Gençliğinde müzik öğrenen, felsefeyi daha iyi anlar. -Platon |
|
||||||||||
|
asırlık çınarın gölgesi tenimde uçurtmasını kaybetmiş çocuklar gibi yağmur yağıyor kirpiklerime!! ıssız bir ovanın ortasında buğday başağına eli değen ani sancılı, susuz yaz çocuğu!! asılı kalmışım nasırlı ellere saman sarısı güneştir ebem toprak kokulu göğüstür memem sahipsiz vatan misali talanda içim dışım saçlarım yeşil ve bir baharın -müjdecisi değil ! sineme düşen cemreler kifayetsiz kefen rengi saçımda -kırmızı umut kurdeleleri Güldür! Gül../-her zaman kırmızı ve gül en güzel fani bedenlerde kokar!! anlamı yok kardeşim! -aslında cılız bir sevginin sevdin mi vatan gibi seveceksin yaranı bıçaklayacaksın duvar ! duvar değildir kardeşim! dudağından dökülenin savrulduğu yüz tokatlarcasına döveceksin sevdiğini -her kelime bir kurşun kanatacaksın yüreği acıtmadan sevemezsin sevmek pamuklu şeker yemeğe benzemez urbana köpük doldurmak boştur kardeşim!! hani bizde devriksek mezar taşı kılıklı herifsek yani toprağı sevdiğimizdendir yatak yapışımız yoksa bir dua beklentimizde yoktur gelen geçen dilenciler neden sever bizi neden kimsesizlerin yastığı olur döşümüz düşün ! düşün be kardeşim! sevdin mi yalnız kalmayı da göze alacaksın hatta ve hatta sövülmeyi de! Yoksa ! yok öyle ayakkabın delindiğinde -yağmurdan kaçmak!! tırtıl neden oburdur bilir misin neden en taze yapraklara üşüşür hiçte şikayetçi değildir ağaçlar bilir misin kardeşim!! kelebeğin güzelliğidir özlemi özgürlüğüdür kanatlanma hırsı o zaman kardeşim!! sen de en güzel kelimelerle güzelleştireceksin sevgini -zihnini harcamaktan korkmayacaksın mesela bir iki dişin kırılacak -dudağını ısırmaktan kapıları tekmelemekten camları kırmaktan / fayda yok duvarları ellerinin şeklini alana kadar döveceksin! yani bizde hormonlu bir domates değiliz altı üstü altmışdört kilo et ve kemik şakalarımız herkes kadar karlı alnımızda belki bir belki iki çizgi fazla iki üç dal sigara öndeysem senden -dert etme../ yakınlığım diğer tarafa!! ama kardeşim!! çektin mi dumanı alev alacak meret ciğerine koca bir hançer saplanır gibi -hakkını vereceksin!! yoksa ! yok öyle kül tablasını boşuna doldurmak -kadehi yarıda bırakıp -ızgara balığa kendini güldürmek sevdin mi kardeşim ayak izlerini süpürecek dudakların çökmeyi öğreteceksin dizlerine şöyle asfalt ısıracak diz kapaklarını yok öyle kapıyı vurdu gitti diye vazgeçmek o zaman kapısız seveceksin!! penceresiz eve perde takmak gibi değil önce çatıyı onaracaksın gözyaşlarını saklamayacaksın kardeşim adam gibi ağlamayı da bileceksin yoksa !yok öyle şarkı şiir dinlemek -kendini dinleyeceksin eğer her gün tıraş olup kravatını düzenli bağlıyorsan kardeşim -sevdim demeyeceksin kirletmeyeceksin o kelimeyi bu iş baltayla odun kesmeye benzemez gerektiğinde kendi boynunu vuracaksın!! korkma kardeşim!! ölmek sevmekten zor bir şey değildir.. sana bin sevda resmi çizebilirim ama hiçbiri Da Vinci imzası taşımaz belki on bin sevda bestesi de yapabilirim hiçbiri Mozart kadar etkili olmaz.. altındaki imza önemlidir kardeşim!! sevdana imzanı kendin atacaksın.. sahte tuvallerde sahte yüzlere değil önce kendi yüzüne bakacaksın eğer kızarıyorsan kardeşim sevdim demeyeceksin yeri geldiğinde yüzüne tükürmeyi de bileceksin!! yoksa! yok öyle aynaya tükürmek avucuna kardeşim ! avucuna ardından esaslı bir tokat atacaksın yanağına az da delikanlı olacaksın hani öyle kulağına küpe takanlardan değil kedileri sevip köpekleri dövenlerden de olma üç ekmek alıp ikisini çöpe atanlardan hiç olma birinci kata asansörle çıkanlardan pazar günleri posta kutusuna bakanlardan da olma hele hele bir çocuk elini uzattığında bozuğum yok diyenlerden hiç olma.. sevdin mi kardeşim az da delikanlı olacaksın milyarlık telefon taşırken param yok diyecek kadar cesaretli mesela! yoksa ! yok öyle hamamdan terlemeden çıkmak.. kardeşim!! sevda dediğin ideoloji gibidir uğruna savaşacağın bir değerdir yani değişen dünyaya uymaz sevda bütün zamanların değişmezidir sadece sen değişebilirsin sor kendine be adam!! öyle bolca film seyretmekle olmaz bu işler bir tiyatro sahnesi de değildir hayat.. sen yazıp sen oynarsın../ koltuklar boş!! öldüğünde kardeşim!! arkanda cemaat olmalı.. yoksa ! yok imamdan bir fayda.. ya da bir iki mezarcı kalfasından şimdi diyeceksin ki orta katta sol kiriş kırıldıysa bina ayakta durur mu ! sol kirişten sana ne kardeşim sen temele baksana koydun mu şefkat vefa, merhamet, saygı döktün mü anlamak, dinlemek, beklemek / ekledin mi sıvandın mı sabır ördün mü bolca emek. ve bunları bağladın mı yürek aksına!! Şaşırma kardeşim../ laf ebeliği bunlar senin yaptığın tuz gölünde salatalık yetiştirmek elde edeceğin de salatalık dışında her şeye benzer!! ara sıra sokaklara çık kendini ara başka yüzlerde köprü altlarına uğra, hastanelerin acil servislerine genelev sokağına da gir mesela otoban üzeri pazarlıklara şahitlik et et ve onurun kaça satıldığını öğren bir dönmeyle yatıp gece yarısı karısının koynuna girenleri gör çocuklarını öpenleri / kirli dudaklarıyla! sına kendini kardeşim insan olmayı dene / insancıklar içinde kahkahaları dinle aç çocukların toplandığı bar önlerinde beş yıldızlı otellerin neonları altında yedi yaşında çocuklara ayakkabılarını boyat bir süre asılı kal geceye kardeşim sevdanın kıymetini ancak böyle anlarsın belki bir huzur evi kapısı çalar seksenlik ninelerin gözlerinde asil sevdalara dalarsın! ar damarını besleyen insan kanıdır be kardeşim sütü bozuk değilsin ya../ bir anne doğurdu seni de yok öyle ! bir çift pamuk eli tutup sevdim demek titrek dudaklara yapışıp iki iri göğüste rahat bir uyku çekmek ya da otuz dakikalık sefa ile döllenmek !! su derini temizler / sense nefsini aslolan kardeşim ! kalbini kalbura çevirmek! yani kardeşim bana Ümit Yaşar şiirleri okuma Can Dündar’ın kadınları anladığından Ahmet Altan erotizminden bahsetme Pakize feminizminden Ayşe Kulin’in villa edebiyatından Hele Sunay Akın tekamülünden hiç bahsetme soğanla şiir okuyanları da geç kardeşim! sen bana !! açlıktan, çöplükten, sokaklardan bir parça simitten, bayat ekmekten sen bana!! salçasız,yağsız çorbadan ayazda oda kapısını söküp yakan üşümüşlükten bir kalemi paylaşan onlarca çocuktan bahset!! Sevdim deme bana, kardeşim Önce yukarı bak sonra görüşelim! iş değil senin yaptığın keser gibi çalıştın yonga birikti önün rende gibi işledin fakir kaldı yüreğin testere ol diyeceğim _________________ama kardeşim!! benim kadar güçlü değil bileğin!! Levent Saral
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Levent Saral, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |