..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Hemen yüzüne gül suyu seperek Leyla'yı ayılttılar." -Fuzuli, Leyla ile Mecnun
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Anı > rukiye zehra tekin




5 Temmuz 2006
Çilekeş Günlük  
ırak/felluce

rukiye zehra tekin


yazı ırak savaşından epey sonra yazılmıştır. tamamen kurgudur... umarım beğenirsiniz


:BBAG:
26 mayıs 2003
Felluce/IRAK


Buraya geldiğim günden buyana duygularım, düşüncelerim aslında vücudumun da tüm işleyişleri sekteye uğradı.
Yeşilin ve mavinin en güzel olduğu, çiçeklerin canlı açtığı, en güzel renkte ve tonda kelebeklerin serbestçe uçtuğu, sevda türküleri okuyan kuşların bulunduğu, kendimi bulduğum başı dumanlı dağların olduğu biricik memleketim dururken, burada bir hiç yüzünden canların yandığı aptalca anlayışlar yüzünden çıkan savaşın ortasında ne işim vardı benim. Her gün “Niye ben?”diye kara kara düşünüyorum. Hem çalıştığım yerde benden daha iyi gazeteciler varken ve ben savaş muhabiri değilken bu işkenceye niye ben katlanıyorum ki. Bu fikir burada gördüklerimin ruhuma açtığı yarayla çıldırtıyor beni…
Gecenin ilerleyen saatlerinde ruhumun dışarıda özgür kalacağını düşünerek dışarı çıktım. Harabelerin arasında, bombaların altında, cesetlerin içinde nereye gidebilirdim ki… Ama rahatlamıştım, dışarıda olmak iyi gelmişti. Özelliklede bana gülümseyip” Her şeye rağmen hayat güzel” diyen yıldızlar…
Bir adam vardı gözlerimin görebildiği noktada. Uzun pardösülü, başında eski ve yırtık bir sarık, elinde eğri bir baston… Tertemiz bir yüz… Farklı bir siması vardı. En çokta bakışları çok şeyler anlatmak ister gibiydi ve yanın ayaklaştığımı hissedemeyecek kadar dalgın… Gözlerinde de akmaya korkan damlalar gördüm.
Sonunda geldiğimi fark etti.
“Yapayalnızım evlat. Hem de kalabalık içinde bile yalnızım içimdeki fırtınaları, harabeleri bir bilsen. Ben gençken böyle miydim?”dedi. “Yaşamak güzel ve eğlenceliydi. Hayat çok manalıydı. Hem hayallerim vardı ve yakalayabileceğim kadar yakındı. Bakma öyle hasta gibi durduğuma. Beni böyle gösteren içimdeki fırtınalar, ruhumun artık çok yorgun oluşudur. Şu bir çift göz neler gördü bilir misin? Karısının gözlerinin önünde can çekişmesinden tutunda ailesinin yaşadığı sefaleti, çocuklarının onu terk edişini, sokakta yaşayan çocukların yüreciklerindeki yalnızlığı, yetişkin olduklarını zanneden ama çocuk kadar düşünemeyen insanların hazin sonlarına kadar neler gördüm. Sen hiç etrafında yıldızlara tutunayım derken düşen insanların bağırtıları gibi insanın içini dağlayan sesle işittin mi? Ya yalnızlığa itilen, hakir görülen insanların acı seslerini… Seslerini duymana gerek yok, acıyı onların gözlerinde görebilirsin.
Yok evlat, yok. Yalnız bunlar değil. Beni yıkmaya bu kadarı yetmez. Dön de bir bak etrafına. Bak şu harabelere… Bombaların düştüğünü görüyorum. karısız, kocasız, anasız babasız kalanların feryatlarını dinle. Mermi yağmurlarına bak. Delip geçiyor minicik bedenleri… Anaları kan ağlıyor onların. Dön bir bak…
Evlat şu gözümden akamayan yaşa bak. Neden akamaz bilir misin? Kötülüklerle dolan kalplerden kötülüğü silemeyişimdendir. Atılan kurşunların önüne geçemeyişimdendir, bombalara kendimi siper edemeyişimdendir. Çare arayanlara çare olamayışımdandır, kanayan yaralara merhem olmayışımdandır.
Gözleri daha neler neler anlattı…
Kalbin en güzel tercümanı o gözler anlattıklarından yorulmuş olmalı ki salıverdi damlalarını ve yavaşça yerinden doğruldu. Bastonuna dayanaraktan uzaklaşırken “sakın ha evlat “diyordu sanki “sakın ha sen haksızlığa boyun eğme. Gücünün yettiğine gücünle, paranın yettiğine paranla kaleminle, yüreğinle, düşüncelerinle… Başkaldır. Sakın boyun eğme, sakın susma…” köşeye doğru ilerledi. Sonra birden durdu, pardösüsünü çıkardı. Köşeye büzülmüş, uyuyan bir çocuğun üzerine örtüp hızla uzaklaştı. Artık gözden kaybolmuştu.
Bir adam vardı bu gece, karanlıklar içinde adını bilmediğim, sesini hiç duymadığım, fakir görünüşlü ama zengin yürekli bir adam. Sanki dünyayı kötülüklerden, haksızlıklardan temizlemek vazifesi ona verilmişte o bunu başaramadığı için yorgun, hayata küskün ve çaresiz.
Bir adam vardı bu gece, karanlıklar içinde. Bana Rabbime yönelmem gerektiğini hatırlatan, isyanın eşiğindeki bana nankörlüğümü gösteren…
BİR ADAM VARDI bu gece karanlıklar içinde. Hiç konuşmayan ama çok şey anlatan…



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Çocuk Kalabilmek
Muammalar
Teşekkürün Böylesi

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Sevdim... [Deneme]
Heplikteki Hiçlik [Deneme]
İç Döküş [Deneme]
Ölümle Yaşam Arasında [Deneme]
Şehri İstanbul [Deneme]


rukiye zehra tekin kimdir?

yzdığım şeyler çok basit gözükebilir ama hayatta bir çoklarımızın ihmal ettiği şeyler. . . basit bir dillede olsa bunları okuyucuya hatılatmaktır öncelikli amacım. . bunu yapabilirsem ne mutlu bana. aslında o zman yazdıklarım hayat bulur. o zaman canımdan çok sevdiğim insana babama ithaf edebilirim hepsini. . . .

Etkilendiği Yazarlar:
sadık yalsızuçanlar,nazan bekiroğlu,georges perec,amin maalof


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © rukiye zehra tekin, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.