Bildiğim tek şey, ben bir Marksist değilim. -Karl Marx |
|
||||||||||
|
Garanik kıssası olarak bilinen ve Buhari, Müslim gibi kaynaklarda yer aldığı iddia edilen rivayete göre, Nebimiz Muhammed bir gün Kuran okurken, şeytan onun ağzından Lat, Menat ve Uzza putlarını övmüş gibi gösterilmiştir. Bu iddia, sonradan Nebimiz Muhammed'in durumu fark edip “bunları şeytanın söylediğini” açıkladığı şeklinde aktarılmıştır. Ancak bu anlatı, Kur'an'ın açık ayetleriyle ve İslam'ın tevhid ilkesiyle açıkça çelişmektedir. Allah, Kur’an’da şöyle buyurmaktadır: > "Biz senden önce hiçbir elçi ve nebi göndermedik ki temenni ettiğinde şeytan onun temennisine bir şey atmış olmasın. Fakat Tanrı şeytanın attığı şeyi siler sonra Tanrı kendi ayetlerini sağlamlaştırır ve Allah her şeyi bilendir, hikmet sahibidir." (Hac Suresi, 22:52) Bu ayet, elçilerin korunmuşluğunu (ismet sıfatı) açıkça ortaya koymaktadır. Ancak, esbab-ı nüzul hikayeleri adı altında hadislerle açıklamalar yapmaya çalışanlar, bu ayeti yanlış yorumlamış ve İslam’ın özüne zarar veren rivayetlere dayanak oluşturmuşlardır. Hadis literatüründeki bu tür rivayetlerin eleştirel bir gözle değerlendirilmesi gerekmektedir. İslam dünyasında birçok insan, Salman Rüşdi’ye ve benzer şekilde din eleştirisi yapanlara öfke duymuştur. Ancak bu öfke, fitnenin kaynağına yönelmemiştir. Salman Rüşdi veya Turan Dursun gibi isimler, hadislerdeki çarpıklıkları gündeme getirdiklerinde, hakarete uğramış veya hedef haline getirilmişlerdir. Ancak, bu rivayetleri “din adına” kitaplarına alıp otorite olarak sunanların da sorumluluğu göz ardı edilmiştir. Nebimiz Muhammed adına uydurulan hadisler, İslam düşmanlarının eline malzeme vermiştir. Bu bağlamda Allah, şu uyarıyı yapmaktadır: > “Yazıklar olsun o kimselere ki kitabı kendi elleriyle yazıyorlar sonra onu azıcık paraya satmak için bu Tanrı katındandır diyorlar. Yazıklar olsun onlara ellerinin yazdığından dolayı yazıklar olsun onların kazandıklarından dolayı.” (Bakara Suresi, 2:79) Hadis literatüründe yer alan çelişkili rivayetleri din adına savunanların, İslam’ın özüne zarar verdiklerini görmek gerekir. Ne yazık ki tarih boyunca birçok kişi, bu rivayetleri sorgulamadan kabul etmiş ve otorite olarak görmüştür. Salman Rüşdi gibi isimler ise bu rivayetleri eleştiri konusu yaparak dikkat çekmiştir. Ancak asıl eleştirinin, bu uydurma rivayetleri din adına savunanlara yöneltilmesi gerekir. Turan Dursun’un öldürülmesi veya Salman Rüşdi’nin hedef haline getirilmesi, bu sorunun çözümü değildir. İslam dünyası, bu tür sorunlarla yüzleşmek için öncelikle kendi kaynaklarını eleştirel bir gözle değerlendirmelidir. Kur'an’ın açıkça reddettiği bir iddiayı savunan hadislerin muteber kabul edilmesi, din adına yapılan en büyük yanlışlardan biridir. İslam dünyası, fitneye sebep olan rivayetleri ayıklamak ve Kur'an merkezli bir anlayışı benimsemek zorundadır. Din adına yapılan yanlışları eleştirenlere değil, bu yanlışların kaynağına odaklanılmalıdır. Allah, Kur’an’da şu uyarıyı yapmaktadır: > “Tanrı'ya karşı yalan uyduran ya da kendisine vahyedilmemiş iken bana vahyolundu diyenden ya da Tanrı'nın indirdiği gibi ben de indireceğim diyenden zalim kim olabilir? Zorlu ölümleri içinde melekler ellerini uzatıp canlarınızı çıkarın. Tanrı'ya karşı gerçek olmayanı söylemenizden ve O'nun ayetlerine karşı büyüklük taslamanızdan dolayı bugün alçaklık azabıyla cezalandırılacaksınız dediklerinde bir görsen.” (En’am Suresi, 6:93) Bu bağlamda, dini doğru anlamak için: 1. Kur’an merkezli bir anlayış yani Kur'an yeterlidir anlayışı benimsenmelidir. 2. Hadisler ve mezhepler terk edilmelidir. 3. Eleştirel yaklaşımı benimseyen kişiler hedef gösterilmek yerine, onların eleştirileri dikkate alınarak Kur'an baz alınarak çözümler üretilmelidir. Sonuç olarak, İslam dünyası, uydurma hadislerden kaynaklanan sorunları çözmeden, din düşmanlarına karşı etkili bir savunma geliştiremez. Fitnenin kaynağına odaklanmak, hem dini korumak hem de toplumsal barışı sağlamak adına en doğru yol olacaktır.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2025 | © Muhammed Rıdvan Kaya , 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |