Anlamak beğenmenin başlangıcıdır. -Spinoza |
|
||||||||||
|
Bu gece beni uyku tutmadı, uyuyamıyorum. Saat sabaha karşı dört. Ben yine bunalım takılıyorum. Midemde tarifsiz bir ağrı var. Uykusuzluğumun sebebi bu değil tabi ki... Bitanem ... Hatırlar mısın bilmem; seninle ilk konuşmamı; okul bahçesindeydi galiba bende hatırlamıyorum o kadarını Seninle tanışmak istemiştim; seninle çıkmak; seninle bir şeylerimi paylaşmak istemiştim; yalnızlığımı paylaşmak istemiştim. İçimde duyduğum o hayalini kurduğum birlikteliği yaşamak istemiştim seninle ... “Sende hala bir şeyler var oğlum çektiğin acılar sana yetmemiş. Git hadi git teklif et “ demiştim kendi kendime. “Bak işte orada. Gül yüzlü, şeytani ama masum bakışlı, güzel sayılabilecek bir vücut ama boyu kısa, saçları dalgalı ve kısa.” B –blok ikinci kat 11-A bilgisayar sınıfının bahçeye bakan penceresinden ölene dek unutmayacağım birlikteliği paylaşacağım kıza bakıyordum. Zilin çalmamasını hiç bu kadar çok istememiştim. Ne dersi vardı hatırlamıyorum. Zaten aklımda başımda değildi. Allahım ne uzun kırk dakika ya bir ömür gibi geçti. Zil sesiyle hocadan önce sınıftan çıktım. Kararımı vermiştim. Tanışacaktım. Hiç görmüyordu gözlerim o an. Gözlerim ona kitlenmiş kalbim heyecandan delicesine atıyordu. Aradaki ayrıntıları heyecanlıydım hatırlamıyorum. 18.03.99 da sana çıkma teklif ettim. Biliyor musun ?. Ben sana çıkma teklif etmedim. Aslında ben sana hayatımı paylaşma teklifinde bulunmuştum o gün. Sana yalnızlığımı anlatmıştım. İçinde bulunduğum boşluğu. Sevmeye ve sevilmeye ihtiyacım olduğunu. Aynı şeyleri söylemiştin sende zaman istemiştin. “Beni böyle kabul edeceksin ama.” demiştin. “Nasıl yani ?” diye bir soru ile karşılamıştım seni. “Seveceğimi zannetmiyorum. Bir yara daha yeni kapandı. Hala onun etkisi altındayım. Mutlu olamazsın. Ama seversem sana işkence çektiririm.” Demiştin. Bende hepsine OK demiştim. Galiba ilk kez TATİLYA’ ya –hani şu tatil ve eğlence cumhuriyeti- gitmiştik. Pek güzel olmasa da iyi bir gündü. Sinerama‘da bana sarılman beni biraz şaşırtmıştı. Ama iyi bir gündü diye biliriz. Dönüşte serviste senin ne kadar sağlam dişlerin olduğunu anladım. “BÜYÜLÜ SANDAL”’ı mekan tutmuştuk ilk önce okul sonrası kaçamaklarımızda bir numara idi. Daha sonra “SİMENA” kahretsin başka yer yok mu koca AVCILAR’ da. Monoton geçen ama arada birbirimizi tanımamızı sağlayan küçük konuşmalarımız oldu. “KÜÇÜK EV”’ de takıldık bir iki bilemedin üç kere. Bayanın yanımıza gelip :” Arkadaşlar biraz daha seviyeli müşteriler var.” Demesinden sonraki yüz ifadelerimiz. “Bir plan yapalım. Hafta sonu ne yapıyorsun?” sorusunun ardından “Bilemem, evden çıkabilir miyim bilmiyorum” cevabı . Okul kapısında babanı görüp de “Kahretsin Kayınpeder gelmiş” demelerim. Annenle maceralarını anlatman benimde “ başlıyacam ananın saat kaçtasından haa” demelerim. Telefon başında akşam 9:00’un gelmesini ve böylece sesini duymayı istemem . Okuldan kaçıp FLORYA sahillerinde yaptığımız yaramazlıklar. Sana ciddiyetimi göstermem için annemle bile tanıştırdım. TAKSİM’ de İSTİKLAL CADDESİ’ nden girip BEŞİKTAŞ’ a kadar yürüdüğümüz günü hatırlıyor musun.? Seninle kampa gelmek istemem ve ERCAN hocanın benim izciliği bırakmama sebep olan tavrı. Seni MEZUNİYET BALOSU’ na götürmeyi o kadar çok istemiştim ki ! . “Ama olanaksız” dediler. Yıkıldım. Seninle o gece sabaha ,ayaklarımız tutmayıncaya kadar dans edip , sarhoş olmak istemiştim. OLMADI. KEP TÖRENİ’ ninde herkes hüzünlü idi. Bu okulu neden bu kadar sevdiğimi anladım. Çünkü içinde anılarım vardı. Sevim hocanın bize “kaç gündür görüşmüyorsunuz” demesi vardı. Senin bana dersten kaçsana demen ve benim kaçıp seni bulamamam vardı o okulun içinde. Bu okulda sen olmasaydın ayrılık bana böyle koymazdı. O gece içim taş gibi olmuştu. Eve gidince nasıl ağladığımı bilmiyorsun tabi ki. Seni görmek için “ERKANLI”’ya geldiğim günü unuttuğunu sanmıyorum. Hayatımın en acı günü idi. Senin gözündeki yerim iyice düşmüştü biliyorum artık bana eskisi kadar güvenmiyorsun. Neyden bahsettiğimi biliyorsun. Sana bir sözüm vardı. İçecektik. Canlı müziği olan bir yer istemiştin. Biliyor musun ? Ama sakın gülme ve dalga geçme J O gece seni kız arkadaşım olarak değil. Hayat arkadaşımmışsın gibi hissettim. Seni telli duvaklı gördüğüm rüyam aklıma geldi bir an. O gece gözlerinde bir mutluluk vardı. Çok rahattın. Harbiden. Bir gece vakti benimle yalnız başına kalabilme cesaretini gösterdin. “Sen bana bu kadar çok güveniyor musun?” diye soracaktım . “Ulan oğlum” dedim. “Bu kız sana güvenmese seni sevmese yanında ne işi var” dedim. O güzel gece içinde teşekkür ederim aynı zamanda. Ne kadar eğlendin bilememde. Bu sabah bana çok kızdın biliyorum yerden evrenin derinliklerine kadar haklısın. SENİ ÖLESİYE SEVİYORUM Bana ayrılıktan söz etme demiştim. Ayrılığı bende düşünmüştüm ama sebebim seni korumaktı. Senden bu kadar çabuk ayrılmayı isteseydim şerefsizim senin parmağına o yüzüğü takmazdım. Saat 5.30 gün aydınlanıyor. Ama benim dünyam karardı. BİTANEM yaşadıklarımızı şöyle bir gözden geçir. İyi düşün çünkü bir daha olsun istemiyorum. Ayrılacağım diyorsan sebebi her ne olursa olsun sorun yok. Tatlı bir şekilde ayrılırım. Benim bir tanecik LİSELİM ayrılalım diyorsa eyvallah. Ne istedin de yapmadım BİTANEM. İçmeye gidek dedin içtik. (Birini Saymaya Biliriz.)Ayrılalım diyorsan ona da EYVALLAH. Yeter ki sen mutlu ol. Zaten ben kimim ki. Aptal bir teknisyen. Tipsizim. Sakal traşını da beceremiyorum. Öpüşmesini bilmiyorum. Şerefsizliği bile beceremiyorum. Ama unutmadım BİR GÜN SENİ BULUCAM verdiğim sözü tutacağım. Kim bilir sevdiğini söylediğin biri olur yanında . Kim bilir belki mezarda bulursun beni. Seninle yaşadıklarım, paylaştıklarımı kağıt kalem anlamaz. Yazamaz.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Kerem ALTINOLUK, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |