..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Değişim dışında hiçbir şey sürekli değildir. -Heraklitos
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Eleştiri > Politik Olaylar ve Görüşler > Yusuf Nuyan




13 Şubat 2009
Demokrasi Adına Sıkılan Kurşunlar Ortadoğu ve Türkiye  
Yusuf Nuyan
Filistin de ise durum farklımı, hayır. Halkın seçimlerde Hamas'ı kurtarıcı olarak seçmesi ABD'nin yeniden demokrasi(!) ortamı oluşturmasına sebep oldu. Hamas'ın İsrail ile ilişkileri düzeltmesi gerekirken tam tersi bir durumun ortaya çıkması Filistin'i savaşın içine iyice çekti. ABD yine demokrasi(!) kılıcını çekip El-Fetih ve Hamas arasına yerleştirdi. Artık Filistin de yeni bir savaş vardı, adı da El-Fetih-Hamas.


:AHCE:
Kendini demokrasinin kılıcı olarak nitelendiren ABD, Ortadoğu'da demokrasi adına sıktığı ilk kurşun Irak'tı. Irak'a demokrasi(!) getirmek amacı ile hırçın çocuk Saddam Hüseyin'e artık dur demek gerekiyordu ve dendi. Artık demokrasi(!) Irak'ta idi. Binlerce ölü, yaralı ve harap olmuş bir ülke. Daha sonraları kılıcını bir türlü kınına koyamayan ABD, Irak'ta yeni bir strateji geliştirdi; ama bunları hep demokrasi(!) adına yapıyordu. Sunni-Şii çatışması. Bir ülkenin halkının sana olan bağımlılığını sürdürmek için hâkimiyetin altında olan toplumların arasına nifak tohumlarını ekersin sonra kendini hakem seçtirip güya o toplumun refahı için çıkış yolları üretmeye çalışırsın; ama üretilen her çıkış yolunu tıkarsın ki o toplum daima sana itaatkâr ve bağımlı olsun. İşte ABD Sunni-Şii çatışması ile kendi egemenliğini daha da kuvvetlendirmek istiyor ve bunun adını demokrasi(!) olarak adlandırıyor.

Filistin de ise durum farklımı, hayır. Halkın seçimlerde Hamas'ı kurtarıcı olarak seçmesi ABD'nin yeniden demokrasi(!) ortamı oluşturmasına sebep oldu. Hamas'ın İsrail ile ilişkileri düzeltmesi gerekirken tam tersi bir durumun ortaya çıkması Filistin'i savaşın içine iyice çekti. ABD yine demokrasi(!) kılıcını çekip El-Fetih ve Hamas arasına yerleştirdi. Artık Filistin de yeni bir savaş vardı, adı da El-Fetih-Hamas.

Ortadoğu'yu Lübnan ile İsrail arasında vuku bulan rehine asker olayından dolayı yine çalkantılı bir dönem bekliyordu. İsrail bir vatandaşının uğruna binlerce Lübnanlıyı öldürmek için tereddüt bile etmemişti. Birleşmiş Milletlerin duruma müdahalesine bile aldırmayan İsrail, dünyanın gözleri önünde binlerce masum Lübnan vatandaşının üstüne top ve mermi yağdırdı. İsrail'in tüm dünyaya verdiği mesaj "Benim vatandaşımın dünyanın en değerli insanıdır" imajı idi. (Ya ülkemizde şehitlerin değerini kim ödüyor?) İşte demokrasi anlayışı İsrail'in bu olsa gerek.

Ve Türkiye. Son günlerde ülkemizde oynanan oyunlar hiçte farklı değil. Demokrasi (!) adına halkımızın arasına ekilen nifak tohumları gün geçtikçe etkisini daha da giderek artırmaya başladı. Bunun adı ülkemizde seçim propagandaları olarak nitelendirebiliyor. Kaynaklarının nereden olduğu belli olan sivil toplum kuruluşları adı altında ülkenin demokratik yapısına bürüneceği safsataları ve en önemlisi Türkiye'ye Irak'a sınır ötesi operasyonu yapma zorunluluğu yüklenmesi ülkenin birliğini bozmak isteyenlerin bir demokrasi(!) oyunudur. Bugün, İsrail’in Filistin’de yapmış olduğu soykırıma karşı duygusal davrandığımızdan bahsediliyor. Amerika’nın Birleşmiş Milletler toplantısında “İsrail’in kendini savunma hakkı vardır” demecinden sonra Birleşmiş Milletlerde İsrail’i kınayamadı. Bizlerin artık kınamanın ötesinde bir şeyler yapması gerekiyor. Ateşkesin ilan edilmiş olması bu durumun burada kapatıldığı anlamına gelmemelidir, gelmeyecektir. Tüm dünya bir an önce bu uykudan uyanmalıdır. Bir yerlere Bayrak dikmekle artık güçlü olunmuyor. Güçlü olmak dengeleri belirlemekle olur. İçimizdeki hainlere dikkat edelim asıl önemli nokta burası. Dışarıdakileri zaten çok iyi biliyoruz.

"Unutmayalım güneş yarın bizim üzerimize doğmayabilir."



Yusuf Nuyan



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Hudson Instıtute [İnceleme]


Yusuf Nuyan kimdir?

Gündemi takip edip farklı açılardan yazmaya çalışan bir yazar


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Yusuf Nuyan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.