Ama gene de dünya dönüyor! -Galilei |
|
||||||||||
|
Böyle zamanlar da her ne hikmetse yerlerde bezene yapraklar ilgimi çekerler. Oysaki bir zamanlar onlar aðacýn, dalýn vazgeçilmez zenginlikleriydi. Zaman geldi ve yapraklar en severek tutunduklarý, dallarý býrakmak sonunda kalýyorlardý. Çaresiz ve sessizliðin eþiðinde. Ne kadar tutkunlardý, hazzýn, ahengin, zevkin, güzelliðin, etkilenmenin esin kaynaðý olmalarýnýn vakti gelmiþti iþte. Öncelikle zaman ve mekânýn sahibi bir zaman dilimi içinde þekillendirmiþti her þeyi. Yeraltý fabrikasýnýn harika diyarýnda. Oldukça basit gördüðümüz, toprak, su ve güneþ ne muazzam bir sermayedir. Ekilen, büyütülen, biçilen hasat zamaný, hazanýn da beklediði vakit olmuþtur. Ne yapsýn hayat devan ediyor. Bir boþluða müsaade etmiyor. Bir diðeri yerini alýyor. Eðildim sokaðýn artasýn da mahzun bir þekilde akýbetini bekleyen yapraðýn yaný baþýna. Parmaklarýmla okþadým onlarý. Sevgi kokuyorlardý. Vefayý anlatýyorlardý. Metaneti vurguluyorlardý. Sabrý soluyorlardý. Vuslatý biliyorlardý. Oysaki yalnýzca sararan ve kopan bir yapraktý. Rüzgârýn esintisine dayanacak takati kalmamýþtý. Takati tükenmiþti. Ve en sevdiði yârinden ayrýlmak zorunda kalmýþtý. Çaresizdi. Biganeydi. Yüreðinin acýsý o kadar þiddetliydi ki, bu durumun hissedilmemesi açýsýndan yumuþaklýða ve yerlerde çamura, topraða bulanmaya vermiþti kendisini. Adeta bir divane gibi. Bir sazende gibi. Bir aþkýn figanesi gibi. Avuçlarýmla kucakladým onlarý, yeniden koklayarak akýbetlerinin hayýr olmasýný diledim. Ýçlerinden birkaç tanesini güzelce mendilimin katlarýnda yatýrarak, ceketimin koyun cebine koydum. Bu güzel yapraklar bana o kadar güzel manalar yüklüyordu ki, aldýðým haz tarifsizdi. Alýp götürüyordu uzak diyarlara… Aþka, sevdaya, hasrete, vefaya, dostluða birçok unutulan nice güzellikleri bir kez daha dalýnan kopan ve sokaklarda savrulan yaprakla anýyordum. Ne kadar büyük bir güzellik. Kulaðýmýn zarlarýný zorlayan, terbiyeye muhtaç bir sesle irkildim. Bakmak zorunda kaldým. Bir insan niye bu kadar þiddetli baðýrmak zorunda kalýr diye. Oysaki sokak oldukça sakin ve tenhaydý. Adam belliydi giydiði kýyafetten, zavallý biriydi. 1.85 boylarýndaydý. Saçlarý kumral, teni güneþin bereketinden fazlasýyla istifade etmiþ görünüyordu. Belli ki aðzý kurumuþ, yutkunuyordu. Etrafýna bakýnýyor, bir þeyler arýyor gibiydi. Avýný yakalamaya ramak kalmýþ bir tazý iþtiyakýyla sokaðýn köþesine doðru yöneldi. Koþar adýmlarla gitti ve durdu. Sanki orda kala kaldý. Hiçbir hareket etmiyordu. Kendi haline gömülmüþ bir haldeydi. Ben bu durum karþýsýnda yapraðý unutmuþtum. Adamý seyre dalmýþtým. Bu insan bir hurdacýydý. Üç tekerlekli abrasýndan ve üzerinde ki birkaç hurdadan anlaþýlýyordu. Arabayý da orada býrakmýþtý. Sokaðýn köþesine gidene kadar. Artýk meraklanmýþtým. Adam niye orada sabit bir þekilde duruyor diye. Yerimden kalkarak doðruldum, hurdacýnýn yanýna doðru ilerledim, yanýnda durdum. Ne olmuþtu acaba, rahatsýzlandý mý, ne bileyim iþte bitmeyen kaygýlar… Ýnsan bu olur ya gücümüz nispetinde bir faydamýz dokunsun Hak rýzasý için. Nihayet anlamýþtým. Hurdacýnýn durduðu yerin önünde küçük bir çeþme var. Ama musluðunu kýrmýþlar. Boruyu da bir týpa ile kapatmýþlar. Ýþte halimiz bu maalesef. Kimi insan geçmiþlerinin ruhu için bir hayýr iþler, kimisi de bu hayrý bir umut olmaktan bilinçsizce çýkartýr. Hurdacý arkadaþ meðerse suya hasretmiþ. Bir umutla koþtuðu suyu bulamayýnca elbette bir hayali sukut yaþamýþ. Hayat böyle kimine hayýr, kimisine de kahýrdýr. Düþünüyorum istemeden, insanlarýn garipliklerini. Bir sebil olarak yaptýrýlan bu çeþme, kim bilir kimlerin kadrine uðramýþtýr. Her akan su da araba mý yýkanýr, böyle amaçsýz mý kullanýlýr. Bakýn bir zavallý insan bu imkândan mahrum kalýyor. Hurdacýnýn bu mahzun hali beni duygulandýrdý. Oysaki çok baðýrdýðý için biraz önce ona içim kararmýþtý. Gel üzülme arkadaþ bir hal çaresi bulunur elbet diyerek teselli etmeye çalýþtým. Ýçeceðin su olsun boþ ver takma kafana demek zorunda kaldým. Meðerse adam, uzun bir zamandýr güneþin altýnda susuz dolaþýyormuþ. Ýçim sýzladý, dayanamadým. Bir yapraðý ve birde adamý düþünerek, hurdacýya beklemesini tembihleyerek oradan biraz uzaklaþtým. Bir bakkal dükkânýndan muhtelif nevale ve meyve sularý aldým. Ayrýca beþ kilolukta su almayý unutmadým. Ýstemiyordum bu adamýn, zavallý hurdacýnýn umudunun tükenmesini. Allahýn neleri vesile edeceðini bilmesini dilemiþtim. Deðil mi ya hayat böyle deðil mi zaten. Kimisi sever, kimisi döver, kimisi de nefret eder. Sevmeyi bilmek kadar güzel bir þey var mýdýr hayatta hala bilemiyorum. Sevginin bulunmadýðý bir hayat, hayat mýdýr? Yoksa bir zindan mý? Sevginin olduðu yer her neresi olursa olsun, orasý huzurun, saygýnýn, fedakârlýðýn, vefanýn unutulmadýðý yerlerdir. Elimde ki paketlerle hurdacýnýn yanýna soluk soluða geldim. Sokaðýmýz adýna kusura kalma olmaz mý deðerli hurdacý, o musluðu tez zamanda yapýlmasý için gayret göstereceðim sen tasalanma. Bak bu durum tanýþmamýza vesile oldu öyle deðil mi diyerek gönlünü aldým ve müsaade isteyerek yanýndan uzaklaþtým. Bakkala yeniden geldim ve musluðun akýbetini sordum. Bakkal arkadaþ, hýrsýzlar gece çalmak istemiþler fakat baþarýlý olamayýnca kýrmýþlar dedi. Daha çok üzülmüþtüm. Neslimiz ne hale geliyordu. Yokluk insana neler yaptýrýyordu. Çok hayýflandým. Mahalle teþekkülleri yok ki bu çocuklara sahip çýksýnlar. Gençlerimiz, çocuklarýmýz, baþýboþluktan kimlerin tesirine giriyorlar. Her türlü melaneti iþlemek için kimler bu zavallý çocuklarý kullanýyorlar, bir düþünülse. Milli deðerlerimiz her geçen güm kayboluyor, alafranga adýna her türlü rezillikler, Basýn yayýn ve ekranlar sayesinde revaç buluyor. Ýnsanlar düþünmekten alýkonuyor. Verileni al, dinle, seyret ve yat. Aldýðýn paranla benim önerdiklerimi al ki yanýlamayasýn diyor. Bunlar emperyalizm adýna, kapitalizm adýna ellerinden her ne gelirse esirgemiyorlar. Hatta her hakkýmýza pervasýzca saldýrýyorlar. Manevi yapýmýz tamamen olmasa da tahrip oldu. Din adýna konuþan kalpazanlar çoðaldý. Kur’anýn tarifiyle bunlara belam deniyor. Yani az bir paha karþýlýðýnda dini satan ve aldatanlar olarak. Hayýflanmamak elde mi, siz bir düþünün?
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Mustafa Cilasun, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |