..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bir sanatçı başarısız olamaz; sanatçı olabilmek bir başarıdır. -Charles Horton Cooley
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yerler > İbrahim Kilik




2 Temmuz 2002
Erbil Kalesi'ni Gezerken  
İbrahim Kilik
Türk kültürünün, Türk mührünün izlerini taşıyan coğrafyalardan birinde; hasbelkader bulunma bahtlılığını yaşayan bir faninin, o coğrafyayla ilgili notlarından bir bölüm.


:DGJC:
1996’nın baharıydı.Hudutların ötesinde, suların mahzun aktığı yerlerden, imparatorluk bakiyesi topraklardan birindeydim. Daha önce Kerkük adını duymuştum. Altın Köprü katliamı ve Diktatör Irak yönetimi tarafından idam edilen Türkmenler nedeniyle. (Burada şehitlerimize Allah’tan rahmet diliyorum) Fakat Erbil’ in bir Türkmen şehri olduğunu buraya geldikten sonra öğrendim.
Bir gün, her sabah işe giderken önünden geçtiğim Erbil Kalesini gezmeye niyetlendim.Bana gönüllü rehberlik eden Türkmen meslektaşımla kaleye çıktık.Kale içinde restarasyon çalışmaları vardı.Bu çalışmanın PUK( Celal Talabani’ nin partisi) tarafından yapıldığını öğrenince yüreğim cız etti.Şüphesiz olumlu bir girişimdi.Ama bunun Türkiye tarafından yapılması gerekirdi diye düşünüyorum.Biz hayırsız evlat misali her yere kaynak
buluruz da böyle hayırlı işlerde kaynak sıkıntısı yaşarız nedense...
Kale içi metruk evlerle doluydu.Evler içinde yaşayanların sosyal konumlarına uygun inşa edilmişti.(Kullanım alanı yönünden) Ama mimarîleri ortaktı.İlk göze batan iki konağı sorduğumda;birinin Reşit ağaya, diğerinin de Ali Paşaya(Prof. İhsan Doğramacının dedesi) ait olduğunu söylediler.Evlerin havalandırması muhteşemdi.Sur kenarındaki evlerin pencereleri ve havalandırma tertibatı da insana dudak ısırtıyordu.Erbil ovası sıcaktan bunalırken bu evler doğal klima ile serinletiliyordu.Elektiriğin , klimanın olmadığı dönemde
İnsan zekâsı sıcak problemine çözümü böyle bulmuştu.Konakların önündeki divanhaneler
ve havuzlar dikkat çeken diğer unsurlardı.Türk mimarisinin hususiyetlerini taşıyan yapılar,
yazılıp da okunmayan birer tarih kitabıydı sanki. İçinde dal boylu kızların, gelinlerin salındığı;gün görmüş, umur görmüş yaşlıların, gençlere yol yordam öğrettiği bu evler, kahırlarından lâl olmuş da için için bahtına ağlıyor gibiydi.
Havuz başlarında yapılan sohbetlerin, müşaverelerin, evlerde söylenen hoyratların, türkülerin, yakılan ağıtların ezgisi, ahengi duvarlara sinmiş duyabilenlere bir şeyler anlatıyordu.Duyamayanlara zaten söyleyecekleri bir şey yoktu.O haneler ki viran olmuş,baykuşlar yuva kurmuş saçaklarına. Hanede, kadim hane sahiplerini duayla anacak hiç kimse kalmamıştı. “Vardım ki yurdundan ayağ çekilmiş,
Yavru gitmiş ıssız kalmış otağı.” Diyen şair boşuna söylememişti bu sözleri.Geziyi bitirip şehre döneceğimizde, o güzelliklerin duvarlara sinmiş ahengi kulaklarımda çınladı.Havuz başlarında içilen kahvelerin buruk tadı damağımı ve dimağımı bir hoş etti.Hüznümü yüreğime gömdüm.Burada yaşamış ve terki dünya eylemiş insanlara fatiha okuyup ayrıldım oradan.Yüce ecdadın cüce torunu olmanın hicranıyla sessizce süzüldüm kalabalıkların arasına...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yerler kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bir Buğulu Çay Sohbeti

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Türkçe Sevdası
Yazmak Yahut Yazmamak
Argo ve Siyaset
Son Mülteci
Argodan Esintiler
Yazarlar Şairler ve Şehirleri
Meçhule Yazılmış Mektuplar - 18
"Yok Bu Şehr İçre Senin Vasfettiğin Dilber"
Meçhule Yazılmış Mektuplar - 16
Ayrılığın On Yedinci Günü

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Hüznümüz Kahverengi [Şiir]
Arzu 1 [Şiir]
Cin Biberi [Şiir]
Erguvanlar Lâleler [Şiir]
Zaman Dar [Şiir]
Düş Gülü [Şiir]
Mülteci [Şiir]
Dem Masalı [Şiir]
Çççççççççççççççççççç [Şiir]
Pişmanlık Bestesi [Şiir]


İbrahim Kilik kimdir?

Demlik Güzeli (Namı Diğer Çay) Dilberin gamzeleri. Demliğin dem demleri. Bardakta keklik kanı. Tebessüm huzmeleri. Dostun dosta ikramı. Alır yürekten gamı. Fincanda türkü söyler. İnce bellide mani. Zamanın gül kurusu Gülde gülşen dokusu. Rehavetten kurtarır. Pek de şirin doğrusu. Bardaktır mihmandarı. Herkesin çeker canı. Yalnız bu kadar değil. Sohbetlerin mimarı. İnce bir gülüş gibi. İçe süzülüş gibi. Ülfete kapı açar. Kaldırır hep uzleti. Ankara,03. 09. 2007 İbrahim KİLİK

Etkilendiği Yazarlar:
Demlik Güzeli (Namı Diğer Çay)


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © İbrahim Kilik, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.