Dünyayı isteyen bilime sarılsın, ahireti isteyen bilime sarılsın; hem dünyayı hem ahireti isteyen yine bilime sarılsın" -Hz. Muhammed |
|
||||||||||
|
Yinede en çok rüzgar olmak isterdim ben. Koskocaman bir mekanım olurdu rahatça esebileceğim. Kimse beni göremiyor ama gücümün herkes farkında. Başıma buyruk bir hayatım olurdu ama asla yalnız değil. En samimi dostlarım ateş, toprak ve su. Annesi öldüğü için buruk hıçkırıklarla ağlayan bir zavallı çocuğun iniltisini alır, toprağa emanet ederdim. En derin yerinde saklasın, bir daha ortaya çıkarmasın diye. Kirlenmeye başladığımı hissettiğimde suya dalış yapar, içim titrediğinde ateşe sıkı sıkı sarılırdım. Gecenin ortasında yalnızlığına ve çaresizliğine ağlayan birini gördüğümde onu azıcık neşelendirebilmek için olmadık şarlatanlıklar yapardım. Susuzluktan çatlayan topraklar için bulut avına çıkar, o toprağı da hayata döndürürdüm. İçim coşkuyla dolduğunda okyanusları birbirine katar, dalgaları coşturdukça coşturur, tozu dumana katıp önüme ne çıkarsa sürüklerdim peşimden. İnsanlar endişe ve merakla durur beni izlerdi göremeyeceklerini bile bile. Hazır hızımı almışken zalimlerin taptığı maddeleri de yerle bir ederdim. İşte o anda güçsüz kaldıkları için birden anlayışlı ve sevecen biri olmak zorunda kalışlarını ilgiyle izlerdim. Bazen de hiç esmezdim. Sessizliğimi dinleyebilmek, birazda kendimi özletmek için. Siz hiç rüzgarın rengini düşündünüz mü? Bence beyaz. Nasıl gök kuşağının yedi rengini hızla döndürünce ortaya beyaz çıkıyorsa, beyazda hızla akıp gittiği zaman hiç renk vermezmiş gibi geliyor bana. Ah keşke rüzgar olabilseydim. Özlemle yanıp tutuşan sevdalı gençlerin kokularını birbirine ulaştırırdım ben. Kimi zamanda acele acele, neşe içinde oynayan çocuklar gibi bir o yana, bir bu yana koşturup dururdum. Yelkenlisi ile denize açılanların her zaman yardımcısı olurdum yeni ufuklara ve arzuladıkları yerlere bir an önce erişmeleri için. Bulutlarla dans ederken tek kavalye olmanın hazzını yaşardım. Ağaçların başını okşar, buğday tarlalarına şekiller çizer, tek başına avlanan ihtiyar balıkçıya ıslık çalardım. Ahtım var, günün birinde kızım olursa ismini Rüzgar koyacağım.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Bahadır Yarar, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |