Yedi iklim dört köþeyi dolandým / Meðer dünya her tarafta bir imiþ. -Dadaloðlu |
|
||||||||||
|
Böylesi bir ikileme düþmemizi saðlayan, icrâ ettiðimiz sanat dalýnýn, baþka uluslarca da kabullenileceði düþüdür. Elbette ki sanatçý, sanatýnýn anlaþýlýr olup-olmayacaðý kaygýsýndan uzak bir anlayýþla eserinde yoðunlaþýr. Önemli olan, vermek istediðinin, ya da yapmaya çalýþtýðýnýn kendi doyum kotasýna ulaþmýþ olmasýdýr. Bu yönde bir tatmin söz konusuysa, sanatçý –baþkalarý önemsemese de- eseriyle gurur duyar; ki, hakkýdýr. Sonrasýnda anlaþýlmak, ufuklarötesine ulaþmak, baþka kültürlerin renklerine konuk olmak, sanatçýyý elbette ki onore eder. Beðenmek, beraberinde sevgiyi sunar. Sevilmek de, her insanýn –hatta canlýnýn- gururunu okþar. Bir sanatçýnýn da sevilmesi, keza yine ayný duygunun yaþanmasýný saðlar. Sanatçýnýn dünya görüþü yoktur, diyemeyiz. Büyük bir yanýlgýya düþmüþ oluruz. Kendini belli bir düþünce çemberinde kabullenmeyen kiþi, insan kriterlerinden sapmýþ kiþidir. Bir sanatçý da, ortaya koyduðu eserinde, kendi dünya görüþünü yansýtmadan tatmin olamaz. Eðer yasaklar ve ‘gerekçelerle’ karþýlaþýrsa, ve bunlara da boyun eðerse, sanatçý kiþiliðinden taviz vereceðinden, kendine olan saygýsýný yitireceði gibi, sanatçý yanýndan da uzaklaþmaya baþlar. Sanatçý, inandýklarýný yansýtmada engel tanýmayandýr. Tüm barikatlarý aþan, tüm duvarlarý yýkan, tabu tanýmayan ve tüm yasaklarý çiðneyendir. Vermek istediklerini, tüm becerisini harekete geçirerek verebilmeye çalýþandýr. Çaðdaþ, ufku açýk, sýnýrsýz, boyutsuzdur. Sanatçýnýn bir diðer ayrýcalýklý özelliði de, uzaðý çok iyi görüyor olmasý ve bu baðlamda hareket etmesidir. Yani, geriye bakarken, sadece ders çýkaran ve verdiði birikimden faydalanan, geride durmayýp, aldýklarýný, ilavelerle ötelere taþýyan, daima ileriyi görerek hareket edendir. Kendini yenileyen, kalýplaþmýþ yapýlaþmadan uzak bir anlayýþ sergileyen ve ilkelleþmiþ düþünceleri reddeden kiþidir. Eserini sergilerken, evrensellikten uzak düþünen, ilkel ideolojilerin çarklarýndan bir diþli olmayý kabullenen bir sanatçý ne kadar baþarýlý olmuþtur? Ya da, ne kadar sanatçý olabilmiþtir? Bu da yetmezmiþ gibi, gerçek sanatçýlarý eleþtirmeye kalkarken, yýkýcý olmayý bir görev bilmiþ, ayný tarzýn kendileri için uygulanabileceðini kesinlikle kabullenmemiþlerdir. Yaþadýðý toplumda bile ýrkçý düþünen, ilkel saplantýlardan uzaklaþamayan, becerisini, eskimiþ ideolojilerin lehine kullanan sanatçý(!), sahiplerinin sýnýrlarý dýþýna çýkabilmeyi baþarabilmiþ midir? Buna kim, kaç örnek verebilir? Sanýrým, hiç! O halde, yetilerinin farkýna varan ve bunlarý hayata geçiren, ve o düsturla sanatçý olmayý hedefleyen insanlar, nasýl oluyor da kendini yenilemeyi düþünemiyorlar? Bunu da yapamýyorlarsa, yeteneklerini birleþtirdikleri yarým akýllarýyla, gerçek sanatçýlarý karalamak, yermek için kullanmaktan hiç mi utanmýyorlar? Üstüne üstlük, nasýl oluyor da, gerçek sanatçýlara “sanatçý olmadýklarýný” söyleme cüretinde bulunabiliyorlar? Ülkemizin sanatçý kýtlýðý çekmesindeki en büyük nedenlerden biri, gerçek sanatçýlarý yargýsýz infaz etmedeki büyük baþarýmýzdýr(!) Onlarý engellemek, tedavi olmalarýný önlemek, vatandaþlýktan çýkarmak, hapishanelerde çürütmek, eserlerini toplayýp imha etmek, yasaklar koymak, belli kriterler sunmak, ülkemizin süregelen sanata ve sanatçýya gösterdiði büyük önemden(!) kaynaklanýyor. Böylece, sürekli baþka kültürlerin çýkardýðý sanatçýlara muhtaç kaldýk ve hep onlara imrendik. Sanatý konu alan sohbetlerde de, hep onlarýn adlarýný andýk. Bir nevi, ithal sanat muhtacý bir toplumun fertleri olduk. Onca engellemelere raðmen sýyrýlanlarý da, yerden yere vurarak, aforoz etmek için, tüm olanaklarýmýzý seferber ettik. Direnebilen, yýlmayan, onca saldýrýya göðüs geren ve ayakta kalabilenler, hem sanatçýnýn içimizden de çýkabileceði gerçeðini kavrattýlar bize, hem de bugün sahip olduðumuz bazý olanaklarýn bedelini ödeyerek, duacý olmamýz gereken bir ortam sundular bize. Buna raðmen, sanatçýyý anlamamak ve her fýrsatta karalamaya çalýþmak ilkelliðinden uzak olamayýþýmýz, ve bu tür giriþimleri de sanat adý altýnda yapýyor gibi görünmemiz, toplumsal utancýmýzýn fertlerde yansýyýþ þeklidir. Yapmamýz gereken, deðerlerimize sahip çýkmadýr, onlarý aþaðýlamaya çalýþmak deðil! Birilerinin kalkýp da bir sanatçýyý hedef almasý ve kendine þakþakçýlar da bulmasý, o sanatçýnýn yüceliðine en küçük bir leke kondurmadýðý gibi, sanatýný da zerre kadar deðersizleþtiremez. Deðerlerimizin farkýna varýp, dört elle sarýlmamýzýn zamaný geldi, geçiyor bile...
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © A.Latif ÝRVEN, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |