"Çok söz hamal yüküdür." -Yunus Emre |
|
||||||||||
|
Öylesine güzeldi ki bize geldiğinde... Bitliydi,korkaktı filan ama “Gel bana, sev beni” diyen gözleri vardı.Açık pembe gözlüydü, mor dudaklıydı. İlk karşılaşmamız hüzünlü olmuştu. Doğanın bize yüklediği görevler açısından bakıldığında, beni yemesi gerekirdi. Lakin kendisi fazlaca toydu. Bu sebepten olsa gerek, bana hemen aşık oldu. Onunla çok heyecanlı günler geçirdik. Sahip, O’nu diğer hasta kedilerin yanına değil de, benim kafesin altına koymuştu. Kafasına konup gezdiğim, gagamla sırtını kaşıdığım zamanlar, beraber yakalamaca oynadığımız günler çoktan geride kaldı. Aylar geçtikçe, güzel başlayan şeylerin eninde sonunda kötüye gideceğine dair oluşmuş yaygın inanç bizi de etkisi altına aldı. Hayır, belki böyle olduğunu bilmeseydik işler bozulmayacak, kendi mutluluğumuz içinde hoplaya zıplaya yaşayacaktık ama bizi o halde görenlerin (Hele de o pis kedi yok mu, baştan beri kıskandı beni) gözlerinde beliren “Nasıl olsa biter, hayvanların cinsleri farklı, bu aşk böyle sürmez” ifadeleri bizi etkisi altına almıştı. Sudan sebeplerden çıktı hep tartışmalarımız. Hepsinin temelindeyse aynı yalan düşünce vardı. Biz farklıydık. Ya da değildik. Şüphesi bile çok fenaydı. Yine de tek bildiğim, yüreğimizdeki sesin söylediği aşk şarkısının tınısının hiç değişmediğiydi. Birbirimizden son derece emindik. Başımı tüylü başına yaslayıp güneşin batışını seyrettiğimiz bir gün bana “Öleceğim ben” dedi. “Diğerleri gibi hastayım ben de” “Yazık değil mi ya” dedim. “Bu kadar çok sevenlere ölüm helal midir?” “Ben ateistim” dedi, “Ya öyle mi pardon” dedim. Ertesi sabah kafesimin tellerinden başımı çıkarıp ona bakınca, onu kanepenin altına saklanmaya çalışırken gördüm. Güneş doğunca Sahip onu oradan bir gazeteye sararak çıkardı. Keşke o gün bana bir hoşça kal deseydi de gerçekten öleceğini anlamış olsaydım. Belki o zaman benim inandığım onunsa inanmadığı yüce varlığa bize bir kıyak yapması için yalvarırdım. Peki şimdi ne olacaktı? Onu unutup elleri mi sevecektim yoksa onsuz olamayıp açık kalan camdan uçup evimi terk mi edecektim? Başını ben yazdım, Sonunu siz düşleyin artık... Elsen ece
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © elsenece, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |