..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Yüz kişinin içinde aşık, gökte yıldızlar arasında parıldayan ay gibi belli olur. -Mevlana
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Şiir > Deneysel > Vefa LÖK




5 Eylül 2002
Kurtuluş  
Vefa LÖK

:BCEH:
Yine o genç adam vardı
Ve yalnızdı herzamanki gibi
Oturmuş, derin düşüncelere dalmıştı
Bu nankör şehrin tek limanında
Eskisi gibi sakin değildi deniz
Dalgalar kudurmuştu çıkan fırtınada
Vahşice tırmalıyordu adamın gözlerini
Adam şevkatle gülümsedi
Ellerini uzattı gökyüzüne
Kalan son kırıntıları
Fırlattı acıkmış dostlarına
Bütün hayalleri yokolmuştu adamın
Umutlarını dağıtmıştı martılara
Artık hiçbir nedeni yoktu
Durmak için bu şehirde bir gün daha
Şimdi ayrılma zamanı gelmişti
Biletini almıştı ve bekliyordu
Onu getiren hain gemi
Mutlaka gelecekti onu almaya..

Yıllar önce
Küçük bir çocuk gelmişti buraya
Gözleri yaşlarla dolu
Ve bakışlarında ezilmiş çiçekler
O zamanlar bu liman yoktu
Hatta bu çıldırmış deniz bile
Derin bir uçurum vardı
Ve dibinde bir yudum su
Çocuk sabah erkenden buraya gelir
Yarım kalan rüyalarını anlatırdı
Aşağıda gezinen martılara
Her sabah atmayı düşünürdü
Kendini aşağıya, sarp kayalara
Ama, hala biraz umudu vardı
Ve yüzünde o aptalca gülümseyişi
Karar verirdi birgün daha kalmaya..

Her sabah bedeniyle
Her akşam ruhuyla
Yepyeni savaşlar başlardı
Dayanılmaz acılarla
Yenilen hep o olurdu
Bu adaletsiz kavgalarda
Ama artık tükenmişti cephanesi
Bitmişti dudaklarındaki gülümseyişi
Yıllardır
Ona isyan etmişti bedeni
Hep karşı gelmiş
Hep rezil etmişti sahibini
Yıllardır
Hep yükseklerde gezinirdi yüreği
Alçak tepeleri beğenmemiş
Haketmediği sevdalara uçmuştu
Derin acılarda boğuyordu sahibini
Yıllardır
Bir sokak köpeği gibi
Gezdi bu şehrin yollarında
Sokaklarda yaşadı
Sokaklarda uyudu
Laf olsun diye sevilip
Laf olsun diye okşandı
Bir kemik atıldı önüne
Ve yine unutuldu dışarda
Uzaktaki sıcacık bir evden
Şen kahkahalar yankılanıyordu
Parlak ışıklar doluyordu karanlığa
Mutluluk şarkıları çınlıyordu
Soğuktan donmuş kulaklarında
Çocukluk arkadaşları bile
Terketmişti onu sokakta
Bir günlük eğlence
Beş paralık aşk?! uğruna
Artık istenmiyordu aralarında
Şimdi çok geç kaldılar
Onu düşünüp, onu anlamaya..

Veda etti martılara
Veda etti acılarına
Son defa dönüp baktı
Şehrin tozlu sokaklarına
"Suçlu bendim
Yanlış yere geldim
Cezamı çektim galiba
Şimdi gidiyorum
Rahat bırakıyorum sizi
Sahip çıkın martılara
Ve bıraktığım gözyaşlarıma."
Son bir damla daha düştü
Adamın yorgun gözlerinden
Tertemiz sulara
Ve şimdi hazırdı deniz
Ufuktaki gemiyi taşımaya..

.Eleştiriler & Yorumlar

:: NE YANİ HEP Mİ?
Gönderen: gülşen kaval / İstanbul
6 Eylül 2002
şiirde,toplum tarafından anlaşılamayan ve toplumun ön yargısından,yaşam tarzından sıkılmış ve artık uzaklara kaçmak isteyen orta yaş bunalımının etkisini üzerinde yoğunca yaşayan(aslında bu bunalımın yoğunluğunun tek sebebi, geçmişteki ezikliğinin birikimidir)artık dünyaya elveda diyor.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın deneysel kümesinde bulunan diğer yazıları...
Cinayet mi İntihar mı?
Seven ve Sevilen

Yazarın şiir ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Var Olmak
Pembe
Kelebek Olamadan
Muhabbetimiz Sağır ve Dilsiz
Kelebek İmparatorluğu
Duvardan Duvara Seranat
Rahat Uyu Güller Açsın Baş Ucunda
Vasiyet
Ölüyorum
Ferhat


Vefa LÖK kimdir?

Önce keman telinde gördüm kendimi. Telden çıkan o güzel tınıyı hep görmezden geldim. Telin sancı verici gerginliğinde buldum kendimi. Sadece bu sancıydı ilgilendiğim. Bu sancıdan öleceğimi sandım hep. Her an ölmek istedim. Sonra büyüleyici bir melodinin peşinde savruldum. Sancılarımı bu yüzden sevmeyi öğrendim, acıyı bu yüzden sevdim. Gergin bir tel olmayı ve kopmayan sağlamlığı savundum. Hayat güzel bir şarkı ve bu şarkı ancak böyle çalınırdı. Bitmiyordu macera. İyi ki de bitmedi. Çünkü kemanı keşfetmiştim. Hemen sonra da onu çalan o narin elleri. . Peki bunları düşünen kim? Kim bu şarkının bestecisi? Ne zamandır ve daha kimler tarafından çalınıyor bu senfoni? Kim bilir? Ellerim birer dağ kadar ağır. Ve bu iki dağ arasında çatırdıyor beynim. Yazdıklarım işte bu gürültünün tarifidir ancak. Acımı tasvir etmeye yetenekli değilim. . .


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Vefa LÖK, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.