlamış ve dinin özünden sapmalara yol açmıştır. Hadislerin güvenilirliği, rivayet zincirleri ve raviler arasındaki kopukluklarla sorgulanmaktadır. Bir rivayetin sıhhati, ravi zincirindeki herhangi bir kişinin zayıf olması durumunda zedelenmektedir. Kuran ise başı sonu belli, açık ve korunmuş bir kitaptır: “Şüphesiz Zikr'i biz indirdik ve şüphesiz O'nun koruyucuları biziz.” (Hicr Suresi, 15:9) Bu ayet, Kuran’ın Allah tarafından korunduğunu ve başka bir kaynağa gerek olmadığını vurgular. Nebimiz Muhammed’in hadis yazımını yasaklaması, Kuran’ın tek kaynak olarak muhafaza edilmesini sağlamak içindir. Kuran’ın ayetleri, onun yeterliliğini ve eksiksizliğini kanıtlamaktadır. Buna karşın, hadislerin çoğalması, içlerine uydurma rivayetlerin karışması ve İslam toplumunda bölünmelere yol açması, hadislerin dinin ana kaynağı olamayacağını göstermektedir. Bu nedenle, İslam’ı anlamak ve yaşamak için Kuran’a yönelmek, onu okumak ve anlamak yeterlidir. Allah’ın bu konuda kullarını eksiksiz bir şekilde yönlendirdiği açıktır: “Ve andolsun ki size açıklayıcı ayetler ve sizden önce gelip geçen kimselerden örnekler ve muttakiler için bir öğüt indirdik. ” (Nur Suresi, 24:34) “Kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık.” (Enam Suresi, 6:38) Sonuç olarak, Kuran, Allah’ın müminlere en büyük lütfu ve hidayet rehberidir. Hadislerin terk edilmesi dinin özünün korunması açısından hayati önem taşır. Nebimiz Muhammed’in ve dört halifenin bu konudaki hassasiyeti, İslam toplumları için bir rehberdir.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2025 | © Muhammed Rıdvan Kaya , 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |