..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Hiçbir zaman karakterlerimin hüzünlü olduklarını düşünmedim. Tersine yaşam dolular. Trajediyi seçmediler, trajedi onları seçti. -Juliette Binoche
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Fantastik > Volkan BÜYÜKALTAY




6 Eylül 2002
Dünya  
Volkan BÜYÜKALTAY
İnsanlık ve dünya kavramına yeni bir bakış açısı. Aslında uyurken akla gelmiş bir saçmalık...


:BCCJ:
Güneş ufukta daha yeni doğmaya başlamıştı. Harld en sevdiği tulumunu, belki de tek tulumu olduğu içindi, giymişti. Omzundaki tırpanla patikada sevinçle ilerliyordu. Yılın bu zamanlarını Harld çok seviyordu. Çünkü hasat zamanıydı. Mahsülü toplamak için tırpanla kesmek lazımdı. Ve Harld bu işi çok seviyordu. Tırpanı istediği yere savuruyordu uçsuz bucaksız tarlada. Bazen kendini kaptırıp hiç durmadan akşama kadar çalışabiliyordu. Ve tarlasına vardığında ufka kadar uzanan altın sarısı mahsüle hafif bir sırıtmayla baktı. Hafif bir rüzgar başlamıştı. Ellerini uzun sarı saçlarında dolaştırdı. Tam istediği gibi bir gündü. Tam tırpan sallamalık... Dikkatlice tarlanın ortasına doğru yürümeye başladı. Haddinden fazla uzayan mahsülü incitmek istemiyordu. Birazdan onlara da sıra gelecekti. Şimdi incitirse olmazdı. Kendini bu zevkten mahrum edemezdi. Hiçbir şey onu bu zevkten mahrum edemezdi. Bir kaç dakika sonra durdu ve etrafına baktı. Evet, işte buydu. Altın sarısı mahsülden başka hiçbir şey görülmüyordu. Büyük güçlü kaslarıyla orağı kaldırdı ve sevinçle mahsülü hasat etmeye başladı. Güçlü kolların emrindeki orak tarafından parçalanan mahsül etrafa savruluyordu. Güneş yavaş yavaş tepeye ulaşmıştı. Harld çok yorulmuştu ama bu tatlı bir yorgunluktu. Terden sırılsıklam olmuş gömleğini çıkarıp bir tarafa fırlattı. Kaslı vücudu ter içinde kalmıştı. Orağı yeniden eline aldı. Tam mahsülün üstüne savuracakken yer sarsılmaya başladı. Harld, korkuyla karışık heyecanla orağını fırlatarak kendini yere attı. Sanki üzerine bir şey düşebilecekmiş gibi elleriyle başını koruyordu. Birkaç saniye sonra sarsıntı durdu. Ama Harldın kalkması birkaç dakikayı buldu. Çok korkmuştu. Daha önce hiç sarsıntı yaşamamıştı. Yavaşça orağını tekrar aldı ve ona dayanarak etrafına korku dolu gözlerle süzdü. Güvende olduğuna iyice kanaat getirince orağını tekrar mahsüle doğru savurmaya başladı. Bir süre sonra sarsıntıyı unutmuştu. Ne korkusu kalmıştı, ne de heyecanı. Sadece orağını savuruyordu ve bu onu mutlu ediyordu. Hayat Harld için buydu. Sadece bu...
Akşama doğru, Harld sarsıntının hatıralarını yavaş yavaş içine gömerken ikinci ve daha büyük bir sarsıntı geldi. Harld yine yere kapaklandı. Bu sarsıntı diğerine benzemiyordu. Sanki toprak olduğu yerden sıkılmışta ayaklanıp başka yere gitmek istiyordu. Ve bu sarsıntı daha uzundu. Beş on dakika sonra Harld acı bir şekilde sarsıntının azalmak yerine şiddetlendiğini fark etti. Gitgide artıyordu. Sanki yerin altından bir şeyler vuruyordu toprağa. Harld sarsıntının ne zaman biteceğini düşünürken birden toprak yumuşamaya başladı. Bir süre sonra toprak hamur gibi olmuştu. Harld tüm cesaretini toplayıp ayağa kalktı ve koşmaya yeltendi ama ayağının altındaki toprak o kadar oynak olmuştu ki iki adım bile atamadan yere düştü. Olduğu yerde kalmanın daha iyi olacağına karar vererek kafasını iyice kollarını arasına gömdü ve sarsıntının bitmesini beklemeye koyuldu. Sarsıntı yavaşlayıp Harld tam bir “ohh!” çekerken birden tarlanın bir noktası şiddetli bir şekilde en yirmi metre yukarı kalktı ve hemen geri yerine indi. Toprağın yukarı kalkmasının şiddetiyle Harld on metre ileri fırladı. Yere düştüğünde hemen doğrulup kalkan bölgeye bakmaya başladı. Birazdan yeniden büyük bir sarsıntı geldi ve bu sefer toprak parçalandı. Ama artık Harldı şaşırtan sarsıntı değil, parçalan toprağın içinden hışımla çıkan en az elli metre olan yumruk şeklindeki eldi. Harld donup kalmıştı, inanamıyordu. Demek ki toprağı bu el parçalamıştı. Zaten el dışarı çıkınca sarsıntının şiddeti büyük bir düşüş yaşamıştı. Ama el rahat durmuyordu. Bir açılıp bir kapanıyordu. Sanki yeni ortamına alışıyordu. Sonra yeniden sarsıntı arttı. Bu seferki çok şiddetliydi. Harld yerinde duramıyordu. Bir oraya, bir buraya şıçrıyordu. Her yeri yara bere içinde kalmıştı. Bu sırada koca el yere indi. Bastığı yer gitgide çöküyordu. Sanki zorlanıyordu. Sonra Harld ufukta başka bir el gördü. O da yere inmişti. İki elin tam ortası birden yükselmeye başladı. Ve toprak parçalandığında Harldın gördüğü ve anlamaya başladığı şey kalbi için fazla ağırdı. Koskoca adam daha yirmisinde kalp krizine yenik düşüyordu. İki elin arasından çıkan kocaman bir kafaydı. Eller toprağa dahada bastırarak gövdeyi de toprağın üstüne çıkardılar. Harldın anladığı gerçek ise; bir yumurtanın içinden bir canlının çıkışının bu olayla inanılmaz benzerliğiydi. Harld tam o sırada anlamıştı üstünde yaşadığı dünyanın aslında koskoca bir yumurta olduğunu. İnsanlık sadece yumurtanın özsuyundan beslenen birer parazitten ibaretti. Metrelerce toprak örtüsü ise sadece yumurta içindeki canlıyı korumak için bir kabuktu. Yıllarca dünyanın içinde bir çekirdek olduğunu ve bunun çok sıcak olduğuna inanmıştı. Ama şimdi, hayatının şu son anlarında anladı ki o ısı bir canlının ısısıymış. Her şey, tüm dünya onun içinmiş. Ve Harld bu hayata gözlerini yumarken kainat yeni bir tanrıya kucak açıyordu...



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın fantastik kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yaratılış I

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Nereye bakıyoruz [Deneme]


Volkan BÜYÜKALTAY kimdir?

gerçek hayatı fantastik edebiyata yansıtabilen ve bunu yapabilmek için herşeyden fedakarlık yapabilen bir insan yavrusu!

Etkilendiği Yazarlar:
H.P.Lovecraft,J.R.R.Tolkien,Terry Brooks ve daha niceleri...


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Volkan BÜYÜKALTAY, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.