2005 baharı
hayvanlar yavrulayarak; insan nüfusunun dünya üzerindeki dehşetini azaltmaya uğraşa dursun. benim tek derdim bu şölenden bir siyam yavrusu şeklinde nasibimi almak.
internet üzerinden sürekli evcil hayvan satan ya da vermek isteyenleri takib ediyordum, uzun zamandır da bir siyam kedisi için ilana rastlayamamıştım. iki gün önce bahardan da olsa gerek 3 haftalık mini mi mini renkli mi renkli bir yavrunun çok sevecek birine verilmek istendiğini okudum sayfadan. deli dana eti yemiş gibi mutlu ve bahtiyardım artık.
hatunun numarasını yazıp bir köşeye işimi bitirmek üzere kafamı faturalara odakladım ...
-alo bahar hanımla mı görüşüyorum,
-evet buyrun siz kimsiniz ?
-aa beni tanımıyorsunuz tabi, ben enes , cincırnetin ilan sayfasında yavrulayan kedinizin ...
-evet facoult'tan bahsediyorsunuz,
-bu mu yavrunun ismi ? ne cici
-hayır o annesinin ismi, yavrunun adı sarkaç
-edebi olmuş biraz, annesini karnından sarkıp düşmesi falan ,eco ve umberto'da diğer yavruların isimlerimi
-hayır diğer üç yavrunun isimleri; sarman , pamuk ve maviş
-bunların pek "umberto eco'la ilgisi yok ama ...
-ben okumam zaten eşim okuyor öyle safsataları
umarım kedi erkektir diye geçirdim içimden
-peki derdimi anladınız ben bugün yavruyu almak istiyorum sizden nerde nasıl olacak?
-ben moda da oturuyorum oraya gelirseniz hem sizi tanımış;yani sarkacı neidüğü belirsiz birine veremem , hem de sarkacı alırsınız,,, sanki kedinin bacağını kesip dilencilik yaptırıcaz ..
-peki hanfendi adresi alıyim ben sizden
-moda'yı biliyorsanız az çok mado'yuda bilirsiniz, ( kızılderili atasözü gibi ) onun önünde akşam üzeri 6 sizin için uygun mu?
-tamam bulurum herhalde
-a a çok basit canım 1 bilmiyor musunuz ?
-tamam tamam biliyorum galiba .

bu enteresan diyalog esnasında kadını bana bulaştırdığı gerginliği yoketmenin tek yolu kediciğimi düşünmekti .
bütün gün işyerinde akşama kadar ince siyam kedileri çizdim kimisi siyah kulaklı , kimisi kızıl kuyrukluydu "image"larımda ...

mado pardon moda saat 5:45
aslında şimdi de arayabilirim boşuboşuna beklemek yerine gelsin işte, belki müsaattir ama ya değilse ? ulan kadından amma çok korkmuşuz yaa !!!

moda 6:00
ne aradı ne de geldi çok ilginç ariyim bari
-alo
-alo enes bey mado'damısınız ?
-evet sizi bekliyorum
-şimdi benim numarama , mado arkanızdan görünecek şekilde fotoğrafınızı çekip gönderin lütfen
-haydaa
-nasıl ?
-yani bunun anlamı ne ? anlamadım hiçbişey
-bakın beni 1 haftadır bu şekilde farklı farklı numaralardan arayıp kediyi alıcaz diye randevu veriyorlar orda burda ama kimsenin geldiği falan yok , anladım ki bu bizim civarda yaşayan ve deli olduğuma inanan gençlerin işi, muhtemelen elimde kedi sepetiyle bekleyen görüntüm onları oldukça eğlendiriyordur , ben de böyle bir çözüm buldum, sizin de onlardan biri olmadığınızı nerden bilebilirim.
-dahice ...
-o zaman bana dediğim şekilde fotoğrafınızı yollayın
-iyi de bir sorun var ; benim telefonum fotoğraf makineli değil ki ben sizin evini.. ..... ...
-kameralı telefonun yok daha siyam kedisine nasıl bakacaksın ?

telefon kapandı ve bilincim, cep telefonu nasıl da her alanında hayatın titreşiveriyordu, gidip kendime bir zokya 5000 satın alıcam ve siyam kedisi koleksiyonu yapıcam