Sevgi en azgın yüreği uysallaştırır, en uysal yüreği azdırır. -Alexis Delp |
|
||||||||||
|
Yaşamın her anı gerçek sürprizlere gebe. Bastığımız toprağın gücünü anlamadan geçip gideriz çoğu kez. Bugün Adana'da açılan yeni kent yerleşim alanında sıkışıp kalmış zeytin ağaçlarını görünce içim cız etti yine. Bin yaşına kadar yaşayabilen ve kutsal kitaplara da konu olmuş bir ağacın, nasıl acımasızca katledildiğini bir kez daha görmekten büyük bir utanç duydum. Bazen nasıl bir ülkede yaşadığımızı ve nasıl bir toplum olduğumuzu anlamakta güçlük çektiğimi itiraf etmeliyim. İçinde yetiştiğim ve nimetlerinden yararlandığım bu topraklarda yaşadıklarımı görüp anladıkça yavaş yavaş nasıl da uzaklaşabildiğime artık şaşırmıyorum. Beyaz Afrika Menekşesi...Onun resmini bir fotoğraf sitesinde görünce yeniden aşık oldum. İnsan ruhunu bu denli okşayan, ruha sessizlik ve aydınlık veren o harika renk ve biçim estetiği! Anlatmaya dilimizin çoğu kez yetersiz kaldığı, resmini masaüstü alıp seyretmeye doyamadığımız bir nadide güzellik... Menekşelerin her bitki gibi konuşmaktan, sevilip okşanmaktan çok iyi anladığını söylesem inanır mısınız? İnanın bu menekşe türü gerçekten çok ilginç...Eşim uzun yalnızlık gecelerinde bunları sever, okşarken öylesine gür ve severek açtığını anlattığında inanmakta ben de önceleri güçlük çektim. Ne zaman ki, menekşeleri yaz tatiline benim yanıma gelirken komşulara bıraktığında; kısa süre sonra tüm menekşelerimiz aynı ilgi ve sevgiyi yeni sahiplerinden görmedikleri için küsüp hayata veda etmişler. Eşimin eve gelir gelmez ilk aradığı şey, menekşeleriydi. Fakat boş menekşe saksılarını görünce çok üzülmüştü. O günden sonra da bir daha menekşe yetiştirmeye cesaret edemedi. Eski bir söylence de olsa, doğrusu inanmak isterim; Lokman Hekim tüm bitkilerle konuşur ve onların hangi derde deva olduğunu öğrenir, not alırmış. Bir gün konuştuğu bitki, "Ben ölümsüzlük otuyum." demiş, Hekim de onu defterine kaydetmiş. Bunun üzerine melek Azrail, Lokman Hekime insan suretinde görünüp, defterini Ceyhan ırmağının sularına savuruvermiş. Bugün Lokman Hekim'den bize kalanlarsa ancak derlenip toplanan sayfalarmış. Adı üstünde bir söylence... Her söylencenin arkasında ufak da olsa bir gerçek aramalıyız derim... Ayrıca bir vejetaryan olsaydım, doğrusu doğanın bize sunduğu bu harika güzellikleri yerken bir daha düşünür, belki de yemekten vazgeçerdim... Ama çok şükür, ne etobur, ne de otobur değilim. Hepsinden yeterince yararlanıp, yaşamaya devam ediyorum. Sonsöz: Hayatınızda hiç denemediyseniz bir kez olsun menekşe alın. Evinizde onunla konuşmayı deneyin, hafiften okşayın; inanın size yanıt verdiğini göreceksiniz... Ve sakın ola ki incitmeyin...Onların dilinden bence en iyi kadın ruhu anlar üstelik; hemcinslerim lütfen kızmasın bana...24.05.04 / Adana
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © ömer akşahan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |