..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bir gün karşıma biri çıkacak ve bana: "Herşey olması gerektiği gibi olmaktadır, efendim" diyecektir. -A. Ağaoğlu, Yazsonu
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > Ahmet Arslan




11 Eylül 2004
Kendime Nasihatler: Bir Düşün...  
Bitmeyen Yazılar ve eski benden kalanlar

Ahmet Arslan


Nedenler.. niçinler kaplamakta içinin gök kubbesini.. Sesler, haykırışlar, binbir figân..azabla karışık.. düşünce diyemeyeceğin idrakin okyanusunda sarmalıyor benliğini..


:BFDI:
Bir düşün; böyle çaresiz, böyle ümitsiz..
Böyle boynu bükük, böyle tesellisiz bekleyişlerdesin..
Ağlaman da vermiyor fayda..
Hoş, ağlamayı isteyipte beceremesen de..
Sonunda gözyaşların da tükendi seninle..
ve bir hüznü yaşıyor bedenin..

O’na tam olarak,
layıkıyla yaklaşamamanın üzüntüsü
bir damla ruhunda..
terkediyorsun artık bedenini..
ruhunla yaşamalısın.
Hislerini terkediyorsun..
hiç bir his bağlamamalı seni..
senin heveslere kanmış
ve kederleri yük edinmiş bedenine..

Bir mevta diyorlar bu haline..
ne derlerse desinler. Çünkü,
artık bir yanın hür, bir yanın tutsak..
hiç dinmeyen çelişkilerle,
hislerin kaldı geriye bedeninle..
şimdi hiç bir heves yok
ve bir cehennem ateşi yakmakta,
kavurmakta sanki ruhunu..
İçten kemirmekte sanki her bir zerreni..
Bir ızdırab değil ruhunu eriten..
Envai çeşitleri tüketiyor ruhunu..
eriyorsun.. ve,
eridiğin ân, yeniden diriliyorsun..

Nedenler..
niçinler kaplamakta içinin gök kubbesini..
Sesler, haykırışlar, binbir figân..azabla karışık..
düşünce diyemeyeceğin idrakin okyanusunda
sarmalıyor benliğini..

şimdi görüyorsun yaşadığın yerleri..
her şeye dıştan bakmak gerek denirdi ya..
hayata da öyle imiş, anlıyorsun..
o yüzden hiç tasvir edememişin hayatı
bugüne dek..
hiç dıştan bakamamıştın..
çünkü hiç gidememiş,
gittiğinde ise bir daha dönememiştin..
Sen değil, hiç kimse dönememiş..

Ne kadar salt bir yaşam,
ne kadar vurdum duymaz bir hayat yaşamışsın..
Değeri düşük, değersiz ilkelere paha biçilememiş..
asıl değerler ayaklar altında çiğnenmiş..
Bir çokları bilememiş işin aslını..
aynen senin gibi..
bilmek istememiş..
hasıl pişmanlık duyanlar olmuşsa da..
bir türlü hakkıyla inanan olmamış..
Herkesin kendi derdine düşmüş olduğu
güne gelsin dendiğinde..
o an geldiğinde gerçek değerler anlaşılacak..
ama geç olmayacak mı..?
diye düşünmektesin, bir çokları için..

Gözyaşları sular seller gibi çağlayacak..
ama bir kıvılcımı bile söndüremeyecek..
hiç bir şeye faydası olmayacak..
ağlamaların, sızlanmaların, eyvahların, feryatların..
herkes kaçacak herkesten..
kimse kimseyi tanımak istemeyecek..
bir düşün bu denli büyük dehşeti..
evlad annesinden.. baba oğlundan..
kaçmaya çalışıyor..
bu ne müthiş bir manzara..
akılların bir karış değil
binlerce karış hava da olduğu
bir manzara tasavvur et..
bir canlandır gözünün saydam derinliklerinde..
göremiyorsan yine de bir hayal et..
bir hayal et ne kadar aciz olduğunu..
kaçmaya…

İnkara bile şansın yok..
hiç bir şey yapamayacağın..
hiç bir şey hissetmeyeceğin..
yanılgılarının yüzüne
binbir katmerli şamar gibi indiği..
ve o izi hep suratında taşıdığını düşün..
bir düşün..
elbisen var mı yok mu
hiç farkında değilsin..
milyar içinde milyar insan..
yine de yalnızsın..
kimden kaçacaksın, nereye kaçacaksın..
bu bir rüya mı diye
uyanmayı bekleyen sen misin..
bekle ne kadar bekleyebiliyorsan..
sıran gelene kadar..
ama bil ki.. bu uyanışın hiç olmayacak..
hem de hiç.. hiç.. hiç.. hiç..
çünkü gerçekler her zaman acıdır..
hayal aleminde yaşayanlar için..

Hiç bir şeyin teselli olmadığı..
hiç kimsenin pişmanlığını dindiremediği
bir ızdırab düşün..
bir sevgiliye olan sevgi değil ..
bir düşmana olan nefret değil..
bir hüzne dökülen gözyaşı değil..
bir değişik acizlik..
bir gizlilik yok hiç bir yerde..
her yer dümdüz.. ve açıkta..
ardına gizlenilecek, saklanılacak
hiç bir şey yok..
ve çırılçıplak boşluklardasın..
kim sana yardım edecek..

Toplan.. gel buraya diye bir nida ..
koşmak istiyorsun, kaçmak istiyorsun...
ama ayakların.. onlar koşmuyorlar..
onlar sakin sakin yürümekte,
kaçtığından yana..

ne kadar utanıyorsan
boğazına kadar ter basmış..
boğazında kuruluk var..
ve sesin hırıltılı..
Sen gözyaşlarının tükenmesiyle
kan ağlamaktasın..
hiç bir kurtuluşun yok..

Hesabının sorulduğunu düşün..
hiç hesabının sorulmasını
istemediğin şeylerin..
ve yine baktığını çevrene
uyanırmıyım diye..
bir düşün..
hiç hatırlamadığın olaylar..
kalblerini kırdıkların..
yuvalarına incir ağacı diktiklerin..
ve daha hatırlamadığın
bir düzine mahcubiyetin..
merhametsizliğin..
şehvetine yenik düştüğün manzaralar..
bir bir gelmekte gözler önüne..
kendine bile itiraf etmekten kaçındığın
ezikliklerinin gün gibi aşikar olduğunu düşün..
bir düşün..

Ağlamanın faydası yok..
ve bir sıcak ateş bastırmakta
her bir tarafından..
hırıltılı sesin de kesilmiş..
hiç bir inilti yok..
sanki milyar kere milyar insan
sana bakmakta..
ve sen tamamıyla utanç içinde
ayak ucuna gark olmuşsun..
kalem utanç kavramının karşısına,
utanç kelimesinin karşılığı olarak
ismini yazmış bir düşün..
bir düşün..
ne tür kepazelik..
ne tür pişmanlıklarla alaya alındığını..

Bir düşün bunların olduğunu
bir başlangıç olarak..
ne ibretli bir manzara..
ne yapmalı peki..
şayet böyle olacaksa..
şimdiden değişmeli..
şimdiden hazırlanmalı..
şimdiden düşünmeli
ve şimdiden ağlamalı değil mi??
şimdiden ağlamalı..
gözyaşlarını şimdiden tüketmeli..
pişmanlıkları şimdiden yaşamalı..
bir düşün..



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yaşam kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bir Zamanlar
Bir Sefer Vakti

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Hiç Yaşanmamış Bir Aşka…
Ağlamayacağım
Kuşlar Ötmeden

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Dün'e, Bugün'e ve Yarın'a Dair [Şiir]
Ben ve Gözlerin [Şiir]
Garip Yolculuğu [Şiir]
Son [Şiir]
Yaşamın Dolambaçlı Yolları [Şiir]
Senden Ayrıyım [Şiir]
Diyârı yâr [Şiir]
Hayat [Şiir]
Anladım Aşkın Sonunu [Şiir]
Ömür Hayatı Nasıl Yaşadığındır [Şiir]


Ahmet Arslan kimdir?

Şiir yazmak, benim için çok farklı bir boyutta hayat buluyor. Belki rahatlamak için yazıyorum, belki bir şeylerden kaçmak için. Bir şeyleri ertelemeyi kendime haklı kılabilmek için yazdığımı düşünmeye de başladım son zamanlarda. Bir de şiir yazma duygusunu seviyorum. Bazen kendimce düşünüyorum da, ben galiba kendime şiir yazıyorum demeyi seviyorum. En iyi yaptığım işin bu olduğunu düşündüğüm için de olabilir. Kendimi kaybediyorum yazdığım zaman. Bir şairin başka bir tasvir için kullandığı şu cümle, hâlet-i ruhâniyet’imi anlatabileceğini zannettiğim en kapsamlı tanım: ”Zaman ve mekan senden yana. . ”, ki ben öyle hissediyorum yazdığım zaman. Bence Rahim Yaratıcının insana verdiği en büyük haslet bu, kalemle (veya kalemsiz) yazı yazmak. Tüm zamanların en büyük buluşu nedir diye sorsalar, eminim insanoğlunun yazıyı bulmasıdır derim. Ne olursa olsun, yazmak çok güzel. Özellikle şiir yazmamın nedeni ise belki kısa ve öz cümlelerin bir çok farklı yönde ve manada anlaşılabileceğini bilmem, ve yazarın yazısını yazarken içinde olduğu ruh halini en güzel biçimde nüshaya yansıttığına inanmamdan dolayıdır. Şiirlerin yüreğinizi ısıtması dileğiyle; aa

Etkilendiği Yazarlar:
Nurullah Genç, Yahya Kemal ve Necip Fazıl Kısakürek


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ahmet Arslan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.