Tanık olduğum en naif aşk sanırım onların ki.En çıkarsız, yalansız-dolansız, ihanetsiz( en azından şimdilik öyle), şiddet içermeyen, incinmelerin ve kalpte cam kırıklarının olmadığı bir aşk.
Aylarca yan yanaydılar ama baharın gelişiyle birbirlerine daha farklı bakmaya başladılar.Önceden de geçimli, kaprissiz insandılar ama şimdilerde sanki daha bir yüce gönüllü ve hoşgörülü oldular. Kız tam bir esmer güzeli…Saçlar simsiyah, gözler oldukça iri ve siyah denecek kadar koyu kahverengi.Ayrıca çevresinde de çok popüler, sevilen, alımlı, hoş bir kız. Erkek ise ; o da ayrı bir yaradılış harikası sanki.Çok kibar , çok zarif, çok temiz ve düzenli biri.Kumral güzeli-yakışıklısı- bir genç.
Önceleri birbirlerine ilgileri diğer arkadaşlarına olanla aynıydı.Fark ettiğim ilk ayrıntı; erkeğin kıza bakışıydı.Öyle derin derin , masum ve baygın bir bakış.Bir taraftan arkadaşıyla konuşurken, diğer taraftan da kızın hareketlerini kontrol ediyordu.Acaba o da kendisine bakıyor muydu?Acaba o da duygularının farkında mıydı?Kız ona doğru baktığında ise derhal gözlerini kaçırıyordu.
Bir gün hep birlikte kızın doğum gününü kutluyoruz, baktım utangaç adımlarla geldi ve gözlerine bakamadan hediyesini uzattı.Kız acemice hareketlerle çabukça açtı hediyeyi; küçük bir ayıcık ve ayıcığın kucağında “seni seviyorum” yazılı minik bir yastık.Kız döndü; “Aaa!Çok güzel..Ben böyle tüylü oyuncakları çok severim.” Dedi.Delikanlı memnuniyetini gülümseyerek belli etti.Ellerinin titrediğini kıza göstermemek için arkasına sakladı, kısa süre sonunda da yanından ayrıldı.Kız fark etmedi onun uzaklaşıp gittiğini.Arkadaşlarının hediyelerini açıyordu, delikanlıdan farklı bir heyecan taşıyarak.Cıvıldıyor gibiydi sesi.Konuşmuyor da şarkı söylüyor gibi…Delikanlı küskün, mahzun uzaktan bu telaşlı cıvıltıyı izleyip gülümsüyordu.Kızın hiç bir hareketini kaçırmıyordu.Tabii ben de onun hiçbir hareketini …Bir ara yanındaki arkadaşının sorusuna bile başını çevirmeden cevap verdi. Aralarda, kızdan önce kapının yanında yerini alıyor ve tamamen tesadüfmüş gibi kızın geçmesi için yerini ona bırakıyordu. Bir süre devam etti delikanlının kıza karşı platonik aşkı. Ta ki;….