Mutlu köle çoktur. -Darwin |
|
||||||||||
|
bir katre süzülür koyu kırmızı üstüne. Soysuz bir kaçışa yakıştıramazsın böylesi bir asaleti ama ağlarsın işte. Ağlarsın, gözlerin ıslanmaz böylesi bir ağlayışta.Katre katre biriktirdiğin ummanlar yanar, içinin yelkenleri yırtılır. Solar gönlünün dikensiz gülleri. Mabedin kötü bir din kapısında mürid olur. Ve her şey döner tersine. Ağlarsın, ruhun bir kimsesiz bir ölünün arkasından ilahi ezgiler fısıldar, kendi cenaze saatlerinde. Bütün ütopyaların sarsılır beyninin kaydetmediği bir arçı depremde. Direnirsin; günlere her gün yenilerek uyanmak için bütün ölümlerin yaslarını akşamlara saklarsın. Direnirsin; şehre... Şehir de sana direnir. Belki senin gibi yüzlercesine… Bir minibüsün eskimiş koltuklarına gömülürsün. Şehrin direnişini seyredersin camına yansıyanlardan. Şehir de direnir, senin ve senin gibi yüzlercesinin direnişi gibi. Ağlarsın, camına yansıyanlara,şehir de ağlar. Evlinin evine gitmesine kuşların yuvaya dönmesine ağlar şehir. Pis bir ayyaşın yüzünü kirletmesine ağlar şehir. Sen o eski koltuklarda giden yolcular arasındaki şansızlık katsayını çarparken şehir bir inşaat firmasının ciğerini yerle bir etmesine ağlar. Ağlarsın, katre katre biriktirdiğin ummanlar yanar. Ruhunun ilahi ezgisi içinin boşluğunda yankılanır. Tek bir damla süzülmez gözlerinden ama içinin selleri koca bir ütopyayı yıkar.Kutsal coğrafyan yırtılır. Şehrin gözyaşları yenilenmek için her gün umuda döktüğü yaşlardır. Acemidir şehir ağlarken, şehir acemidir ağlarken çünkü sen ve senin gibilerinin mekânını her gün yeniden kurar umutla. Şehir acemidir beklerken; çünkü devran dönecektir tersine. Yerle bir olan ciğeri taşlaşan kalbi sen ve senin gibileri getirecek ona çünkü. Ağlarsın... Şehrin acemiliği yok sende,profesyonelce ağlarsın. Senin yerle bir olan ütopyaların yalnızca yeni cenazeler taşıyacak sana.Mabedin dönmeyecek kötü bir dinin kapısından. İçinin dikensiz gülleri Gülistan olmayacak bir daha. Tersine dönen her şey tersine dönmeyecek yeniden. Ölümlerin yeni yaşamlar sunmayacak sana. Ağlayacaksın profesyonelce gözünden bir damla akmadan. İçinin yırtılan kutsal coğrafyasına tek toprak katmadan… Yalnızca akşamları tutacaksın ölülerinin yasını ustaca. Rengi gittikçe koyulaşan bir kırmızı zemin üzerinde olacak artık yaşın. Ve bekleyeceksin sen de,belki umutsuzca mabedinin kötü bir dinin kapısından dönüp tövbe etmesini…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © YELİZ ŞENAY, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |