"Bazen bir mýsra yaþamý deðiþtirir." -Kafka |
|
||||||||||
|
Bunaltýcý bir yaz günüydü . Tüm insanlýk gölgelere sýðýnmýþtý ve etraf çok ýssýzdý . Ben ve iki arkadaþým ise güneþin altýnda kocaman bir futbol sahasýnda amaçsýzca topa vuruyor ve metrelerce peþinden koþuyorduk . Pek konuþkan bir çocuk olduðum söylenemez ,arkadaþlarým da öyleydi . Hiç konuþmadan tüm o öðleden sonrayý kan ter içinde ve sýkýlarak geçirdik. Eve doðru yürürken aklýmdan geçen ; annemin tüm daðýnýklýðý toparladýðý ve fýrlamýþ baðýrsaklarýný eski yerlerine yerleþtirip midesindeki oyuðu diktiðiydi. Her zamanki gibi sofrayý hazýrladýðýný ve beraber yemek için beni beklediðini düþündüm . Eve vardýðýmda ise kapýnýn önündeki kalabalýðýn ortasýnda sedyenin üzerindeki beyaz çarþafý ve üzerindeki büyük yuvarlak kýrmýzý lekeyi gördüm . Ayný anda bir polis aracýnýn arka koltuðunda kendi kendine mýrýldanan ve elleri kelepçeli babamý fark ettim . Beni görünce elini kaldýrýp selamladý ve baðýrarak “ cumartesi günleri tuþlar gökyüzünden düþtüler ,ama ben onlarý fark etmedim “ diyerek histerik bir kahkaha nöbetine tutuldu . Eve girip boþ masanýn üzerindeki gazoz þiþemi gördüm , masaya oturup þiþeyi seyrederek biraz zaman geçirdim . O sýrada içeri giren polis ve komþular beni iþaret ederek kendi aralarýnda konuþuyorlardý . --- Bir akrabalarý ya da tanýdýklarý , çocuðu yanlarýna alabilecek birileri yok mu? ---Memur bey bu aile yýllardýr burada oturur ve bir kez olsun bir misafirleri olduðunu kimse görmemiþtir. Bu çocuk ise zaten bir tuhaftýr . Aðzý vardýr dili yoktur . Bütün gün elinde gazoz þiþesiyle dolanýp durur . Zekasý kýttýr senin anlayacaðýn . Baksana þunun haline , hala o þiþeye bakýp durur. Geceyi karakolda geçirdim . Yaþayan tek bir akrabamýz bile yoktu . Memurlar kendi aralarýnda tartýþýp beni hangi çocuk yurduna vereceklerine karar verdiler . Birkaç saat sonra yoldaydým . Þehirden giderek uzaklaþtýk ve ormanýn içinden geçen bir toprak yolda saatler boyunca ilerledik . Memurlar beni yurt kapýsý önünde bekleyen bir bakýcýya teslim edip döndüler . Araba tamamen uzaklaþtýktan sonra etrafta ne bir çocuk sesi duydum ne de tek bir kuþun öttüðünü. Yurt arkadaþlarýmýn hepsi dilsiz ya da geri zekalýydý . Ayný günün gecesi yurttan kaçmaya karar verdim ve karanlýk çöktüðünde duvarlarý aþýp ormanýn içine daldým . Gece boyu önümü görmeden , nereye gittiðimi bilmeden , yorulup bitene dek koþtum durdum .Penceresinden cýlýz bir ýþýk sýzan karavaný gördüðümde olduðum yere çimenlerin üzerine yýðýldým ve nefes nefese yýldýzlarý seyrederken sýzýp kaldým . Uyandýðýmda karavanýn önünde ki tahta masada ellili yaþlarda , uzun beyaz saçlý bir hippi eskisinin bir þeyler týkýndýðýný fark ettim . Yattýðým yerden doðruldum . Beni görmüþtü ama yokmuþum gibi davranýyordu . Yediklerini bitirdikten sonra masada birkaç þey býrakýp karavanýna döndü ve kapýsýný kilitledi . Birkaç zaman uzaktan karavanýn kapýsýný gözleyip hiçbir hareket olmadýðýna emin olana kadar bekledim . Daha sonra koþarak masadakileri alýp hemen tekrar uzaklaþtým . Ben uzaklaþýr uzaklaþmaz kapý açýldý ve elindeki þezlongla hippi tekrar belirdi. Þezlongu gölgeliðin altýna yerleþtirip kuruldu ve elindeki kitabý açýp okumaya baþladý . Ben yediklerimi bitirdikten hatta birazda kestirdikten sonra hippi halen kitabýný okuyordu . Saatler sonra tekrar bir masa kuruldu ve hippi týpký sabah yaptýðý gibi yediklerinin bir kýsmýný býrakýp karavanýna döndü ve ben de ayný þekilde onun býraktýklarýný yiyerek karnýmý doyurdum . Bu sefer masada býrakýlan bir þiþe gazoz da vardý . Týpký vahþi bir orman hayvaný gibi tüm gün hippinin yaptýklarýný izliyor , fýrsat buldukça onun býraktýðý artýklarý yiyor ve aramýzda tek bir söz olsun konuþulmuyordu . Günler ve haftalar boyunca bu böyle sürüp gitti. Hatta yeni hayatýma alýþtýðým bile söylenebilir . Her þey ayný rutindi ; yemek yeniyor ve kitap okunuyordu . Günün birinde hippi elinde bir kürekle karavanýn önünde belirdi ve karavandan yüz metre ilerideki topraðý kazmaya baþladý . Bir iki saat kadar kazdýktan sonra içine girdi ve derinliðinin kendi boyunu aþtýðýný fark edip memnuniyetten gülümsedi . Tekrar karavanýna girip bir elinde bir kitap , diðer elinde eski bir tüfekle kapýda belirdi ve rahat adýmlarla ilerleyip þezlonguna yerleþti ve konuþmaya baþladý ; --- “-Varlýk , sonsuz bir yaradýr- ya da þunu dinle -Uçuruma gözlerimizi dikip baktýðýmýzda bir süre sonra uçurumda bizim içimize bakmaya baþlar- . Evet Nietzsche böyle diyor . Çok dertli desene . Söylesene bir þeyler yabani ! Hep böyle hayvan gibi mi yaþayacaksýn ? Hiç evcilleþmeyecek misin ? Týpký benim gibi sende insanlardan kaçan bir münzevi mi olacaksýn? Buraya gelirken harfi harfine uymayý planladýðým bir düþüncem vardý ufaklýk ve artýk son aþamaya geldim . Tabi ki tüm hayatým burada geçmedi . Ýyi kötü bir çok yýllarým oldu ama týpký rüzgarda savrulan bir çöp gibi bende dünyanýn esintisiyle son olarak buraya savruldum . Yapmak istediklerimin bir kýsmýný yapabildim diðerleri ise ulaþýlmasý çok zor hayallerdi . Elli yaþýma geldikten sonra yapmayý planladýðým þeyleri tekrar gözden geçirdim ; görmediklerimi görmek , düþünmediklerimi düþünmek ve bilmediklerimi bilmek . Tüm bunlarýn aslýnda tek bir eylemde toplandýðýný fark ettim : Okumak . Böylece bu karavaný satýn alýp okumak isteyip de yýllarca yarýna býraktýðým tüm kitaplarý topladým . Yaklaþýk beþ yýldýr buradayým ve bu beþ yýlýn sonunda iþte þu elimde gördüðün kitap bu çöplüðün son hazinesi . Günün sonunda bitmiþ olacak . Daha sonra ise þu az ileride kazmýþ olduðum mezarýma uzanýp tetiði çekeceðim . Ölmek için derimin büzülüp kemiklerimin eðrilmesini, beynimin hoþafa dönüp aðzýmdan salyalarýmýn akmasýný bekleyecek deðilim . Her altýma sýçtýðýmda birileri kýçýmý temizlerken umarsýzca tavaný seyredip gevrek gevrek gülecek bir tip de deðilim . Bedenimin ihtiyarlýk sinyallerini verdiði bu son saðlýklý günlerimde terk etmeliðim bu et ve kemik çuvalýný. Bundan sonrasý ise sana kalýyor ufaklýk . Þayet üzerime birkaç kürek toprak atarsan sevinirim , hem senin için de iyi olur . Þayet burada kalmayý planlýyorsan bir süre sonra koku dayanýlmaz hale gelecektir. Ayrýca leþim için bir dolu hayvanýn buraya doluþmasýný istemezsin. Karavanýn arkasýndaki sol pencereye sýrtýný verip yüz yirmi adým atarsan oraya gömülmüþ ve seni en azýndan bir beþ yýl daha idare edecek olan erzaðý bulabilirsin . Günün birinde burada hayat bitecektir ya da sen belki bir yolunu bulup buradaki hayatýný sürdüreceksindir . Karavanda pek eþya yok, kitaplarý sýðdýrabilmek için yatak, masa,sehpa gibi temel eþyalar kitaplardan oluþturuldu . Onlarý okumak biraz olsun sýkýntýný giderecektir. Sana ; daha genç olduðunu ve böyle bir yere takýlýp kalmaman gerektiðini ,dýþarýdaki koca dünyada þansýný denemen gerektiðini söylemek isterdim . Ama bil ki orda bir bok yok . Hele senin gibi bir yabani için hiçbir þey yok . Gezegenin yerlilerine kendini gösterdiðin anda seni lime lime etmek için kapýþacaklardýr . Bir çoðu senin haline acýyýp sana yardým etmek isteyecek ve hayatýný daha da çekilmez bir hale sokacaklardýr . Dünya boktan bir yer , daha garibi ise bunu kabul eden herkes daha çok yaþamak istiyor ve artýk insanlar buraya sýðmamaya baþladý . Þimdi kitabýmý okumalýyým ufaklýk ve sana iyi þanslar diliyorum .” Gün boyunca bir daha sesi çýkmadý . Güneþ batmak üzereyken kitabýný bitirdi. Son kez ufka doðru bakýp esneyerek gerindi . Kitabý masanýn üzerine býrakýp tüfeðini aldý . Islýk çalarak kazdýðý mezara doðru ilerledi . Son bir kez geriye dönüp baktý . Beni gördü ve ilk defa gözlerimin içine bakarak gülümsedi ; “ bari son okuduðum kitap güzel olsaydý” dedi ve çukura atladý . Çok zaman geçmeden tek el silah sesi geldi . Çenesinden yukarýsý tamamen yok olmuþtu . Üzerine toprak atmadan önce mezara girip tüfeði ellerinin arasýndan almak için parmaklarýný gevþetmekle epey zaman uðraþtým . Mezarý kapatýp karavana girdim . Kendime soðuk bir gazoz açýp dýþarý çýktým ve gölgeliðin altýndaki masaya oturup cam þiþeyi seyrettim .
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © namra namra, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |