İnsanlığın hangi filizi köreltilmek istenmişse, tersine o filiz daha gür büyümüştür. -Freud |
|
||||||||||
|
Şu internet virüsü ne zaman bulaştı, bilmiyorum. O gün, bugündür; yıllarca peşinden koştuğum, emek verdiğim, ter döktüğüm klasik dergicilikten kendimi uzaklaşmış buldum birden. Gerçi hâlâ bir kitapevine gittiğimde ilk aradığım yer yine dergiler olsa da. Edebiyat dünyasında dergi yayımcılığı her ne kadar önemsenmeye devam etse de, doğrusu bir şiirimin ya da bir yazımın bir dergide yayımlanması için bir ay beklemeye doğrusu tahammülüm kalmadı. Ben de evet, yeni çağa ayak uyduranlardanım. İnternetteki edebiyat sitelerinde bence gerçek bir editör de yok. Her yazdığımın tek seçicisi yalnızca ben! Yayınlanır mı ya da yayımlanmaz mı, gibi bir derdim kalmadı. Bu koca köyde ben de kendime göre at koşturuyorum. Tanınıyorum, tanıyorum, okuyorum, yorumluyorum, mesaj yazıyor ve alıyorum. Eleştirenim de olsun istiyorum. Dünya gözümde, o denli küçüldü ki...Dilediğim ülkeleri geziyorum; bunun için ne vizeye gereksinmem var, ne de pasaportumu yenilemek için harç yatırmaya gerek var. Evet şu internete bayılıyorum doğrusu. İnanın kendimi daha genç hissediyorum. Örneğin, yazı ya da şiir yazarken hep aradığım bir şey vardı: Klasik müzik dinlemek! Şimdi bunun için ne radyoya ne de kasetçalara gerek duyuyorum. Bazen dostlarım yardımıma koşuyor, bazen de “google” vb. siteler anında yarama merhem oluyor. Oh beeeeee, dünya ne güzel.! Ah, şu internet bir de, şu biten şarabıma çözüm bulsa! Bu gecenin ilerleyen saatinde kim bilir ona da çözüm bulanlar var, ben henüz keşfedememiş olabilirim. Keyfim iyi, yazıyorum, dünyanın irili ufaklı sorunlarına dokunuyorum, Beethoven’ın, Mozart’ın piyanosunun tuşlarına dokunduğu gibi. İçimden geldiğince -şu an ki gibi-; kimsenin maaşlı yazarı değilim, ne yarınki baskıya yetişecek derdim var, ne okunmazsa işsiz kalma korkusu var içimde. Bence özgür yazarlık ortamının geliştiği en önemli platform internet, başka bir yer değil kesinlikle. İnternetin gücünü en çok nerden alıyor derseniz, yanıtım hiç kuşkusuz, PAYLAŞIM, derim. Geçmişin bencil, kendini beğenmiş, burnundan kıl aldırmayan ve hâlâ Nobel ödülü alamamış Türk yazarları, ne yazık ki paylaşma kültürünü yaygınlaştırma adına en küçük bir adım atmadılar. Bu durum, zamanla yeni yetişen yazarlarla belki aşılacak, paylaşıldıkça çoğalan bilgi gibi yepyeni internet yazarları doğacak, hatta başladı bile! Daha ne söylenecek ne türkülerimiz var değil mi, a dostlar, şu sanal alemde? Kendi yaşıtlarıma bakarak, halime şükrediyorum. Bu arada, yaşı 70’in üzerinde olup da sanalda gezintiyi alışkanlık yapan ve yazarlığa soyunan Can Kıraç gibi büyüklerden örnek almaya çalışıyorum. Günümüzün teknolojik gelişmelerini yakalamaya çalışıyorum. Yazdıklarımı, sevdiğim resimleri flash belleğimde saklıyorum. Ne büyük kolaylık Tanrım! Bize bu nimetleri verdiğin için şükürler olsun. Bilginin gücünü yanımda, her an hissetmenin keyfini bana yaşatanlara milyonlarca kez teşekkürler...Onlar sayesinde yazmanın zevkine varıyor, daha iyi ürünler vermek için çaba sarf ediyorum. Bu yazdıklarımla inanın, ancak kendimi mutlu etmeye çalışıyorum...Başka bir şey değil....
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © ömer akşahan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |