|
Anasayfa |
Son
Eklenenler |
Forumlar |
Üyelik |
Yazar
Katılımı |
Yazar Kütüphaneleri |
|
|
1 Ocak 2004
Kaşif Osman'dan Ab'ye Açık Mektup...
Avrupa Birliğinin mizahi gerçeği...
Yücel Dönmez
Sana emmimin oğlu mu desem, yengemin torunu mu desem ne deyeceğimi bilemiyorum AB, bak gene gözlerim yaşardı, senin hasretine dayanamıyorum, yani beni hep gözü yaşlı, postacının yolunu gözleyen biri olarak mı tutmak istiyorsun? |
|
KAŞİF OSMAN, BALTACI TARAFINDAN AKRABASI OLAN AB’YE KARŞI SİNİRLENDİ VE AKRABASINA AKLINI KULLANMASI İÇİN, AZ SİNİRLİ TARAFINDAN BİR MAKTUP KALEME ALDI...
KAŞİF OSMAN’IN TARİHİMİZE IŞIK TUTACAK VE AVRUPALI AKRABALARIMIZA, BİRAZ DA “ANGO-OTTO SAKSAFON” (Angola-Ottoman Saksafon) OLDUKLARINI HATIRLATACAK OLAN DOSTLUK MEKTUBUNUN, AB YOLUNDAKİ KERVANIMIZIN HER TÜRLÜ SORUNUNU ÇÖZECEĞİNE İNANIYORUZ...
“TARİHİ YANILTMAYALIM, AVRUPALILAR ANGOLA SAKSAFON DEĞİL, ANGO-OTTO SAKSAFONDURLAR VE BİZİM DE AKRABALARIMIZDIRLAR”
AL! İŞTE MEKTUP...
AB gardaşım, mahsus selamlarımı gönderir, Agola Saksafon gözlerinden, bağırta, bağırta öperim... Bilirsin biz eski dostuz, benim dedelerimden Baltacı, en azından Gatherina ile eyi bir dostlug örneği ortaya goymuştu gardaşım. Çolluk çocuk yaptılar mı bilemem,
eger ki yaptılar ise, seninle şu anda akrabayız da.
Fırsat bulup yanına yerleştiğimiz de, çoluk çocuk maile seni bağrımıza basarak hasret gidereceğiz, heç yanından ayrılmayacağız Gatharina yengemizin torunu...
Yav gardaşım, deyeceksin ki gene sitem ediyom... Yav gözlerinin yağını yiyem, şu bizim Erdoğan’ı gızdırmayın ya... Ne istiyonuz ondan hemşerim? Ne istediniz ise “Ya” dedi, “Yes” dedi daha ne istiyon gözelim, dua edin ki, verdiklerimizin garşılıgında Gaherina matherina istemiyoruz...
Eskiden de öyleydiniz, “Geliniz, geliniz” diye davet çıkarır, gapınıza geldiğimiz de de “Lades” diyerek, Gatherina ile işi çözerdiniz, yahu sizin bu huyunuz ne zaman değişecek?
Oldu mu ya şimdi, Sayın Erdoğan, Gopenhag kriterleri de ne ki, bizim Angara griterlerimiz var onları devreye sokarız deyi tutturdu. Benden bir dost uyarması a, AB, bizim Angara griterleri bir devreye girerse yandın... Hem de çırasız yanarsın billahi...
Bunun ne anlama geldiğini sen daha eyi biliyon ya, gene de bir dost uyartması be gardeşim daha başka ne yapabilirim ki?
Angara griterleri devreye girdi deyelim; Gıbrıs’ı mıbrısı unudun getsin... Orada bir çözüm göremezsiniz, bugün gösterdiğimiz kucaklar dolusu barışın o günlerde tozunu göremezsiniz. Ne yani, eski köye yeni ganun getirip de Gıbrıs’ı size mi bağışlayacağız... Sen heç Baba Osmanlı’ya böyle bir şey telif edebilirmiydin? Edemezdin ki... Bak şimdi bizimle uzlaşabilirsin, gel adam gibi gonuşalım, gapgaççılığı bırakın da, hakgınıza razı olun bu iş bitsin... Artık benim de canımı sıkmaya başladınız haberin ola... Akraba makraba dinlemem ha...
Ulan saksafon, bizimle diyelim ki uzlaşmadın heç gapına da goymadın ne olacak o zaman? Bizim esnaf ne edip edecek gene sana malını satacaktır... Unutma ki içinde 3 milyon insanımız var, elbette ki onlar da AB’nin alın yazısıdır ve bir gün siyasette de başa güreşecekler, bu bugün olmaz ise, yarın mutlaka olacaktır... Bak akraba, bizim insanımızın bir başka özelliği vardır, dünya değişir huyları değişmez... Hele gendilerine yapılan kötülükleri heç unutmazlar, bunu, gan davalarımızdan eyi biliyorsunuzdur ya... Can cıhmadan huy cıhmayacağına göre ve de neme söyleyim, bizi de topyekün öldüremeyeceğinize göre, gelin de size uzattığımız elimizi sıkın, gözlerinizin içine diktiğimiz güzel gözlerimize gülümseyin, üstüne de bir ‘Hag’ yapalım bu iş bitsin... Böylece, Birand gardaşım da rahatlar, yav adam durmadan sizin böyyüklüğünüzden bahsediyor ve sizinle ‘hag’ yapamazsak biteceğimize inanıyor. Sizler de böyle yazılanlara bakarak, habire istiyorsunuz, habire emir yağdırıyorsunuz olmaz ki gardaşım, bakın işte, Sayın Erdoğan’ı gızdırdınız, gene, Tophaneli damarı tuttu, vallaha elinden bir gaza çıkabilir gendinizi sakının... AB gardaşım beni eyi bilirsiniz. Sözüm neyse özüm de odur. Biraz geri bırakılmışlığımda da sizin suçunuz böyyük... Yav heç rahat bırakmadınız ki bizi, İngiliz bir yandan, Fransız bir yandan, sizinle uğraşmaktan, kendi işlerimizle uğraşamadık ki. Angarayı 80 yıldır dürtüyorsunuz bu arada da, Türkiye neden geri galmış diye sorguluyorsunuz, oldu mu şimdi ya... Size mi cevap yetiştirseydik yoksa ülkeyi galhındırmaya mı çalışsaydık? Avrupalı dostlarımız gücenir diye, işimizi bıraktık size cevap yetiştirmek için gecemizi gündüzümüze gattık vallah... Gene de eyiliğe geçmiyor. Yav bu arada aklıma gelmişken, geçenlerde Safiye teyze soruyordu, “Kaşif Osman, AB etteklerimize de mi garışacak, yani artık uzun ettek geyemiyecekmiyiz. Bizim gomşu dedi de şakkamı gerçek mi anlayamadım, AB, artık kırmızı don da geydirmeyecekmiş, doğru mu?”...
Şimdi bana doğruyu söyle AB gardaşım senin niyetin ne? Sarrayındaki odalarından birine yerleştirmek mi, yoksa bir kahve içirdikten sonra, “Güle güle” demek mi... Biz gahveyi her gün içiyoruz, yatıya gelsek te şöyle bir senin misafirperverliğini yaşasak, gene eskilerde olduğu gibi akrabalık bağlarımızı guvvetlendirmek için bizim oğlana da gızınızı alsak ne dersin, gendisi liseyi bitirdi, 2020 de belki üniversiteye de girecektir, çok zeki kerata...
Sana emmimin oğlu mu desem, yengemin torunu mu desem ne deyeceğimi bilemiyorum AB, bak gene gözlerim yaşardı, senin hasretine dayanamıyorum, yani beni hep gözü yaşlı, postacının yolunu gözleyen biri olarak mı tutmak istiyorsun?
AB, çağır beni, ben gendiliğimden gelecem ya, bu Alaman Gonsolosu var ya, bırakmıyor ya, davet et beni, al içine, hag yap benimle...
Olur ya gısmet bu, belki gelemem, gene de beni unutma eğer bir gün başın dara girerse, arkanda olduğumu bil, biliyorsun mahallenin gabadayısı sen değilsin, parayla gabadayılık bir yere gadar oluyor, gabadayı benim ve yeri geldiği zaman da adamın gözünün üstüne çakarım bunu bilesin ve sana yan gözle bakan olursa bana haber veresin canım benim.
Benim cocuklar genç ve giderek te çoğalıyorlar maşallah, ellerinden öperler, yakinda yüzü tamamlayacağız o zaman, ben yanında olduktan sonra senin sırtın yere gelmez gardaşım bak aklını gullan, senin ailen gettikçe yaşlanıyor, zürriyetin giderek azalıyor. Bizim öyle mi, Allah seni inandırsın, hele bir garınlarını doyur çocukların, aklım onlarda olmasın, heç bir gece boş geçmez... Bu gardaşın, nefer fabrigasıdır bilesin
Oğlum, ne zannettin ya. Sen iste sana bir senede bir Avrupa daha doğuralım, heh...heh...heh...
Yengenin de selamı var ellerinden mahsus öper, gumasını da beklediğini bildirir, şöyle eyisinden bir sarışın olsun, işe mişe gelebilsin diyor annadın mı? Gote Morgen may kamerada, gote abend, goten day.
Gıymatlı akraban
Kaşif Osman
:: Kalemine Sağlık |
Gönderen: AHMET BAŞ / İstanbul/
|
6 Temmuz 2006 |
|
| AB bir hayaldır. Mizahi dilde iyi yorumlamışsınız. Türkiye yakında kurulacak olan "Mars Ülkeleri" birliğine kesinlikle girer. Çünkü bu çabayla AB hariç her birliğe kabul edilir. Birde bizi yönetenler bunu anlasada kendimize dönsek... |
|
Söyleyeceklerim var!
Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?
Yazıları
yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz
ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız,
yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.
Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.
|
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
|
Ressam-Gazeteci-Yazar ve şair.
Sanal ortamın günlük yaşamımızı her şeyiyle kapsadığını düşünüyor ve bir profesyönel olarak bu konuda atılım gösteren her projeyi desteklemek istiyorum.
1969 yılında Ararat yayınevinin Oba Çocuk Yayınlarında çıkan şiir kitabımın dışında kitap yayınlamadım fakat bir bitmiş ve üzerinde çalıştığım projelerim var. Bu sayfada kendi yazılarımın yanı sıra, genç sanatçı arkadaşlarıma da yardımcı olmaya çalışmak isterim. Sanat çalışmalarımı 1980 yılından beri ABD\'de sürdürüyorum.
Etkilendiği Yazarlar:
Her yazarı severek okur, hemen her sanatçının bir özelliği olduğunu düşünerek yorumumu yaparım. İsim vermek bir diğerine haksızlık olmasın...
|
|
|