babam derdi ki...
salıncağa binmen için...
önce ipini iyi seç..
ne naylon olsun ...
ne urgan...
saydam olsun da gör içini...
seni nasıl taşıyacağını...
al eline bi incele...
bak ilmek ilmeklerine...
evir çevir ger şöyle bir...
sonra bir dal bul kendine...
bak salıncak deyip geçme...
dalın da sağlamını bul...
aman körpe olmasın ha...
içi boş olur kurumuş dalında...
at ipi dola dala sıkıca.....,
tut ipi çek aşağıya aşağıya...
bak bakalım seni taşıyıp taşımayacağına....
otur şöyle bir...
yerini bil...
hızlanmak istersen eğer...
ayaklarını ileri ver...
ileri giderken uzat ayaklarını ileri...
geri gelirken topla ayaklarını geri...
hızlan...
sallan...sallan...
boşlukta bir salıncaktaydım...
sallana sallana içim dışıma ..
giysilerim dallara...
ayaklarım yollara...
ip çürüdü....dal koptu...
mecbursun kızım...
yere yuvarlan....
çarp toprağa hızınla...
sersemle biraz ağla...
salıncağa binen ...
demektir ki inmeye binen...
hadi toprağını üzerinden silkele...
gözyaşını sil ama kendi mendilinle...
babam derdi ki...
salıncağı kurmak ta binmekte maharette...
düştün tecrübelendin işte...
hadi kızım şimdi...
yeni bir ip ve dal seç kendine....

salıncak.