Yüz kişinin içinde aşık, gökte yıldızlar arasında parıldayan ay gibi belli olur. -Mevlana |
|
||||||||||
|
Hava henüz aydınlanmakta, kimisi yakında olan parka yürüyüşüne doğru yol almakta, kimisi de rızkı peşinde koşmak için ayakta, kimi de işte benim gibi sadece yolculuk etmek, yolculuk ederken de kendini bulmak için yollarda.. Evde herkes uyurken sessizce kapıyı kapatıyorum, dilimde dua, yüreğimde yeni günün getirdiği bir kıpırtı, bir heyecan.. Her zamanki gibi yine çantamda eksik olmayan kalemim ve defterim, hiç vazgeçemediğim kitaplarımdan biri var. O anki ruh haline uygun seçilmiş bir kitap.. Otogara vardığımda sessiz bir bekleyiş karşılıyor beni..sabah vaktinin dinginliği insanların yüzlerine yansımış, sabahın sakinliği insanların sakinliği ile birleşmiş. Sadece kuş cıvıltıları bu sakinliğin aksi yönünde hareket ediyor.. Uzaktaki ağaçlardan geldiği için de, sessiz uyuma katılmışlar gibi.. Yine ilk sıralarda yerimi aldım..içimden yanıma kimse oturmasa diye geçiriyorum. Yolculuk sevdamı bozacak bir yol arkadaşı istemiyorum, olursa da bir şekilde kendimi kitaba gömerek tüm konuşma çabalarını boşa çıkaracağımı bilmekte rahatlatıyor beni.. İşte kapıların kapandığı ve otobüsün ağır ağır hareketlendiği ân..bu an içimdeki tüm koşuşturmanın, yetişememe telaşının son bulduğu güzel bir an..arkama yaslanıyorum ve bırakıyorum kendimi yola..her şeyi kısa süreliğine de olsa arkada bırakmanın keyfini sürüyorum. Birazdan içeceğim ilk çay da buna eşlik ederken, kafamda sadece yol oluyor. Zamanın durduğu anlardan birini daha yaşıyorum, otobüsün hareketiyle içimdeki zaman duruyor ve o anı yaşıyorum. Ne zaman ulaşacağım, vaktinde yetişebilecek miyim kaygılarını taşımamak ne güzel..Ânı yaşamak ne güzel.. Bu kez yolun sonunda yapmak istediğim bir şey daha var.. denizi içime çekerken ince camlı bir bardakla çayımı yudumlamak.. tek başıma.. özgürlüğü anımsattığı için denizin farklı bir yeri var yüreğimde. Mavi sular ve martılar bir de bulutlar içimdeki özgürlük duygusunu yaşatır. Bir de sakinliği, derinliği, sonsuzluğu.. bazen de korkuyu ama her zaman korkunun üzerinde hissederim heyecanı.. aynı bir kayanın üzerine çıkarken yaşadığım gibi.. düşmek korkusunu, zirveye varıp yukarıdan izlemek heyecanı bastırır. Korkunun üstesinden gelirsin böylelikle.. korku sessizce içinde fısıldar sadece. Güzelliklere ulaşmak yoluna çıkan bu tür korkuların üstesinden gelmişimdir hep. Güzel olana öylesine odaklanırım ki çektiğim ufak tefek engeller etkilemez bile. Belki de cesaret dedikleri budur, kim bilir?.. Nedendir bilinmez, böyle anları hep tek başıma yaşamak isterim. Yanımda kimse olmasın isterim. Birileri olursa sanki büyü bozulacakmış gibi gelir. Ya da zamanı durduramadığımı düşünürüm. O yaşadığım ânı yalnızca Rabbimle ve de defterimle paylaşmak isterim.sanki söze dökülürse bozulacakmış gibi gelir.. ya da tam hissedemeyeceğimi düşünürüm. Yolculuğun diğer keyifli yanı da radyoda TRT fmi dinlemek. Her zaman kulağımı vermesem de konuşmalar, yayınlanan müzikler eşlik eder yola..aslında otobüste sadece radyodan gelen ses, akıp giden görüntüler ve bir de kendim olduğumu düşünürüm. Sanki öyleymiş gibi hissederim, ara sıra değişik sesler yüksek çıksa da o anki bütünlüğü bozamaz. Ya da bozmasına izin vermem.. Öylesine odaklanmışımdır ki yola, yolculuğa diğer yolcular ne yapıyor umurum da bile olmaz. Bazen merakımdan şöyle bir göz gezdirdiğimde olur, lakin kimse yalnızlığımı etkilemez. Her gidişin bir dönüşü de vardır ama dönüşü hiç düşünmem..bazen hiç bilmediğim bir şehir karşılar beni. İnsanlar arasında, caddeler arasında kaybolacağım diye düşünmem, aksine kaybolmak isterim. Bilirim ki bulunmayacak bir yol yoktur, yoldaşın yüreğinse, dostun da Rabbin her yol açılır, her şehir tanıdık gelir insana. Her çıkmaz sokağın sonunda bile seni bekleyen bir şey vardır, onu da eklersin heybene ve devam edersin yoluna.. Bir yolcuğun daha sonuna geldiğimde heybem dolu, yüreğim sakin bir şekilde evin yolunu tutarım.. Sanki geldiğim ve gittiğim ân arasında hiç fark yoktur, içimdeki zaman bakımından. Başkalarının yelkovanı hareket ederken benimki durmuştur otobüse bindiğimde ve inince tekrar çalışmaya başlar. Bu kez kendi saatime göre değil başkalarının saatine göre ayarlarım zamanı ve hayata kaldığı yerden devam ederim.. 2 Temmuz 2010 Saat 00:02
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2025 | © Meltem İLGÜN, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |