..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
640K bellek herkese yetmelidir. -Bill Gates, 1981
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yüzleşme > Ömer Faruk YILMAZ




28 Ağustos 2010
Bir Utancın Satırları  
Ömer Faruk YILMAZ
Ve senin hakikatlerin ancak seni incitir!


:AIJA:
Ergenlik döneminin en kırıcı günlerini yaşıyordum. Etrafımda dönüp duran güya varlıklı arkadaşlarımın, sahip olduklarına sahip olmak gibi melun bir düşünceyi ruhumda besleye besleye, nefsimi kemiren aşağılık düşünceleri içimde saklayamayacak kadar aciz düştüğümü hatırlıyorum!

Çocuklarımın bir evi olsun diye dünyanın sıkıntısının altına girmekten çekinmeyen ve aynı anda memur maaşıyla altı nüfusu geçindirmeye çalışan babamın halini anlamaktan aciz olan ben: Bu kadar sıkıntı yetmezmiş gibi, özürlü ablamın üzerine yüklediği maddi ve manevi ağırlığı düşünmek bir yana, bırakın süslü püslü giyinmeyi, üniversite sıralarını sadece yol ve yemek parasıyla aşındırmaya çalışan ve bu durumdan hiç şikayetçi olmayan ağabeyimden... Minicik suratı, minicik elleriyle ilköğretim sıralarına, aynı sıkıntı ve metanetle tutunmaya çalışan kız kardeşimden... Varlığı ve yokluğu anlayamayacak kadar özürlü olan, ama hakikatte her manada benden çok daha sağlam olduğuna inandığım ablamdan... Ve ne olursa olsun çocuklarım diye çırpınan, hazırladığı her lokmanın en kıymetlisini onlara ayıracak kadar fedakar olan annemden habersiz kalan ben!... Evet ben; küstah bir tavırla babamın karşısına dikilip, affedilmeyecek bir ses tonuyla: ''Bana yeni kıyafetler alacaksınız, ben artık modası geçmiş eşyaları kullanmak istemiyorum!...'' dediğimi nasıl bir utançla hatırladığımı anlatmama gerek yoktur umarım.

Bütün dünyası ailesine kol kanat germek, vatana millete hayırlı evlatlar yetiştirmek, gözünün ve anlının değdiği her noktadan Allah'a ulaşmak ve satırlarına gömüldüğü kitap sayfalarında küçüldükçe, içindeki İNSAN'ı yüceltmeye çalışmak olan babamın; anlatacağı hadiseye göre şekillendirdiği gözlerini sabırla üzerime diktiği ve derin bir nefesin ardından '' Bak oğlum! '' diye başladığı cümleleriyle sizleri baş başa bırakıyorum:

''Bak oğlum: var ya da yok, olmuş ya da olmamış, aç ya da tok, mutlu ya da mutsuz ve senin şu an şikayetçi olduğun; eski ya da yeni...bunlar senin hakikatlerin! Bu hayatta hiç kimse bir başkasının hakikatinde değildir! Görmek istersen hep başkalarını görürsün. Duymak gibi bir derdin varsa, yeri gelir eksik kalan övgüden bile incinirsin. Çorabın delikse kime ne? Üşüyen ayak senin, görünen parmak senin... Ve senin hakikatlerin ancak seni incitir! Başkaları ya sözünü eder, y ada yüzünü çevirir! Lakin yine de bir şey değişmez, hakikat sende kalır. Değiştirmeye kalkarsan sahip olduklarını da yitirirsin! Bence boşver bunları sen. Aklına giydirdiğin elbisenin ne halde olduğunu görmekten acizsin. Gel biz onu değiştirelim, ötekinden hayır gelmez! ''

Ve enseme inen hakikat tokatları; irkiliyorum!... Cümleler altında ezilen başımı kaldırmaya çalıştıkça; annemin yamalı kıyafeti... Utanç altında bükülen belimi doğrultmaya çalıştıkça; ağabeyimin bacaklarına kısa gelen pantolonu... Ağlamak üzere olan gözlerimi parmaklarımın boğumları vasıtasıyla açmaya çalıştıkça; kız kardeşimin kurdelesi solmuş önlüğü... Ve anlamaz kalbime aklımın tokadını vurdukça, ablamın düzelmeyecek haliyle irkiliyordum!

Şefkat ölçüsü; evlatlarını dışlamak yerine bağrına basmak, şımartmak yerine hakikati aşılamak olan ailemin yanından ayrılalı yaklaşık on iki sene oluyor. On iki sene sonra, yani bu günlerde ben; o günleri ne tür bir hasret ve pişmanlıkla arayan insanımdır, işte bunu size anlatmak istesem de anlatamam. Şimdi maddi manada ihtiyacım olan her şeye sahibim. Sahibim de; bu sefer eksik olan bir şey var! Ve eksik kaldığım bu şeyi kimden isteyeceğimi de bilmiyorum. Ne mi? HUZUR!
   

.Eleştiriler & Yorumlar

:: ...
Gönderen: ayşe kaya / , Türkiye
1 Ekim 2010
Herkesin geçmişinde onu rahatsız eden şeyler var elbette ki; "ahlar" "keşkeler" hangimizin yakasını bırakıyor ki? İnsan malesef ki çoğu kez elindekinin kıymetini yitirince anlıyor. elinden çıkmış olsada kıymetinin anlanması yinede güzel. babanızın sözleri ne kadar da doğru:bu hayatta hiç kimse bir başkasının kakikatinde değildir, çorabın delikse kime ne? gerçekten de ne kadar da önemsiyoruz dış görüntümüzle insanları etkilemeyi, görünüşümüzle beğenilmeyi. şimdi bir "keşke "de benden keşke desece olduğumuz gibi olabilsek hiç takılmasak maddi meselere ve insan olduğu için sevsek herkesi. son söz yine babanızdan: acaba akıllarımıza giydirdiğiimiz elbiselerimiz ne durumda? samimiyetle anlattığınız yazınız için tşkler.




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yüzleşme kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ey Kalbim
M'yi Alıyorum Bizden!
Sevdiğimi Söyleyin O'na

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Frezya
Kör Bir Ebe!
Dört Mısra Arası Hayalin
Sabır Güncesinden; Sana!
Sayıklamalar 1
Bağışla Beni!
Sayıklamalar 2

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bekle - Zannet - Sabret [Şiir]
Sende Kaldı [Şiir]
Sinn - Raa [Şiir]
Ah Ne Yazık! [Şiir]
Oldu Mu Yar? [Şiir]
Kaçar Ayak [Şiir]
Olabilmek! [Şiir]
Olsun [Şiir]
Durmuyorlar! [Şiir]
Dolor [Şiir]


Ömer Faruk YILMAZ kimdir?

Et ve kemik, gölgesi yere düşmeyen insan. . .


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ömer Faruk YILMAZ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.