..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Gençliğinde müzik öğrenen, felsefeyi daha iyi anlar. -Platon
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Aşk ve Romantizm > Selma Polat




13 Mayıs 2009
Küçük Narin Kar Tanesi  
Hayat bazen masaldır

Selma Polat


Ufak bir masal; ufacık zamanlara sığan geniş zamanlarda yaşanan...


:AIGA:
Nedir masal dediğimiz?

Dili yok ülkesi yok, hayallerle kol kola, gezer gönülden, gönüle düş deryasıdır adeta…

Masal bu ya narin, bir kar tanesi yaşarmış ormanların birinde, aşıkmış,çamların altındaki küçük kulübenin, akşam olunca içinden sızan,sarı cılız ışığına…

Dua edermiş bir rüzgar esse de kulübenin camına konsa diye, çam yapraklarının,arasına saklarmış kendisini, güneşin eritmesinden korkarmış,aşkıyla kavuşmayı hayal edermiş hep…

Işığın gizemi,fütursuzca ,süzülme isteği doğuruyormuş kar tanesinde…

Güneşin olmadığı rüzgarlı bir günde savrulmuş çok istediği camın kenarına…

Kulübenin içine bakmış sarı cılız ışığı aramış gözleri fakat ışık yokmuş…Şöminenin başında koltuğuna yaslanmış bir adam görmüş, ağlayan …

Yalnızmış adam omuzunda battaniyesi ısınmaya çalışıyormuş, yüzünden okunuyormuş yılların yorgunluğu, alnında derin çizgiler,gözlerinde uzaklaşmış düşler varmış adamın…

Ağlarken bir şeyler söylüyormuş adam dinlemeye koyulmuş narin kar tanesi…

Yalvarıp, af diliyormuş geçmişinden,sevenlerinden bir zamanlar onu çok sevmiş olan birtanesinden…

‘’Burası benim mabedim duyarmısın, bilmem sesimi’’ diye haykırıyormuş adam, ’’Aşkından kaçıp saklandığım tek yer’’

‘’Aşktan kaçar mı? insan" diye düşünmüş kar tanesi…

Kendisi bir rüzgarın, onu savurması için yalvarırken, bu adam neden kaçmış aşktan diye düşünmüş…

İçerideki sesleri duyabilmek için rüzgardan biraz sessiz olmasını istemiş, rüzgar
gülümsemiş kar tanesine…

Şömineden yayılan sıcaklık camın buğulanmasına sebep olmuş narin kar tanesi içeride olanları görememenin endişesine kapılmış bir an…

İçeride , yalnız adam varmış…

Aşık olduğu sarı cılız ışık görünürlerde yokmuş henüz, ’’Burada beklemeye kararlıyım yeter ki görEyüm beni kendisine bağlayan o ışığı’’

Cam kenarından adamın,konuşmalarını dinlemeye devam etmiş…
Adam şiir tadında anlatıyormuş, kendisini dinleyen narin kar tanesinden habersiz…elinde billur kadehi yudumlarken şarabını, dökülüyormuş inci gibi göz yaşları…

‘’Hani bir gün, aniden gelivermiştim ya, hayatına, sonra sevmiştim kıskanır olmuştum gözümden bile işte öyle tutkulu sevmiştim seni, elimden uzaklaşsa ellerin bir an üşürdüm yokluğunun soğuğunda …

Kelimeleri,yarıştırır olmuştum birbirleriyle en güçlü olanlarla öyle cümleler kurardım ki, sende kapılmıştın aşkın büyüsüne …

Kağıtla kalem sayemizde defalarca dans etmişti hatırlarmısın bir tanem, posta kutularımız gereksiz, ruhsuz kağıtlarla dolmuyordu artık…
Anlam yükleniyordu yazdığımız satırlar, zarflar gönüllü hamallarımızdı, rengarenk zarflara saklardık beyaz sayfaları mürekkep kıskanırdı, satırlara bıraktığımız sevdamızın kokusunu…

Ne çok sevmiştik, bir tanem biz birbirimizi…Bir gün bozulacaktı bu büyü biliyorduk bir tanem… savuracaktı zaman bizi bir yerlere…

İşte ben buradayım bir tanem senden çok uzaklarda kışların uzun sürdüğü, kuytu bir ormanın içinde kalbim buzdan artık sevgiden uzak güneşten uzak en önemlisi senden uzaklardayım bir tanem…

İzin vermiyorum kalbimdeki buzların çözülmesine …seni çok özledim bir tanem, bak yine akşam oluyor birazdan kararır hava her akşam misafirim oluyor mum ışığı ve bir kadeh şarap…sen benden hiç gitmeyen, gitmeyecek olansın, bende senden gitmedim biliyorum bir tanem …

Bir gün yağmur damlaları döverse camlarını uyandırırsa seni en derin uykundan bil ki seni hiç unutmadım bir tanem…’’

Narin kar tanesi duyduğu bu sözler karşısında hüzünlenmiş, dışarıda hava kararmış yalnız adam,masanın üzerindeki mumu yakmış…

O an kar tanesi öyle heyecanlanmış ki günlerdir merak ettiği sarı cılız ışık oradaymış kulübenin içinde… çok yakınmış aslında yanına gitmek istemiş nasıl açacakmış camı ya da kapıyı buna gücü yokmuş ki…

Rüzgardan yardım istemiş ‘’Deli gibi essene açsana şu camı içeri girmeliyim aşkıma kavuşmalıyım ‘’ demiş…


Rüzgar, uyarmak istemiş kar tanesini ‘’ ışığa yaklaşmak senin sonun olur’’ demiş…


Ne dediyse dinletememiş rüzgar, kararlıymış Narin kar tanesi sonu olsa da gidecekmiş ışığının kollarına…

Rüzgar bütün gücüyle esmiş,esmiş,esmiş…Ta ki kar tanesi ışığıyla kavuşuncaya dek…

Yalnız adam şarabın ve geçmişin hayalleriyle daldığı derin uykusundan uyanamamış…


Kulübeyi alevler sarmış bir anda, bütün kar taneleri koşmuşlar arkadaşlarının yardımına , rüzgar esmeye yangın büyümeye devam etmiş…

Yardıma koşan kar taneleri ve narin kar tanesi artık su damlaları haline dönüşmüş, bir damlaymış, narin kar tanesi…

Rüzgara ‘’Senden son, bir isteğim var’’ demiş… "Ne olur beni ve arkadaşlarımı yalnız adamın, çok sevdiği o kadının yaşadığı yere gotür…" öyle yalvarmış ki, rüzgar çaresiz tamam demiş…

Rüzgar, damlaları önüne katıp bütün gücüyle yol almış…
‘’İşte burası’’ demiş narin kar tanesi’’ bu cama, öyle bir savur ki bizi içeride uyuyan bizim sesimizle uykusundan uyansın``

O sırada …

Derin uykusunda, olan kadın rüyasında seneler önce onu bırakıp gitmek zorunda kalan adamla konuşuyormuş…

Adam ‘’Çok uzaklardan, sevgi elçilerim gelecek her biri sana olan aşkımı, hasretimi haykırmak için camlarına yağacaklar’’ demiş…

Rüzgar, olanca gücüyle damlaları cama savurmaya başlamış, kadın rüzgarın ve yağmurun sesiyle uyanmış…


Cama vuran her damlada sevdiğinin sesi yankılanmış kulaklarında…

Karşılık vermiş bu sese ``Ben de, bir tanem , bende seni çok özledim ve sevmekten hiç vazgeçmedim seni...``

Küçük narin kar tanesi hiç pişman olmamış bir damlaya dönüştüğüne bu manzara karşısında...

Öyle mutluymuş ki, sevgi elçisi olduğu için...






Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Hediye/ Bir Palyaçonun Günlüğü
Yüreğimdeki Kanatlar
Vefa Teyzem
Yüreğimin Anatomisi (Senden Sonra)
Değişim

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Şakağımda ki Son Kurşun/i [Şiir]
Büyülü Kentin Emanet Çocukları [Şiir]
Pervane [Şiir]
Haydi Çocuklar Hep Bir Ağızdan [Şiir]
Vasiyetimdir Aşk [Şiir]
Baktığım Her Yerde Hüzün [Deneme]
Martıları Dinle Bak Ne Diyor [Deneme]


Selma Polat kimdir?

İyi bir okuyucuyum aynı şeyi yazarlık konusunda söylemek isterdim. . . yazmayı seviyorum hislerimi paylaşmak görüşlerimi belirtmek bana huzur veriyor. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Adam Fawer_Ahmet Ümit_Can Yücel


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Selma Polat, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.