..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Sevgi en azgın yüreği uysallaştırır, en uysal yüreği azdırır. -Alexis Delp
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Doğa ve Dünya > ömer akşahan




24 Mayıs 2004
Beyaz Afrika Menekşesi  
ömer akşahan
Bazen nasıl bir ülkede yaşadığımızı ve nasıl bir toplum olduğumuzu anlamakta güçlük çektiğimi itiraf etmeliyim.


:BIEI:
ÖMER AKŞAHAN

Yaşamın her anı gerçek sürprizlere gebe. Bastığımız toprağın gücünü anlamadan geçip gideriz çoğu kez. Bugün Adana'da açılan yeni kent yerleşim alanında sıkışıp kalmış zeytin ağaçlarını görünce içim cız etti yine. Bin yaşına kadar yaşayabilen ve kutsal kitaplara da konu olmuş bir ağacın, nasıl acımasızca katledildiğini bir kez daha görmekten büyük bir utanç duydum.
Bazen nasıl bir ülkede yaşadığımızı ve nasıl bir toplum olduğumuzu anlamakta güçlük çektiğimi itiraf etmeliyim. İçinde yetiştiğim ve nimetlerinden yararlandığım bu topraklarda yaşadıklarımı görüp anladıkça yavaş yavaş nasıl da uzaklaşabildiğime artık şaşırmıyorum.
Beyaz Afrika Menekşesi...Onun resmini bir fotoğraf sitesinde görünce yeniden aşık oldum. İnsan ruhunu bu denli okşayan, ruha sessizlik ve aydınlık veren o harika renk ve biçim estetiği! Anlatmaya dilimizin çoğu kez yetersiz kaldığı, resmini masaüstü alıp seyretmeye doyamadığımız bir nadide güzellik...
Menekşelerin her bitki gibi konuşmaktan, sevilip okşanmaktan çok iyi anladığını söylesem inanır mısınız? İnanın bu menekşe türü gerçekten çok ilginç...Eşim uzun yalnızlık gecelerinde bunları sever, okşarken öylesine gür ve severek açtığını anlattığında inanmakta ben de önceleri güçlük çektim. Ne zaman ki, menekşeleri yaz tatiline benim yanıma gelirken komşulara bıraktığında; kısa süre sonra tüm menekşelerimiz aynı ilgi ve sevgiyi yeni sahiplerinden görmedikleri için küsüp hayata veda etmişler.
Eşimin eve gelir gelmez ilk aradığı şey, menekşeleriydi. Fakat boş menekşe saksılarını görünce çok üzülmüştü. O günden sonra da bir daha menekşe yetiştirmeye cesaret edemedi.
Eski bir söylence de olsa, doğrusu inanmak isterim; Lokman Hekim tüm bitkilerle konuşur ve onların hangi derde deva olduğunu öğrenir, not alırmış. Bir gün konuştuğu bitki, "Ben ölümsüzlük otuyum." demiş, Hekim de onu defterine kaydetmiş. Bunun üzerine melek Azrail, Lokman Hekime insan suretinde görünüp, defterini Ceyhan ırmağının sularına savuruvermiş. Bugün Lokman Hekim'den bize kalanlarsa ancak derlenip toplanan sayfalarmış. Adı üstünde bir söylence... Her söylencenin arkasında ufak da olsa bir gerçek aramalıyız derim...
Ayrıca bir vejetaryan olsaydım, doğrusu doğanın bize sunduğu bu harika güzellikleri yerken bir daha düşünür, belki de yemekten vazgeçerdim... Ama çok şükür, ne etobur, ne de otobur değilim. Hepsinden yeterince yararlanıp, yaşamaya devam ediyorum.
Sonsöz: Hayatınızda hiç denemediyseniz bir kez olsun menekşe alın. Evinizde onunla konuşmayı deneyin, hafiften okşayın; inanın size yanıt verdiğini göreceksiniz... Ve sakın ola ki incitmeyin...Onların dilinden bence en iyi kadın ruhu anlar üstelik; hemcinslerim lütfen kızmasın bana...24.05.04 / Adana




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın doğa ve dünya kümesinde bulunan diğer yazıları...
Y ü r ü y ü ş

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sonbahar Soloları
Köşe Yazarlığı
Efeler, Yörükler, Türkmenler
Sözlence
Aynı Dili Konuşmak
İsimsizler
Okumadığım Her Şey, Bir Şenliktir!
Kum Tanesi İle Yosun
Velad'la Mariya...
Sokrat Chat Yaparsa...

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Hiçliğe Övgü [Şiir]
Kayıtdışı Şiir [Şiir]
Gece Dokunuşları [Şiir]
kalem [Şiir]
Meğer [Şiir]
Güz Yağmurları [Şiir]
Küçük Mariya İçin Kar Senfonisi [Şiir]
Giderken Düşürdünüz 'Ben'i Çantanızdan [Şiir]
Issız Sokak [Şiir]
ayrılıklar [Şiir]


ömer akşahan kimdir?

Kendini nasıl anlatır ki insan… Oturup yazılmaya kalkılsa, her edebiyat işçisinin yaşamı kalın bir roman olur. Ben bunu zaman zaman yazdığım denemelerde ve şiirlerimde yansıtmaya çalışıyorum. Yapıtlarımı izleyenlere küçük birer ipucudur; söylenen her bir sözcüğümüz, tümcemiz. . Kendimi şiirde ilk keşfedişim beni aynı zamanda büyük bir hayal kırıklığı yaşattı ve düzene yenik düştüm. Yol göstericim de yoktu yanımda; düzene isyan edeceğime, şiire küsüp öyküye yöneldim. Bütün bu yaşananlar ortaokul dönemime rastlar. Yine bir gün düzen beni aldı, bir sonbahar yaprağı gibi Aydın Dağlarının zirvesine fırlattı. Yıl 1981. Ve beni yeniden hayata bağlayan sihirli gücün şiir olduğunu orada anladım. O gün bugündür, can yoldaşım, arkadaşım, sırdaşım ve en büyük sığınağımdır ŞİİR! İnanıyor ve haykırıyorum; şiir mabedinde yanmayan hiç kimse, ben buyum, ben şuyum diyemez. Tek inancım, ömrüm oldukça yazmaya, gerekirse yazdırarak da olsa şiire ihanet etmeyeceğim. Aydın’ın İncirliova ilçesinde, ‘53 yılının Ocak ayında, bir Kova erkeği ve sevgili annemin tek eşinden 14. yavrusu olarak dünyaya gelmişim. Babam ve annem ümmiydi. Okul yüzü görmemiş bir ailenin ilk üniversite mezunu olarak kutsal öğretmenlik uğraşımı resmi düzeyde ‘99 yılına dek sürdürdüm. Halen özel sektörde işimden arta kalan zamanlarda, öğrencilere Türkiye’nin hemen her noktasında şiir dersleri veriyorum, gönüllü. Yeni Türk şiirini mevcut Türkçe ve Edebiyat kitaplarından öğrenemeyen gençlere yeni Türk şiirinin kapısını aralamaya çalışıyorum. İnanın bu çalışmalarda şiir adına öyle ilginç olaylara tanık oluyorum ki, gözyaşlarınızı inanın tutamazsınız. Tüm uğraşlarımdan edindiğim çok önemli bir gerçeğin altını kalınca çizmek istiyorum: ŞİİR ÖYLESİNE SİHİRLİ BİR ANAHTAR Kİ, AÇMADIĞI BİR KAPIYI GÖSTEREN HENÜZ ÇIKMAMIŞTIR! Bugüne dek, bir çok edebiyat dergilerinde şiir, deneme, öykü, inceleme, gezi , anı yazılarımla yer aldım. ‘90’da Ödemiş EFE dergisi yöneticiliği, Almanya’da Almanca yayımlanan GEMEİNSAM adlı yayının sorumluluğunu yaptım. Almanca şiir, öykü denemelerinin yanı sıra yurda döndükten sonra da Almancadan Türkçeye şiir kazandırma çalışmalarımı yayımladım. ‘90’da “Nasıl Çalışalım? Nasıl başaralım?” adlı çalışmam M. E. B. ca tavsiye edildi. Egebank tarafından 3000 adet basıldı. ‘98’de ilk şiir kitabımı Sivas’ta yakılan 37 güzel insana adadığım için yalnızca 37 şiir içermektedir. Evliyim. Eşim de emekli sınıf öğretmeni olup, bir oğlum ve bir kızımla beraber yaşamımızı renklendirmeye çalışmaktayız.

Etkilendiği Yazarlar:
Mayakovski, Cemal Süreya, Sabahattin Ali, Cahit Tanyol


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © ömer akşahan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.