Başka dillerle ilgili hiçbir şey bilmeyenler, kendi dilleriyle ilgili de hiçbir şey bilmiyorlar. -Goethe |
|
||||||||||
|
Uzun uzun yürüyüşler yapardım, İzmir Konak meydanında, kordon boyunca. Gerçekten hiç sıkılmaz, aksine insanları seyreder, düşüncelere kapılırdım. Hayaller kurardım çoğu kez. Ama en çok zevk aldığım insanları seyretmek olurdu. Bir gün veya bir saat içerisinde neler yaptıklarını, nereden nereye koşuşturduklarını merak eder dururdum. Kordonda olsun Konak meydanında olsun insanlar hep bir yerlere koşuşturup dururlar gün boyunca. İnsanların kordonda yürümelerinin ve belki de işlerine giderken bu yolu tercih etmelerinin nedeni benimki ile aynı mı bilmiyorum. Her ne kadar doğallığını tüm dünya gibi yitirmiş de olsa İzmir Kordonu'nun tadı hiçbir yere benzemiyor diyebilirim. Sabahın ilk saatlerinde martı sesleri ve ilk vapurun hareketlenmesi ile gün başlıyor ve hareketliliğini hiç azaltmadan gün tamamlanıyor. Konak meydanı kadar hareketli olmasa da yine de orada da gün hızlı bir şekilde akıp gidiyor. Her şey o kadar farklı devam ediyor ki aslında. Değişmeyen sadece kordonda yürüyüş yapan insanların yüzündeki o huzur dolu tebessümler, günün yorgunluğunu üzerlerinden biraz olsun atmak isteyen insanların yüzlerindeki gülümseme gerçekten görülmeye değer doğrusu. Aslında kordonun en yoğun olduğu saatler sabahın erken saatleri ve güneşin güne hoşça kal dediği saatler. Yaz günlerini saymazsak günün diğer saatlerinde de kordonda insanları yürüyüş yaparken, bankta oturup çiğdem yerken veya deniz kenarında uçuşan martıları seyrederken görebilir ve içimiz belki de bir çocuğun yaşadığı masum heyecan gibi dolup dolup taşabilir. Tabi bunun yanında biraz eğlenmek isteyenler içinde, pek altın tepside sunulmasa da, kordonda oturup biraz romantizm yaşamak isteyen bir çiftin başına dikilip onlara fal bakmak ya da gül satmak isteyen bir roman kadınını izlemek eğlenceli olabilir. Gel gelelim bu durum romantizmi deniz kenarında martıları seyrederek yaşamak isteyen çiftler için hiç de eğlenceli gelmeyebilir. Elbette ki para kazanmak için buldukları bu yöntemle, insanlara oldukça fazla ısrarcı davrandıklarını söyleyebiliriz. Gerçekten öyle çok kızar ki bunu yaşayan çiftler, ama inanın kurtuluş biraz zor olur nedense. Hatta bazen pes edip, birkaç tane gül almak veya uydurma taşlarla falınıza baktırmak zorunda bile kalabilirsiniz. Akşam saatleri; grupla birlikte öyle güzelleşiyor ki kordon, insanın bu güzel manzarayı ve sakinliği bırakıp eve gidesi bile gelmiyor, özellikle yaz akşamlarında. Bu güzellik çok uzun zamandır yaşanıyor değil İzmir'de. Çünkü bundan yaklaşık on sene kadar önce Kordon bu kadar genişletilmemiş ve yürüyüş yapıp oturacağımız yerler bu kadar fazla değildi. Denizin hemen kenarında şu anda da var olan kaldırım mevcuttu. Hemen yanında da pek sakin olduğu söylenemeyen cadde bulunuyordu. Öyle dar bir caddeydi ki burası, buna rağmen buzlu badem ve midye satıcıları mekânlarını değiştirmezlerdi. Uzun yürüyüşler yapardık o zamanlar. İtiraf etmeliyim ki o yaştaki bir çocuk için bu yürüyüşler pek cazip gelmez ve çok da sıkıcı olurdu. Ama yine de bu sıkılganlığım babamın buzlu badem almasıyla son bulurdu. Şimdilerde düşünüyorum da en son ne zaman akşam saatlerinde kordonda yürüyüş yaptım diye. Gerçekten bunu düşünmem bir hayli zamanımı alıyor ve uzun süre hatırlayamıyorum. Sabahları bir koşuşturma ile bu kordon sefasını sürüyorum sayılır. Ama hiçbir zaman kordonun vazgeçilmez yaz akşamlarının yerini tutamıyor. Galiba bu uzun süre de devam edecek ve ne ben ne de diğer İzmirliler kordondan vazgeçemeyecek tıpkı kurtuluşundan bu yana olduğu gibi...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © mehtap inan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |