Bir takım şeyler görürsünüz ve "Niye?" diye sorarsınız. Ben ise bir takım şeyler düşlerim ve "Niye olmasın?" diye sorarım. -George Bernard Shaw |
|
||||||||||
|
Işıkları söndür Ay düşsün gözlerine Bir ben uzanayım mum ışığında usul usul yatağında yanına Etin kırmızılaşsın uzun gölgeler düşerken vücuduna Şamdanlar çatır çatır çatırdasın Kapat gözlerini Şırıl şırıl tenine akan tutkularımı dinle Mum düşmüş yeşil gözlerimden içeceksin aşkımın iksirini bu gece Şangır şungur yuvarlanacağız aşkın derin kuytu sokaklarından geçerek zevk tünellerinde Ellerim dokunacak ellerine Aklım gezecek seni Beynim soyacak Düşüm inecek yüreğine Kuşumu öpeceksin ve başından sonuna dilin gezinecek üstünde Parmaklarım titrecek Dudaklarım gezdirecek uzak diyarlarda bir yolculuğa çıkarıpta seni Bir kadehi öpeceğiz beraber uç uca Bir sigarayı içeceğiz birlikte köküne kadar Hülyalar saracak Rüyalarımız sarmaş dolaş olacak Üstündeki her şey parçalanacak canım Ve ilk öpücüğüm boynuna yumuşak bir dokunuşla kelebek gibi konacak İki ayağın yerden havalanıpta basmak için bir cisim arayacak Dudaklarımla rüzgarda bir mumun sönmesi gibi söneceksin Tutkular deniz misali dalgalanır içimde Bir kayığın içinde iki sarhoş gibiyiz yatağında ikimiz Sallanıyor dibinden içimiz Akıyor selim derinden içine, yelim esiyor teninde Yırtınıyorsun gözlerin yarı baygın dengesiz dengesiz Çırpınıyorsun kollarımda kendinden bile habersiz Bir mektup konuyor dudağımdan dik başlı memelerine Haykırıyorsun inlemelerle camları titretircesine Dilim sürçüyor her yerine Tenim teninle konuşuyor geç saatlerde Terim terimle karışıyor canım Pınarlarım isyankar şehvetine Dolu dizgin yağıyorum içine Tatlı tatlı dökülüyorum bedenine İçinde hissettiğin şey bir ılıklıklığın sürtünerek yol alması derinlerinde Akıntım basıyor beynine kadar uzanan duyularını Zevk ırmakları yağıyor ince bir dere gibi kaplıyor tutuşan yanlarını Dudaklarında gülümsemeler yoğunlaşıyor Sarhoşsun bir akıntıya kapılmışta sürüklenen bir yat gibi Suyumdan içtikçe içesin geliyor Sallıyorum seni dalından Sarsıyorum beynini yerinden Gidip geliyorum odalarında hapise tutulmuş bir mahkum gibi Dudakların kımıldıyor Usul usul dökülüyorum Hani gök yırtılır gibi Hani sabahlara kadar hiç durmadan yağan rahmet gibi Hani susuz çölleri sulayan çöl kumlarının dibinden fışkıran bir vahanın Zevke akan bir pınarı gibiyim İçtikçe içesin geliyor İçtikçe gözlerin dönüyor İçtikçe dünya sanki ayaklarının altından kayıp boşluğa düşüyor Uçururum seni uçurumlara dar patikalardan geçerken hayatında Ve içiyorsun ılık ılık iliklerimden dökülen bütün can suyumu Kurumaya yüz tutmuş karanfil gibi, açıyorsun yapraklarını dünyaya Canlanıyorsun Tenlerimiz çarpışıyor şimşekler çıkarırcasına Aydınlanıyor loş ışık odan çarpıyor suratlarımıza Cereyan telleri kopuyor voltajlarımızda Elektrikler kesiliyor bu şehirde Arzularımız uyanıyor uykudan Bir fantaziyi yaşıyoruz gümüş yeleli bir at üstünde sevişir gibi Lokum bir kavunun suyunu döküyorum göbeğine Taşkın sel dilim giriyor içine Bu gece bir romantiğimki koparıyorum yıldızları serpiyorum tenine Tenin ışıl ışıl, Bense yakamoz mavisi Gözlerim çiğdem yeşili döküyor Dudaklarım kırmızı arzularımı sunuyor Çingene pembesi tutkularım seni sarmalıyor aşkım Hani dalga dalga akışım Hani sana yastıkları yırttırışım Hani bir gülüşüm Hani tenime yaramaz bir kedi gibi batırdığın tırnakların Hani omuzuma döğme yapar gibi diş izlerin kondurduğun Hani seni üstüme oturtturuşum, Dizginlerinin saçlarından çekerek elimde oluşu, göğüslerin dilimde Hani teninde çil çil bıraktığım ısırıklarım Burnumdan girip bütün beynimi dolaşıyor teninin süt kokusu Tahriklerin kaplıyor dört bir yanımı Sen doydun, ben doldum köklerine canım Lakin sana bir türlü doyamadım Sabırla beni bekle, bir dahaki sulama gününe '' IŞIKLARI SÖNDÜR,... AY DÜŞSÜN GÖZLERİMDEN GECELERİNE SEN BANA SOYUN DİLİM DİLİM GEZİNECEK DİLİM HER YERİNDE BU SANMAKİ BİR OYUN,... IŞIKLARI SÖNDÜR AY DÜŞSÜN GÖZLERİNE SEN BANA SOYUN '' Kibar Tavasav
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Kibar TAVASAV, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |