Yanlış sayısız şekillere girebilir, doğru ise yalnız bir türlü olabilir. -Rouesseau |
|
||||||||||
|
Etrafıma bakıyorum da herkes bir bağrış çağrış içinde. Kuru gürültüden başka icraat yok. Herkes bağırıyor. İyi de neden bağırıyorsunuz. Gazeteler bağırıyor. Bilmem kaçıncı dalgadayız. TV dekiler bağırıyor:” Şunu yaparız. Bu adam bunu yapmıştı. Şu adam şu kadar yemişti” Ankara’da kara MURAT bağırıyor. İstanbul’da biri eline almış KILIÇ’ını; DAR ederim burayı diye. Halk bağırıyor:”işsizim, açım” .Tencere-tava bağırıyor. Çocuklar bağırıyor, kadınlar bağırıyor. Yeter ama ya. Neden sakince konuşmayı öğrenemedik. Sesimizi yükseltince haklı olacağımızı mı düşünüyoruz acaba? Siz hiçbir kuyumcunun bağırdığını gördünüz mü?”Gel vatandaş en güzel altınlar, takılar bizde” diye. Ya da bir antikacı:”Hadi gel en güzel tarihi eserler bizdeee “ diye. Neden? Çünkü ellerindeki şeyler kıymetli. Değerli şeyleri olan bağırmaz. Kıymeti kalmaz çünkü. Herkes onun kıymetli olduğunu bilir zaten. İhtiyacı olan gider alır sahip olur. Onun bağırmasına gerek yoktur. Memur bağırıyor:”Maaşımız az “diye. İyide özel sektördekiler işten çıkarılıyor. Mesela ben. Bu kervanda artık bende varım. Sırtını dayamışsın devlete. Sallabaşını al maaşını yapıyorsun. İzin hakkın var, sağlık güvencen var. Sen neden bağırıyorsun. İş güvencen var. İhanetlik yapmadığın sürece devlet seni sokağa atamaz. Yetmiyor olsa da hiç olmamasından iyidir. Hadi benim eşimin işi var çok şükür diyoruz. Ya eşi olmayan, eşinin işi olmayan, çalışamayan ne yapsın?.Ben onu bunu bilmem. Allah devlete zeval vermesin. Daya sırtını devlete yeterlidir. Nankörlük etmenin âlemi yok. Bazen ganyan bayisinin önünden geçerken adamlar da kızıl-kıyamet.Atlara bağırıyorlar;küfürler havada uçuşuyor.İyi de at veya jokey seni duymuyor ki.Burada o kadar çaba sarf edip atlara bağırmak yerine evdekiler için enerjini harcasan mesela?? Bizim gazete sitemizde de söz konusu bu. Yorum yapılan haberlere bakıyorum. AKP VE DTP. Allaahh birbirlerine girmişler. Ne kadar hakaret ve incitici söz varsa yorumlarda. Ben şimdiye kadar hiçbir güzel yazı veya haberin altında yorum görmedim. Bi Dakka ya yavaş gelin. Nedir derdiniz?. Kimin için birbirinizi yiyorsunuz. Bu mücadele ne için?”Şu rumuzlu arkadaş erkeksen adını yaz yada karşıma çık!!”Tamam çıktı diyelim ne olacak.Sadece kendi egonu tatmin etmek için mi pc başına oturuyorsun.Tıpkı derbi maçlarındakiler gibi.Dışarıda maç için bıçakla satırla birbirinizi yersiniz,futbolcularda kol kola o gece eğlenceye dümtek yapar.. Sizin savunduğunuz kişilerin sizin varlığınızdan haberleri bile yok.Olsa da umurlarınızda olmazsınız zaten.Eğer bu vatandaş onların umurlarında olsaydı çıkarırlardı at gözlüklerini ve etrafına bakarlardı.Seçim zamanı fakirhaneler giriyorlar,çamurlu yollarda yürüyorlar.”Vay bee adama bak ayağımıza kadar geldi.Ayağındaki bilmem kaç milyonluk marka ayakkabı.Onu bile feda etti.”Bu mudur??Yaa budur tabii.O ayakkabı senin bir aylık mutfak masrafında olsa adam feda ediyor.Helal diimii???Şak şak şak…alkışları duyuyormusunuz???.. Artık aklımızı başımıza toplayalım biraz. Eğer bize sahip çıksalardı memleketine önce sahip çıkarlardı. Menfaatleri için uğramazlardı. Biz Van’da bir valiyi milletvekili yapıp adını stada verdik. Noldu peki. Arkasına dönüp bakmadı bile. Tıpkı yerli halkı gibi. Hangi zengin Van için yatırım yaptı. Adamlar yazlığını kışlığını arabasını batıdan alıyor. Bu yüzden ne olur bağırmayın.Müdafaa ettiğiniz insanların sizin varlığınızdan haberleri bile yok.Adamakıllı birilerini seçin ve artık bizi ihya edecek işler yapacaklar çıksın karşımıza.Ben buna inanmıyorum ve oyumu boş kullanıyorum …Neyse….SUSSTUUMMMM!!!!!
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © SELMA BİRCAN, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |