..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bir ülke bağımsız olmadan, bağımsızlık da erdem olmadan ayakta duramaz. -Rousseau
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > Bilgen




7 Ağustos 2006
Güzel Günler Görecektik Çocuklar... Biz; Hem Vallahi Hem Billahi Çok İnanmıştık!  
Bilgen
Şimdi dilimde mutasyona uğradı her şey, ve zihnimde… Güzel günler görecektik çocuklar, size biz sunacaktık ellerimizle... biz sandık ki, sizin için düşler kurmak yeterli… biz sandık ki yüreğimizin ortasına oturtunca sizin çıplak ayaklarınızı çözüm kendiliğinden gelecek… biz sandık ki şiirler bize cesaret verecek… olmadı elbet ama ne var ki biz; hem vallahi hem billahi çok inanmıştık!


:BFCI:
Üzerinden sarkan, kendine üç beden büyük gelen pantolonu (ki önündeki seneler de düşünülerek alınanlardan), küçücük ve esmer ellerinde sırıtan kocaman, parlak çay tepsisi ve çocuklara has masum, belki biraz utangaç bakışlarıyla girdi odaya. Girdi ve küçük kıyamet anlarımdan biri oluverdi. O hiç farkında olmasa da…
     Yaşı belki ondu belki on iki… Daha küçücüktü. Yorgundu. Hem de çok yorgun. Çelimsiz bedenine ağır geliyordu yükü belli. Sabahtan beri koca binada tek başına çay taşımıştı, taşıyacaktı… bildiğimiz tabirle ekmek parasıydı derdi ve yine bildiğimiz tabirle yaşıtları dışarıda sokağın ve oyunun içindeyken o kahverengi ve kirli bir binanın içindeydi. Belki de ‘hayatın içi’nde olmasıydı acıtan, şaşırtan.
Şaşırmak aptalcaydı dedim sonra kendi kendime. Biliyorduk, öğrenmiştik biz bu çocukları. Nasıl öğrenmiştik hatırlamıyorum. Ama öğrenmiştik. Masa başı söylemlerde anmıştık sık sık yumruklarımızı sıkarak. Hiç tanımasakta onları, hiç yüzlerini görmesek de içimiz acımıştı parçalanan ellerini ve yorgun çıplak ayaklarını düşünerek.
Sonra herhangi bir zamanda herhangi bir binada karşıma dikiliverdi biri. Küçük kıyamet anlarımdan biri oluverdi. O hiç farkında olmasa da… Şimdi düşününce, biliyorum ki aslında onlar her yerde dikilmişti benim karşıma ama sanıyorum ilk defa kafamın içini değil yüreğimi açtım ve sanıyorum ilk defa gerçekten gördüm. Bir asır öncesi gibi gelen ama dünya zamanıyla en az üç en fazla beş senesine tekabül eden önceme aldı götürdü beni.. Bizi duyup duymadıklarını bilmeden ve hatta önemsemeden, onlara ‘güzel günler göreceğiz çocuklar’ demiştik ama aramızda değillerdi, hiç olmadılar... Bizim gibi düş kurma şansı vermedik onlara. Belki de hiç okşamadık, dokunmadık… Onları kurtarmayı hayal etmiştik en çok. Zihnimizin içinde bir imgeydi o çocuklar, romantik bir devrim hayali… metamızdı en çok… Sanırım biz en çok şiirlerdeki çocukları sevdik…

Güzel günler göreceğiz çocuklar,
güneşli günler
göre-
-ceğiz...
Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar,
ışıklı maviliklere
süre-
-ceğiz...
Açtık mıydı hele bir
son vitesi,
adedi devir.
Motorun sesi.
Uuuuuuuy! çocuklar kim bilir
ne harikûlâdedir
160 kilometre giderken öpüşmesi...

Hani şimdi bize
cumaları, pazarları çiçekli bahçeler vardır,
yalnız cumaları
yalnız pazarları..
Hani şimdi biz
bir peri masalı dinler gibi seyrederiz
ışıklı caddelerde mağazaları,
hani bunlar
77 katlı yekpare camdan mağazalardır.
Hani şimdi biz haykırırız
Cevap:
açılır kara kaplı kitap:
zindan..
Kayış kapar kolumuzu
kırılan kemik
kan.
Hani şimdi bizim soframıza
haftada bir et gelir.
Ve
çocuklarımız işten eve
sapsarı iskelet gelir..
Hani şimdi biz..
İnanın:
güzel günler göreceğiz çocuklar
güneşli günler
göre-
-ceğiz.
Motorları maviliklere süreceğiz çocuklar,
ışıklı maviliklere
süre-
-ceğiz.....
(Nazım Hikmet RAN)
Şiirlerde de sevsek, o zamanlar onlar için güzel şeyler yapabileceğimize yürekten inandığımız zamanlardı. İnandığımız zamanlar kıyametimiz oldu…
Şimdi buram buram arabesk kokan bu cümleler, salt düş kurmanın, buna inanmanın ama şiirlere ve türkülere hapsolmanın bedeli elbet. Ödüyoruz… o çocuk orda… o binanın içinde… ‘hayatın…’
Şimdi dilimde mutasyona uğradı her şey, ve zihnimde… Güzel günler görecektik çocuklar, size biz sunacaktık ellerimizle... biz sandık ki, sizin için düşler kurmak yeterli… biz sandık ki yüreğimizin ortasına oturtunca sizin çıplak ayaklarınızı çözüm kendiliğinden gelecek… biz sandık ki şiirler bize cesaret verecek… olmadı elbet ama ne var ki biz; hem vallahi hem billahi çok inanmıştık!
Güzel günler görecektik çocuklar, Nazım Usta kadar inançlıydık…





Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yaşam kümesinde bulunan diğer yazıları...
Her Ölüm Erken...
Saçmalıyorum! İtirazı Olan Var mı?
Dibe Vurmak Gerek...
Bir Sabah Vuruldum! Bir Bahar Sabahıydı, Ilık...
İstemli Kusmak...
Dahilden Gazel
Sözlerini Anlamadığım Kürtçe Bir Türküde Ağlıyorum
Eller Havaya
O'na...
Devrim İçimize Uğramadı Hiç...


Bilgen kimdir?

cümle kuruyorum sadece. . .


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Bilgen, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.