Her çeþit bilgiyi bireye ve topluma aktaran, eðlendirme, bilgilendirme ve eðitme gibi üç temel sorumluluða sahip görsel, iþitsel araçlarýn tümüne medya diyoruz.
Cep telefonlarý, internet, televizyon ve gazete gibi pek çok kitle iletiþim aracýnýn adeta yaþamýmýzý belirlediði ve sosyal davranýþlarýmýzý çok yönlü olarak etkilediði bir gerçek…

Peki, böyle önemli bir unsur olan medya, günümüzde görevini layýðýyla yerine getirebiliyor mu?

Bu sorunun cevabý aslýnda kýsa ve net. Fakat daha açýklayýcý olmasý için konuyu biraz daha açmak istiyorum; medya tarafsýz olmasý gereken, taraf tutuyorsa bile, konulara objektif olarak yaklaþmayý bilen bir araç olmalýdýr.

Bir medya kuruluþu taraf oluyorsa veya taraf olmaya zorlanýp taraflý yayýn yapýyorsa, o kuruluþ tarafsýz yayýn yapma çizgisinden þaþacaðý ve farklý bir kiþinin, kurumun veya siyasi partinin tekeline girip bir propoganda aracý olacaðýndan, asýl görevini tam anlamýyla yerine getiremez.

Medya halktan aldýðýný halka vermeli ve gücünü bu yönde kullanmalýdýr. Örneðin siyasi partilerin kamuoyuyla iletiþime geçmek için acýmasýzca ve yýpratarak kullandýklarý medya bu anlayýþtan uzak olmalý, yazýmýn baþýnda da açýkladýðým gibi eðitmeli, bilgilendirmeli ve eðlendirmelidir.

Ekranlardaki sanat içerikli programlarýn azlýðý zannediyorum herkesin bildiði bir gerçek. Sözde “sanat programý yapýyorum” diyenlerin de ne denli yozlaþmýþ içerikler sunduklarý da ayný bir malumat konusu. Zaten bu koþullardayken bir de ilkesiz ve taraflý bir medya, bana öyle geliyor ki halký metalik bir dünyaya doðru sürükleyecektir.

Medya irisinden ufaðýna herkesin eli, ayaðý ve beynidir bence. Nasýl ki birey elinin, ayaðýnýn ve beyninin kýymetini biliyor ve bu uzuvlarý ne pahasýna olursa olsun koruyorsa, kendi medyasýný da o denli koruyup kollamalý.

Yazýmý, medyanýn tutacaðý tek tarafýn halk olmasý gerektiðini düþündüðümü belirterek bitirmek istiyorum.

Esenlikle…

*

m.hasgun@gmail.com