Fırtınalar insanın denizi sevmesine engel olamaz. -Maurois |
|
||||||||||
|
Günahkar 1 Ben alçağım.Evet ..Alçağın tekiyim.Günahkar,yalancı,hain,sadist bir alçağım.Şu anda penceremden yağmuru izliyorum..O kadar temiz ki.sesi bile beni kendimden geçirmeye yetiyor.Geçmişime karanlık anılarıma geri götürüyor.Aynı böyle bir günde başlamıştı herşey.Yağmur yağıyor.Güneş kara bulutların arkasına saklammıştı yine.Yine..Herşey yine böyle bir günde son bulmuştu.Ama bu safer.Saf bir kız değildim.Bu sefer katildim.Kocamın,doğmamış çocuğumun,ailemin ve en kötüsü de onun katiliydim.Öye caniydim ki öyle hırslı …öyle iğrençtim ki…Şimdi günah çıkarma zamanı galiba.Ama insan pişman olduğunda günah çıkarmaz mı?Oysa ben hala pişman değilim.Hala grçeği tüm çıplaklığıyla görmeme rağmen onu sevdiğimdan pişman değilim.Ama yaptıklarımdan nefes aldığım her saniye iğreniyorum Yine böyle yağmurlu bir gündü.Annem sıcak tarhana çorbası pişirmişti.Evde ekmek kalmadığını farkedince beni bakkalal yollamıştı.Tabii benim içni hava hoş nasılsa yağmuru özellikle herkes kuytu bir köşe saklanmışken yağmurun altında yürümekten ,şarkı söylemekten çok mutlu olurdum.Annem görmeden mantosuz dışarı çıktım.Tuhaf bir gurur duyuyordum.Islanmaktan tuhaf bir haz alıyordum.Adımlarımı her saniye biraz daha yavaşlatıyor.Bu büyünün sona ermemesi için elimden geleni yapıyordum..Gözlermi kapatmıştım.Geleceğin getireceği güzel günleri düşünüyordum.Ama her masal gibi benimde rüya alemim çabuk bitti.Eve vardm yüreğim burkularak.İnşallah annem beni böyle görmez diye dikkaltlice girdi içeri.Hemen ekmekleri mutfağa koyup yemek salonuna gitmeden önce üstümü değiştrdim. -Kızım sen mi geldin -evet baba . -kız ekmekleri getir Açılıktan ölürecek misin bizi.Üstümü hızlıca değişrip aekmekleri doğradım sonrada kalhvaltıya başladık -Sabahları sıcak tarhana gibisi yok-Öyle öyle bey.Hoş şu kızı bekleye beklye bir hal oldu ya çorba -Of anne koşa koşa gittim- -Ben seni bilmez miyim .Mantonu giymedin tabii.Sonra da annem farketmesin diye üstünü değiştirdin -Ama anne ben… -Tamam hanım sabah sabah atışmayın yine kzım sende birdaha o halde çıkma.Mazaallah hasta olursun. -ok ,my dear -Babasının kızı .. Bu akşam babanın patronu yemeğe geliyor.Dışarı çıkmak yok bana yardım edecksin bütün gün. -Annelerin en huysuzu diye boynuna sarıldım.Sen otur ben herşeyi yaparım.Annem gülerek-Hee...Sakarlığını bilmesek…Hem sakar hemde dalgın.Kız sen bu kafayla nasıl evleneceksin.Ahmet bak söylüyorum bu kız evde kalacak diyordu annem gülerek -İyi ya bizim yanımızda kalAcak . -Di mi babişko…Ben size bakarım . -sen önce şu okulunu bitirde Sonra ev temizliğine başladık.Bahçeli ik katlı bir evde oturuyorduk.Bu ev dedem yapmıştı.Eleri bu tür işlere çok yatkınmış.Annemin dediğine göre efendi,hoş sohbetli,tatlı biriymiş.Ama öfkelendimi gözleri dünyayı görmezmiş.Babam üniversiteyi bırakmaya kalktığında bağırıp çağırdıktan sonra onu bir odaya kilitlemiş. -Oğul aklın başına gelene kadar bu odadan çıkmayacaksın.Ben oğlum bizim gibi olmasın derken oğlum üniversite bitirecek derken sen dellenip bana kafa turasın haaa… Babam bir hafta o odada kimsyle konuşmadan kalmış.Sonra da dedeme hak vermiş.Sonuçta mimar olmayı kendisi istemişti. -Anne -Hıı-Babamla siz nasıl tanıştınız? -Ne o kız ? -Of anne Sadece merak ettmi sende ne düşünüyorsun -Tamam… tamam..Annemin gözleri dalmıştı. -Babanla abim üniversiteden arkadaştılar.Babanı abimin düğünüde görmüştüm.O kadar yakışıklıydı ki.Gözleri sarı sarı bakyordu.Yüzünde hep muzip bir ifade vardı…Sonra o da beni farketti.Birden annem rüya aleminden çıktı.Bana öfkeyle baktı. -Sonra ne olacak evlendik sen doğdun.Annem duygusal kadındır .Ama duygularını kimseye göstermeyi sevmezdi. Bende gülerek -Anne ben nasıl dodum diyince -Kız sen iş mi yapıyon Anne ben nasıl doğdum diyor utanmaz Sen evlen o zaman anlarsın….Git camları sil diye bağırdı bana.Her zaman ki gibi. Akşama kadar bir tomar laf yedikten sonra işleri bitirdik.Babam patronunu ve ailesini getirmeye gitmişti.Kapı çaldığında annme heyecanla kapıyı açmaya gitmişti.Ben balkondan yağmuru izliyordum.O kadar dalmışım ki anem beni çağırıncaya kadar orda durdum.Sonra da içeri girdim.Çok hoş bir bayan gördüm önce -Hoş geldniz hanımefendi diye yavaşça sıktım ellerini O ise gülerek bana sarıldı -Ahmet bu senin kızın mı?Ne kadar tatlı..Islanmışsın yavrum öpüyordu beni. Annem saygıyla -Kızım yağmuru çok sever dedi.O sıra da ben babamın patronunun elini öptüm.Daha sonra onu gördüm.Bana bakıyordu.Odaya girdiğimden beri birisinin bana baktığını hissediyordum.Ona doğru gitmeye başladım.Kömür gibi bir çift göze doğrugidiyordum.Rüya gibiydi.Anlmsız bir şekilde kalbim çarpmaya başladı.Heyecanden öleceğimi hissediyordum. -Merhaba dedi Ellerini uzatmıştı.Yavaşça o ellere dokunurken sesini vücudumun her hücresi hissediyordu -Ben Melih .Sende Ecem olmalısın.Sadece başımı sallayabildim.Dudakları muzip bir şekilde yukarı kıvrılırken sadece ona bakakaldım Ellerim hala avuçlarının içindeyken sadece onu görüyordum.Kalbim yerinden çıkarcasına çarparken yağmur pencereye şiddetle vururken sadece O vardı.İlahi bir varlık gibi……..
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Irmak Soytaş, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |