..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Leyla'nın işi naz ve işve; Mecnun'un gözü yaşı çeşme çeşme..." -Fuzuli (Leyla ile Mecnun)
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Gülmece (Mizah) > Osman TÜRK




3 Mayıs 2002
Memduh Ve Paris Cafeleri  
Memduh'la yeni maceralara sürükleniyoruz.

Osman TÜRK


Memduh önemli bir şahsiyettir. Maceraları da önemlidir. Devam edecektir netekim. Ben daha iyisini yazarım netekim.


:CDBI:
Londıra macerasının ardından geçen beş yıl boyunca Memduh hiçbir resmi görev almadı. Almadı yerine alamadı dense Memduh için kurulmuş bir cümlede onur kırıcı bir yüklem değişikliği olmazdı. Bu süre içinde Show haber ve televolede sunuculuk, pop şarkıcılığı ve Sabah gazetesinde köşe yazarlığı gibi işler yaptı. Bütün bu işlerde başarılı olduğu söylenemezdi.
     Show tvdeki görevinden, haber programının formatına uygun olduğunu düşünerek televizyona gergedan çıkartıp canlı yayında söyleşi yapmaya kalkınca kovuldu. Her ne kadar rakip kanallar canlı yayında bir maymunu konuk edip söyleştiyseler de, Memduh’un gergedan fantazisi yönetim tarafından abartılı bulun-du. Ayrıca gergedanın Türkçe bilmemesi de sorun yaratabilirdi. Bu da Memduh’un işten atılması için yeterli neden olmuştu.
     Ardından başladığı Televole programı sunuculuğu görevinde ilk başlarda oldukça başarılıydı. Kimin elin kimin cebinde? İbrahim Erkal İbrahim Tatlıses için ne dedi? Sibel Can’ın gözleri gerçekten mavi mi? Petek Dinçöz’ün yeni albümü ne zaman çıkıyor? Gibi çok önemli soruların yanıtlarını aramış ve bulmuştu. Ancak nereden esip te bir gün programda Neşet Ertaş’tan, Münir Nurettin Sel-çuk’tan, Bora Ayanoğlu’ndan falan söz edince yapımcılar hamburgerine pul biber konmuş amerikan dollyyorrokları gibi zıpladılar. Olamazdı, hey, Memduh ne yaptığını zannediyordu? Lanet olsun-du. Go home dediler Memduh’a.
     Bir süre işsiz güçsüz dolandı. Daha fazla dayanamayıp bir pop müzik kaseti çıkardı. Kasetin ardından barlarda çalışmaya başladı. Her gece, sıkıntılı Türk halkını süper bir şekilde eğlendiriyor, dertlerinden arındırıyordu. Bir akşam Cem Karaca’dan bir şarkı söyleyince bardaki müşteriler birden kusmaya başladılar. Bu iğrenç sözler ve müzik onları kendine getirmeye yetmişti. Derhal ayaklandılar ve sahneye havyar, peçete, gucci marka kıravat, kavle marka ketçap, tommy hilfiger marka çorap fırlattılar. Oradan da kovulmuştu Memduh.
     Son işi Sabah gazetesinde kendisinden önce bir Fransız soy-lusunun yaptığı gibi yediğini, içtiğini, giydiğini ve hatalı sollama yapan arabaların plakalarını yazmaktı. Aynı zamanda spor yorumları yapıyor, yönetmenlere film çekme yöntemlerini öğretiyor, man-kenlere podyumda yürüme dersi veriyordu. Her şey yolunda gider-ken yazılarına tarih, sanat, edebiyat, insanlık ve devlet meseleleri-ni konu yapınca kapının önüne konuverdi.
     İşte bu zor durumda kendisine Paris görevi teklif edildi devlet tarafından. Vatan düşmanları Paris’ten yayınlanan bir internet sitesinde ermeni soykırımı iddialarını destekleyecek görüntüler yayınlıyorlardı. Memduh’u bekleyen zor görev bu sitenin sahiplerini bulup yok etmek, siteyi de yerle bir etmekti. Bu amaçla bindi uçağına. Kısa bir uykudan sonra gözünü açtığında uçak alçalıyordu. Tam bu sırada oldukça uzun bir kule çarptı gözüne. Bir radyo veri-cisine benziyordu ancak çok uzundu. Bu kuleyi bir yerden hatırla-dığına emindi ama nereden?
     Havaalanında onu Türk ajanlardan biri karşıladı. Hemen bir taksiye atlayıp otele doğru yol aldılar. Odasına çıkmadan önce kendisini otele getiren ajanla vedalaştı.
     - Teşekkür ederim mösyö. Merak etme en kısa zamanda görev başarıyla tamamlanacaktır. Bunu üstlerine bildirebilirsin. Bon suar!
     - Memduh abi biz senle daha önce Londıra’da falan karşılaşmış mıydık? Memduh bir an duygulandı. Beş yıl önce yaptığı işlerin unutulmaması hoşuna gitmişti.
     - Zannetmem dostum, ben hiç Londıra’da bulunmadım. Bi-riyle karıştırıyor olmayasın? Böylece Memduh kendini gizlemişti. Adam hemen cevap verdi,
     - İyi o zaman, bizim porton dedi ki, bi öğren bakalım Londra’da işi berbat eden salak sen miymişsin? Yoksa sadece isim benzerliği mi? Onun için sorduydum.
     Memduh sinirlendi.
     - Sadece isim banzerliği mösyö. Hadi güle güle.
     Ertesi gün dün olanları unutup büyük bir çalışma aşkıyla oturdu bilgisayarın başına. Öncelikle şu siteyi bir de kendisi gör-mek istiyordu. Birkaç saat uğraştıktan sonra otelin resepsiyonunu aradı ve bir görevli göndermelerini istedi. Az sonra kapı çalındı. Bilgisayardan kafasını kaldırmadan bağırdı Memduh,
     - Giir! Kapı açık. Görevli yaklaşınca sordu,
     - Şu internet denen hadiseye nasıl giriliyordu mösyö?
     - Önce bilgisayarı açmalısınız efendim.
     - Açmamış mıyım? Hay Alah, ben de niye bir saattir hiçbir şey olmuyor diyorum kendi kendime. Büyük insanlar hep dalgındırlar mösyö. Anştayn’ı bilirsiniz, arabasını park ettiği yeri unutur, saatlerce ararmış.
     - Anlıyorum efendim.
     - Peki nasıl açılıyor bu meret?
     - Şu düğmeye basacaksınız efendim.
     Üç saat sonra Memduh bilgisayarın açma kapama düğmesini öğrenmiş. Bununla da kalmayıp klavyedeki enter tuşunun ne işe yaradığını da anlamıştı. Altı saat sonra bu işi kıvıramayacağını ve yardıma ihtiyacı olduğunu anladı.
     
     Flaş, şok gelişme...Öykümüze şimdi aldığımız bir haberle ara veriyoruz. Ünlü popçu Serdar Ortaç’ın yeni aldığı jipinin sağ ön tekerleğine 30 birim, sol ön tekerleğine 33 birim hava doldurup kaza yapmasına neden olan tamirci kim? Az sonra....
     
     Memduh’un bilgisayar kullanabilen bir otel görevlisinden yardım almasıyla işi kolaylaşmıştı. İlk olarak sitenin yayınlandığı yeri tesbit ettirdi. Site Paris’te bir evden yayınlanıyordu. Memduh taksiye atladığı gibi soluğu o evde aldı.
     Kapıyı omzuyla iterek açtı. İçerde bilgisayar masasının başı-na çökmüş, gözlerini hala monitörden ayırmayan, uzun saçlı, göz-lüklü bir genç oturuyordu.
     
     Flaş, şok gelişme.......Öykümüze yine ara veriyoruz. Tendon bağları kopan Ümit Davala artık hangi bağını kullanmaya karar verdi? Yoksa ayakkabı bağlarını mı kullanacak? Hepsi az sonra....
     
     Memduh gence seslendi,
     - Hüooop, alooooooo?
     Genç umursamaz tavırla Memduh’a döndü.
     - Ne var? Sen de kimsin? Kapıyı niye zorladın? Zaten açıktı.
     - Teslim ol alçak, eller yukarı. Yakaladım seni. Ülkemizin a-leyhinde site yayınlamak neymiş, görürsün şimdi.
     Genç oturduğu yerden kalktı. Memduh’a yaklaştı,
     - Evet, dedi. Yaptım ama niye yaptım bir sor hele?
     - Niye yaptın?
     Genç eliyle kanepeyi işaret ederek, Memduh’a,
     - Otur, dedi. Memduh oturunca genç anlatmaya başladı,
     - Yıllar önce küçük bir çocukken gelmiştim Paris’e. O zamanlar Paris İngiltere’nin Londra’sı. O kadar güzel yani... Paris’e gelişimizin altıncı ayında annemi kaybettim. Aradan iki yıl geçti ba-bam öldü. Birkaç yıl sonra da teyzem hepatit C oldu ancak bunun beni çok etkilediğini söyleyip seni kandırmak istemem.
     Memduh duygulanmaya başlamıştı. Ne acılı bir hayattı bu?
     - Birkaç yıl Türkiye’deki amcamın gönderdiği parayla idare ettim. Sonra amcam da öldü. Ardından dayım para göndermeye başladı ancak o da kısa zamanda öldü.
     - Demek bütün akrabalarını kaybettin?
     Flaş, şok gelişme...
     - Dur bir dakika yahu! Bırak anlatsın çocuk...
     Tamam abi ne kızıyon?
     - Eee? Anlat koçum, kim vefat etmişti son olarak?
     - Dayım.
     - Sonra?
     - Sonrası parasızlık. Restoranlarda bulaşıkçılık yaptım. Oto-park bekçiliği yaptım. Bu arada bilgisayarla ilgili eğitimimi tamamladım. Sonra bir gün iki adam geldi evime, bir site yayınlayacaksın, Türkler Ermenileri kırdı diye yazılar yazacaksın dediler.
     - Sen ne dedin?
     - Yazmam dedim.
     - Niye yazdın?
     - Bir milyon dolar verdiler.
     - Yapma be, nakit mi?
     - Nakit.
     Memduh bir an düşündü bu genci polise teslim etmeliydi ancak ekmek parası için işlemişti bu suçu. Onu affetmeye karar verdi.
     - Peki, dedi, seni anladım. Şimdi bu siteyi kapat ben de yaptıklarının hepsini unutayım. Bir daha olmasın.
     - Sağol abi, bu iyiliğini hiç unutmayacağım.
     Memduh genci orada bırakıp yeni maceralara doğru yelken açtı.
     
     Flaş, şok gelişme... Memduh bilgisayar korsanını neden affetti? Memduh salak mı? Memduh çok kültürlü aynı zamanda çok kültürsüz nasıl oluyor da oluyor? Memduh kimin adamı? Memduh kaç numara ayakkabı giyiyor? Memduh’un yeni macerası ne zaman başlıyor? Paris cafeleri öykünün adında var, öyküde niye yok? Saat kaç? Dolar kaç lira? Hepsi az sonra!..
     
     Bitti.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın gülmece (mizah) kümesinde bulunan diğer yazıları...
Memduh Ve Londıra Yağmurları

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
olurlarınıza arzederim [Şiir]
Kaya ve Oya okula koşuyor... [Şiir]
dün gece [Şiir]
şiyir [Şiir]
yeni şiyir [Şiir]
Vay Be! [Şiir]
ne lazım gelir? [Şiir]
welcome to hill [Şiir]


Osman TÜRK kimdir?

Varım, çok meşgulum!

Etkilendiği Yazarlar:
Reha Muhtar, Hıncal Uluç ve Modern Folk Üçlüsü.


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Osman TÜRK, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.