KÜÇÜĞÜME..
Hadi be küçüğüm, rahat bırak yüreğini artık, yaşın gibi aşka ada bedenini. Düşüncelere boğma, nefessiz kalmasın ruhun, soluk soluğa koşsun, durmaksızın yürüsün seninle el ele, hızla çarpan kalbinin ritmi eşliğinde..
Hadi küçük kız, duy beni, savur saçlarını, bırak rüzgara, tüylerini ürperten meltemin eşsiz müziğini dinlet ruhuna. Aşk kitapları oku biraz da. Pembe yatağına atıp kendini, kapa gözlerini, masallarını yaşa düşler diyarında..
Küçük bi kızsın sen daha, nedendir bu gözyaşları, nedendir buz gibi eller? Tutkuyla yanmak varken, sigara dumanları altında silikleşmiş bi siluet senden görünen..
Buğulu camlarda parmak izlerin olmalı, hüznün yansımamalı. Sen küçük bi kızsın, unutma, olur mu? Ölümü düşünmek için çok erken daha, sevdiklerinle yaşayacakların olmalı aklında yalnızca, yılların özlemini çekmek niye?
Aşk sözcükleri dökülmeli dudaklarından, annen gibi kokmalısın daha.. Sözcük oyunları değil, şiirler olmalı ezberinde, dilinde her daim aşk şarkıları..
Gözlerin her gece yıldızlara kapanmalı ve güneş kucaklamalı ruhunu, burnunda bahar kokusu olmalı daima.. Düşüncelerden uzak, sadece duygularınla.. Bahar çiçekleri kadar tazecik, nisan yağmurları kadar mis kokulu ve ıslak olmalısın, çünkü tenin kuruduğunda hissetmezsin rüzgarı ruhunda..
Kaybettiklerinin acısı kavuruyor içini oysa..
Ah be küçüğüm, okyanuslara açılmanın hayalini kurmak varken, neden yaşamın tüm ağırlığını yüklenmek omuzlarına?
Okyanusa yeni açılmış bi geminin batışını görmek içimi acıtıyor küçüğüm, yıkılışını izlemek canımı yakıyor..
Oysa daha koca bi okyanus var önünde, masmavi berrak sularda ilerlemelisin, kutup yıldızını dost belleyip, kayacak yıldızların haberini önceden fısıldamasını beklemelisin.. Bir dilek tutmalı ve söylememek için kimseye, kahkahalara gizlemelisin kelimelerini..
Kışın daha sıcak, yazın güneşli, bi İzmir havası taşımalısın içinde.. Yağmurun eksik olmamalı, güneşin yüzünde açmalı, yıldızlar parlamalı gözlerinde, deniz kokmalısın..
Karanlık olmalı tek korkun, ışıksız uyuyamamalısın. Aynaya saatlerce bakıp, yeni yüzler koymalısın kendine.. Ama sen kaçıyorsun aynalardan bile.. Saçında bir tek beyaz yokken, beyazlarını sayarcasına, yüzündeki çizgileri saklamaya çalışırcasına gizleniyorsun hep köşelere..
Gözlerindeki bu yaşlar niye? İçinde koca bi dünya, dünyanda kaybolmuş onlarca küçük kız..
Ah küçüğüm ah.. Sevgiye bu kadar açken, sevgiden kaçar oldun, niye? Mutluluktan korkuyorsun, kahkahalar ateşler yakıyor içinde, bu korku da nerden yerleşti yüreğine?
Sevginden azalan bir şey yok, eminim, sözlerin canın yanmasın diye keskin, bıçağın kör yerini çeviriyorsun hep insanlara, kör yerini onlara yaslarken, kendi kalbinde derin yaralar açıyorsun umarsızca..
Gözlerini hüzün bürümüş, hep uzaklarda. Daha küçücüksün oysa, bebek gibi yumuşacık ellerin aşktan titremeli, durdurmaya çalıştıkça, yüreğin daha bi ateşlenmeli, heyecandan yürüyememelisin bazen, bi kuş çırpınır gibi içinde, kanatlarını her açmak isteyişinde kalbin büyümeli, vücudunun her noktası yaşamalı aşkı..
Tek derdin saçların olmalı, rüzgar her esişinde yosun kokusu dağılmalı, gözünü her kırpışında bir yıldız daha parlamalı gökyüzünde..
Ah be küçüğüm, duy beni artık, nolur.. Yüreğini sahiplenme, ruhunu yaşat içinde, kendini kendinden çalmayı bırak, gözyaşlarını kalbine gömme.. Bırak bedenin titresin meltem rüzgarıyla, saçlarından yosun kokusu dağılsın sokaklara, denize karışsın ruhun, dalgalansın..
Susma, anlat yüreğine aşkı, sevdalara açıl yeniden.. Küçücüksün daha, baharı yaşa daima, kışların ılık rüzgarlarla canlansın ve güneşle büyüsün yazın.. Toprak kokusu büyülesin seni, gül daima, mutluluktan korkma..
Küçüğüm, unutma, sen küçücüksün, ama içinde her gün biraz daha büyüyen kocaman bi yürekle yol alıyorsun bu okyanusta….
PELİN GİDER