"Hemen yüzüne gül suyu seperek Leyla'yı ayılttılar." -Fuzuli, Leyla ile Mecnun |
|
||||||||||
|
Kültür endüstrisinin kolay, ucuz ve niteliksiz sunumları ile topluma nüfuz eden ve emperyalizmin kültür üzerinden kitleleri etkisi altına almasına yol açan bu yozlaşma; etki altında kalan toplumların, siyasi, ekonomik, bilimsel ve genel anlamıyla kültürel ilerlemesini durdurma amacı güder. Özellikle 3. dünya ülkelerinin bağımlılığıyla sonuçlanan bu yozlaşmanın en güçlü hareket alanı dildir. Teknolojik ilerlemelerin, dünya iktisadi gücünü elinde bulunduran ülkelerde gerçekleşmesi ve bu ülkeler kanalıyla dünyaya yayılması bir tesadüf değil, elbette ki sonuçtur. Bu doğal sonuçla, teknolojiyi ithal etme zorunluluğu olan ülkelerin, teknolojiyle birlikte, o teknolojiye ait dili de ithal etmesi kaçınılmazdır. Eğer toplum ithal ettiği teknolojiye, anında kendi kültürüne uygun bir dil oluşturma becerisine sahip değilse, zorla kültürlenme sorunuyla karşı karşıya kalacak ama bu zor, silah zoruyla değil, doğal bir süreç gibi yaşandığından sorun algılanmayacaktır. Hatta yozlaşma bir tür ilerleme gibi algılanacak ve karşı çıkanlar da gericilik, teknoloji karşıtlığı gibi ithamlarla yargılanır olacaktır. Tıpkı, içinde yaşadığımız toplumda sıklıkla karşılaşıldığı gibi. Konu; içinde yaşadığımız toplum ölçeğinde irdelendiğinde, kitle iletişim araçları kanalıyla yaygınlaşan yozlaşmanın pek çok alt başlıkta incelenmesi zorunluluğu doğar. Yozlaşmış medya (medya=araçlar, iletişim araçları) dili, gerek eğitim sistemimizde, gerek sanat alanlarında, gerek televizyon, radyo, bilgisayar gibi elektronik medyanın eşanlı ortak kullanım koşullarında sistematik bir biçimde kirlenmeye yol açmış, bu ortamda kendini geliştiremeyen, taklitçi ve çarpık bir kültür oluşmuştur. Özellikle şu an iletişimde bulunduğumuz internet ortamında ve daha da özelde, forumlar, sözlükler gibi paylaşım ortamlarında yaygınca görülen yozlaşma, içinde yaşadığımız topluma ait kültürel dilin kötü kullanıldığının ve hatta hiç kullanılmadığının net göstergeleriyle doludur. Kolaycı, kestirmeden sonuca varma güdülü, üretmeden tüketen, yenilik yerine taklit etmeye odaklı ve ait olunmayan bir kültürün bayağılaşmış görüntülerinin yansıdığı bu ortamlar gitgide çoğalırken, bu hastalıktan kurtulmak da aynı oranda zorlaşmaktadır. Amerikan filmlerinden fırlamış repliklerin konu başlıkları oluşturması, özgürlük kavramının, henüz onu tanımlamayı dahi bilmeyenler tarafından cinsel içerikli paylaşımlarla sınırlandırılması ve sanat yapmanın, kültürümüzün argo olarak kabul ettiği kelimelerin fütursuzca kullanılmasıyla eşdeğerde tutulması, aslında tersine, kilit üstüne kilit vurulan özgürlüğün ulaşılmaz olmasına sebep olmaktadır. Sağcısı, solcusu ve orta yolcusuyla en az yüzde doksanının emperyalizmden dem vurduğu bir ülkede, kültürel değerlerin yozlaşmasına böylesine seyirci kalınması daha da kötüsü, katkıda bulunulması ironiktir. Küçük Amerika Türkiye olgusu, Amerika’nın öncülük ettiği bilim ve teknoloji alanları yerine, sokak argosunun yaygın kullanımıyla gerçekleşirken, en azından kültürünü koruyabilen bir toplum olmamızın önüne engeller koymaktan başka bir işe yaramıyor ve bu kanıksanmış taklitçilik her konuda taklit etmenin doğal bir süreç olmasına neden oluyor. Meselenin indirgemeci bir yaklaşımla, cinsel özgürlük, eğitim karşıtlığı, postmodern bilim karşıtlığı şeklinde ele alınması ve bu yolla özgürleşileceğinin lanse edilmesi, gençlerin gerçek mücadele alanlarından uzaklaşıp, yapay alanlarda boğulmasına sebep olmakta ve aslında kültür emperyalizminin gerçek hedefine ulaşmasına neden olmaktadır. Çeşitli etnik gruplara ve siyasi tercihlere sahip gençlerimizin konu hakkında daha fazla düşünmeleri dolayısıyla, farkındalıklarının artmasını dilemekten başka, konunun her platformda tartışılmasına vesile olmak gerekmektedir. Kültürleşme ve etkileşme gerekli ve kaçınılmazdır, ancak kültürel yozlaşmaya sebep olan -gizli zorla- kültürleme (asimile) kendi ülkesinde yaşayan bir toplum için facia, yok oluş, savaşmadan teslimiyettir. Açıklama: Yukarıdaki yazımdan alınmış; ''Kültür yozlaşması; toplumların iç dinamikleriyle, olumlu ve ileriye dönük kültürel değişimi sağlayacak güdülerinin yol alabileceği ortamın kirletilmesi ya da engeller yaratılarak durdurulması sonucu ortaya çıkan kültürel çarpıklıktır. Kültür endüstrisinin kolay, ucuz ve niteliksiz sunumları ile topluma nüfuz eden ve emperyalizmin kültür üzerinden kitleleri etkisi altına almasına yol açan bu yozlaşma; etki altında kalan toplumların, siyasi, ekonomik, bilimsel ve genel anlamıyla kültürel ilerlemesini durdurma amacı güder. Özellikle 3. dünya ülkelerinin bağımlılığıyla sonuçlanan bu yozlaşmanın en güçlü hareket alanı dildir.'' 'Yozlaşmış medya (medya=araçlar, iletişim araçları) dili, gerek eğitim sistemimizde, gerek sanat alanlarında, gerek televizyon, radyo, bilgisayar gibi elektronik medyanın eşanlı ortak kullanım koşullarında sistematik bir biçimde kirlenmeye yol açmış, bu ortamda kendini geliştiremeyen, taklitçi ve çarpık bir kültür oluşmuştur.'' bölümler, bir partinin 2011 seçimlerine girerken hazırladığı seçim beyannamesinde, tarafımdan izinsiz ve habersiz kullanılmıştır. Konuyla ilgili suç duyurusunda bulunmayı, partinin adıyla yanyana gelmekten imtina etmem sebebiyle uygunsuz buldum. Fakat bu vesileyle diğer kopyalayıcıları aynı suskunlukla cevapsız bırakmayacağım konusunda uyarmak isterim. Lütfen alıntılarınızda ya da yazının tamamıyla yaptınız paylaşımlarınızda, ismimi kullanmayı ihmal etmeyiniz. 25.11.2011 Nilüfer Aydur
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Nilüfer Aydur, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |